Top
Ali Esad Göksel

Ali Esad Göksel

aliesadgoksel@htgazete.com.tr

13/03/2010

Şarapçılarımız podyumda

Gelelim geçtiğimiz haftaya. Halihazır hava ve meteorolojik öngörüler en hafif deyimi ile sisli iken, Türkler tam kendilerine has bir cevvallik ile atağa kalktı. Sakın ha yanlış anlaşılmasın. Bu toplumun sürpriz dolu ataklarla son dakika kültürü, sonunda Alman eğitimi ile oluşmuş matematik kafalı bendenizi dahi pişirdi. Eskisi gibi sürekli söylenen olmaktan çıkıp, "Eee bunda da vardır bir hayır" deyiveriyorum!

TÜRKİYE'NİN ŞARAPLARI PLATFORMU
Londra Büyükelçiliğimiz şarap dünyasının anglosakson ağır toplarından bir ekibi Türkiye'ye davet etmiş. Karşılamak üzere de "Wines of Turkey" platformunu seçmiş. Elhak çok doğru bir tercih. Taner Öğütoğlu'nun azimli çabaları ile oluşan bu dernek iki üç yıldır sahnede.
Feriye Lokantası'nda Vedat Başaran'ın marifetleri ile donatılmış safageldin gecesinde Oz Clarke ile yan yana düştüm. Clarke dünya çapında bir isim. Şarap dünyasının en önde gelen fetvacılarından. Yemek boyunca sorular soruldu. Oz not etti. Bu arada bizim Kalecik Karası üzümünün uluslararası piyasa için vaftiz babalığına soyundu. Bunun ismi "KK" olsun deyu! Gerisinin de geleceğine eminim. Şarapçılarımızın neredeyse tümü orada idi. Konuklar hafta boyunca muhtelif şaraphanelere, bağlara gitti, ne olup bitiyor, mahallinde gördü. Favori şaraplarını da beyan ettiler: Kavaklıdere Pendore Boğazkere 2008. Bunlar şarapçılarımız için çoktandır imrendiğimiz, onlara yakıştırdığımız marifetler. Hem Londra'daki elçimize hem de Wines of Turkey platformuna tebriklerimizi sunuyoruz.


ŞARABIN ÜSTAD-I AZAMLARI
Bitti mi? Hayır. Başta dedi idik ya. Bizim kültürde yatıp yatıp kış uykusundaki bütün ataleti bir seferde silkinip atmak esastır. Arada gün bırakmamacasına bir diğer program devreye girdi. Birden etrafımız MOW ile doldu. "Yahu bu da ne? Mart dolayısı ile aşina bir yakarış mı?" demeyesiniz. "The Institute of Master of Wines" küresel ölçekte yüksek prestijli bir lonca. Şarap üstad-ı azamları loncası. Girmek, kabul olunmak başlı başına bir mesele. 1950'lerden beri devrede. Herkese açık. Ama daha bizden içeri sızabilen olmamış. Ne yazık! İşte bu loncanın başkanı, ağır topları da geçen hafta İstanbul'da boy gösterdi. "Topaz" ve "Sunset'te" bu ustalarla beraber olduk. Her iki lokantanın da mutfak performanslarından etkilendiler. Topaz'da 52 ayrı şarabın kadehte de sunuluyor olması not edildi. Veritas'ın organizasyonu başarılı idi. Bravo Yunus Emre. Sakın kimse şudur budur diye kıyı kenar eleştrisi yapmaya kalkışmasın. Bu muhteremlerin buraya gelmesi dahi onların nezdinde Türk Şarapçılığı diye bir mevzinin açılması demektir. Sadece bu bile büyük bir artıdır.

KİM NE NOT ALDI
Master of Wines / Üstad-ı Azamlar elbette tadım da yaptılar. Beyan ettikleri fikirlerini sizlerle paylaşalım:
En iyi üç beyazları:
Kavaklıdere Cotes d'Avanos Narince - Chardonnay 200987
Sevilen Sauvignon Blanc 200886
Doluca DLC Sultaniye Emir 200985


En iyi üç kupaj kırmızıları:
Prodom Syrah-Cabernet Franc-Petit Verdot 200791
Prodom Syrah-Cabernet Franc-Petit Verdot 200690
Kavaklıdere Egeo Cabernet Sauvignon - Merlot 200789

En iyi üç varietal kırmızıları:
Kavaklıdere Pendore Syrah 200889
Urla Şarapçılık Nero d'Avola 200988
Sevilen 900 Cabernet Sauvignon 200787

Ha bir de Atkins ve Oz Clarke'ın ek fetvaları var: Türkiye'de aldığı paranın hakkını en iyi ödeyen şarap: "Pamukkale Trio Kırmızı 2007".

SON SÖZ
Sizlere Ömer Hayyam'dan bir dize nakledelm:
"Şarap satanların aklına şaşarım.
Ondan iyi ne var alınacak dünyada?"
Şahane bir nokta olurdu! Ama, eski "muhalif" yanım ağır basıyor: Şu hareketli haftadan şarapçılarımız ve tüketicilerimiz, sonra ülkemizin ekonomisi de nemalansın istiyorum. Hadi şarapçılar, yurt dışına, özellikle iyi lokantalara şarap satın! Hadi Ali Basman, Ahmet Kutman, sonra Güler Sabancı, Akın Öngör, yurtdışında da bağ alın! Kendinize yabancı ortak bulun!
 
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları