Şaşıracak halimiz kalmadı.

Olmaz denilen ne varsa yaşadık.

"Sırada ne var acaba" diye bekliyoruz!

Türkiye, Gazzelilere karşı İsrail'in yanında olmakla suçlandı.

Bunu bile gördük.

Aklı yok.

Fikri yok.

Deli misali...

Kör inat....

Tek cümleyle "İstediğimizi vermediniz biz de en olmadık yerden saldırırız" motivasyonunu siyasetinin temeli haline getiren Yeniden Refah Partisi tezvirata devam ediyor.

Bu gidişle Dezenformasyon ile Mücadele Merkezi DMM, mesaisinin büyük bölümünü Yeniden Refah Parti'sinin Türkiye'ye yönelik iftiralarına ayırmak zorunda kalacak.

Oysa Türkiye başından beri İsrail'e karşı Filistin'in yanında dimdik duruyor.

Sadece DMM'nin faaliyetleri bile bunu görmek için yeterli.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi DMM, 7 Ekim'den bu yana işgalci İsrail'in yalanlarını deşifre ederek sadece gerçeğin hakkını vermekle kalmadı aynı zamanda "Türkiye'nin Filistinlilerin yanında olduğunu" tüm Dünya'ya "resmen" göstermiş oldu.

Resmen çünkü DMM doğrudan Cumhurbaşkanlığının emrinde devlet görevi ifa ediyor.

Süreç boyunca 150'den fazla İsrail yalanı belgeleriyle çürütüldü.

Sadece Türkçe değil, İngilizce ve Arapça yayınlarla ifşa edildi.

Savaşın "psikolojik" tarafında sergilenen bu mücadele Dünya'da yankı buldu.

İşgalci İsrail devletinin resmî kanalları üzerinden yaydığı alçak iftiralar karşısında Türkiye'den başka hiçbir devlet "resmen" mücadele ortaya koymadı.

Katil İsrail'in elebaşları Herzog ve Netanyahu başta olmak üzere işgalci çetenin hangi üyesi bir yalan ortaya koysa DMM hakikatleri gösterip yüzlerine çarptı.

Ve bugün...

DMM sadece İsrail'in değil Yeniden Refah Partisinin iftiraları ile de mücadele etmek zorunda...

Eksikti...

Tamam oldu!