Top
Ali Esad Göksel

Ali Esad Göksel

aliesadgoksel@htgazete.com.tr

13/11/2010

Dokunulmaz ama içilebilir

21’inci yüzyılın belirgin karakter özelliği nedir? Eminim herkes kendi meşrebine göre yanıt arayacak. Yine de oyların benzer temalarda yığılacağı kesin. Bu nasıl oluyor? Gayet basit. “Küresel iletişim” o denli belirleyici ki. Tercihler daha deklare olunmadan “yazılıyorlar” ya. Kategoriler, klasmanlar da... Küresel iletişimin demokratlaştırıp açığa çıkardığı sahalar eninde sonunda gizli saklı ve “dokunulmaz olanların” yok oluverdiği bir dünyaya taşımıyor mu bizi? Öyle ya, artık herkesin her şeyi bildiği, tanıdığı bir âlemdeyiz: “Şu da özel, hatta o denli özel ki sıralamanın dışında, üzerinde bir yerde durmakta” diyebiliyor muyuz? Galiba. Nadiren de olsa. Hâlâ özel olanlar yüzyılın istisnai metaları oldular. Örneğin şarap âlemi. Dünyanın şarabın bilindiği her neresine gitseniz, size bir “şampiyonlar ligi” sıralanacak. Bir de onun da dışında yer alan iki üç şarap. Emin olun şampiyonlar ligi sıralaması arada değişebilir. Ama şu üstü var ya. İşte o bölüm dokunulmazdır. Hem de dün, bugün değil. Nerede ise asırlardır. Konumuz: Dokunulmazlar Liginin pinot noir üzümü. Romanée-Conti!
Baştan başlayalım. Yani “mal sahibi, mülk sahibi, kimdi bunun ilk sahibi?” diye sorarak. Romanée Conti’nin bulunduğu bağ bölgesinin tarihi “10’uncu yüzyıla” kadar sürülebiliyor. Bölgenin “Benedikten papazlarının” diktiği bağlarla bezeli olduğunu bilmekteyiz. Kilise ve manastırların elindeki bağcılık 16’ncı yüzyıla dek sürüyor. 1560’larda Croonembourg sahneye çıkıyor. Ardından ise önemli bir kayıt: 1760’ta Fransa Kralı XIV’üncü Louis’nin kuzeni Conti Prensi sofrasında kullanmak üzere şarap işine giriyor. Bağı Romavilla’dır. Prens François Bourbon acaba bağın neyin nesi olduğunun farkında mıydı? Diyelim, “Prens satın alırken komşu bağlar arasındaki rayicinin 10 katı altını peşinen ödemiştir.” Yani 18’inci yüzyılın ortasında yeni ismi ile “Romanée Conti” bağı zaten bulunmaz “Hint kumaşı” kategorisindedir. Fransız İhtilali çok şeye kapı açarken, bağın sahibini de değiştirecektir. Conti Prensi Bastille’de hapse girerken bağ da satışa çıkar. İsmi La RomanéeConti’dir. 1869 yılına kadar Ouvrard Ailesi’nin elinde kalan bağ, Blochet’e satılır. De Villaine’in dedelerine. Peki De Villaine kim? İşte orada durmalıyız. Aubert de Villaine Romanée Conti şarabının arkasındaki adam. Bu nasıl bir şarap olmalı ki müzayedelerde örneğin “1990 mahsulünün” 25 bin Amerikan Doları’na çıktığı oluyor. Geçenlerde Sotheby’s Hong Kong Müzayedesi’nde Romanée Conti’nin 2005 yılı fiyatı çitayı yeni bir yere yerleştirdi. Nerede ise 30 bin Amerikan Doları. Ne olur, ne olmaz diye kayıtlara geçiyoruz: Şişe fiyatı.

KADİFE VE KIRMIZI MEYVELER
Peki, efsane nasıl bir şarap? Değerlendirmeyi sadece iki kez içen birisinin yapması uygun olmayacağı için söz Michael Broadbent’in. Dünyanın en ünlü kolleksiyonerlerinden Jaeger’in San Francisco’daki evinde Burgundy’leri tadıyorlar: “3’üncü gün Romanée Conti’nindi. Cote d’Or’un “taklidi namümkün” pırlantasını tatmak için masadaki yerimi aldım. 1978-1889 mahsulleri arasına yayılan Romanée Conti’lerin tümü daha yeni açılmışlardı. Bunun nedeni şarapların kadehlerimizde “açılmalarını” sağlama arzusu... Dillere destan 1978 mahsulü ile yola koyulduk. Buke ortaya çıkınca ölçülü tatlı, zengin ve parfüme, pino noir üzümünün ifadesine sahipti. Yarım saat içinde daha yumuşak, meyveli, özellikle kırmızı meyveleri sergiledi. Damakta çok ölçülü alkol, kadifevari doku, tazelenen bir ferahlıkla sonlanmaktaydı. Arkadan ilk mahsul ikilisinin diğeri 1971 ortaya çıktı. Bir diğer doruk. Benzersiz Domame Romanée Conti bukesi. 90 dakika sonra tümüyle açıldı. İki buçuk saat sonunda halen diriliğini muhafaza etmekte. 1971 damakta 78 mahsulünden daha tatlıca, zengin, tamamlanmış ve belirsiz – örtülü tanenli.

KİM CENNETE GİREMEZ?
Geriye gidişimiz merak ve heyecan doluydu. Pırıltılarla dolu bir zaman tüneli düşünün. Sonunda 1889 yılındayız. 120 yıllık bir şarap hayatta kalabilir mi? Evet, hem de olağanüstü bir performans ile. Pembe– kırmızımtrak rengin içinde kehribar gölgeler var. Burunda tatlı, yarım saat içinde kadehte tümüyle açılan, dinlenmiş şarap bütün tadımın en iddialı deneyimi. Sadece nostalji dolu, tarihe olan merak ile açıklanamayacak zevk oturumunun içine düşüyoruz. Biz faniler için pespembe bir hayalden ibaret olan tadım seansından tekrar günlük hayata, dünyamıza dönelim. Diyelim paramızı denkleştirdik. 2010 yılı mahsulü bir şişe Romanée Conti almak istiyorsunuz. Bunu da mümkün olduğu kadar tasarruflu bir operasyonla toptancıya sipariş verip yapmak arzusundasınız. Öyle olamıyor. Toptancı size kasa veriyor. Sakın peşin peşin sevinmeyesiniz. 12 şişe Romanée Conti değil kasa. İçinde bir şişe Romanée Conti olan kasadan diğer şaraplar da çıkacak: La Tache, Richebourg, Romanée Saint Vivant, Grands Echezeaux ve Echezeaux, Montrachet. Yani komşu bağlar. Onlar da “malum şirketin” ya. Şunu da ekleyelim. Esasen bu saydığımız sair şarapların beheri ayrı bir yıldız... Bir fasıl da Aubert de Villaine için. De Villaine 70 yaşında bir delikanlı, bir bilge. 40 yıldır dünyanın en iyi şarabını yapan, soluksuz çalışan adamın dediğine dikkat: “Şarabın tadını veren bağın olduğu topraktır. O toprağın karakterini aktarabildiğiniz ölçüde başarılısınız demektir.” En son sözü ise Broadbent’a bırakalım: “Şayet iyi bir insansanız, cennete gitmeyi hak ediyorsunuz. Orada Romanée Conti servis edecekler. Ama şayet bu dünyada Romanée Conti’yi zamanından önce içiyorsanız, o zaman zaten cenneti hak etmiyorsunuz!” Aman senelere dikkat!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları