Top
04/03/2024

Antalya Diplomasi Forumu

Türkiye önemli bir diplomasi zirvesine ev sahipliği yaptı. Artık küresel diplomasinin en önemli buluşma noktası olan ve geleneğe dönüşen ADF yine çok önemli toplantılarla, panellerle doluydu.

19 devlet veya hükümet başkanının katıldığı Antalya Diplomasi Forumu'na ayrıca 52 Dışişleri Bakanı da iştirak etti.

Türkiye'nin dünya siyasetinde son yıllarda artan ağırlığının bir nevi yansıması olan forum düzenlendiği her yıl dünya diplomasi gündemini de belirliyor.

Akademisyenlerin ve uluslararası öğrencilerin de bulunduğu pek çok oturum dünyanın çeşitli sorun alanlarının ele alındığı; teorik ve pratik tartışmaların yapıldığı bir derinliğe de sahip oldu. Türk Dünyası'ndan, Afrika'dan Ortadoğu'ya ve Balkanlar'a kadar pek çok bölgenin sorunlarının bizzat o bölgeden diplomatlar veya bakanlar tarafından tartışıldığı oturumların bulunması da Türkiye'nin küresel aktörlüğünün bir tescili niteliğindeydi.

Savaşların, katliamların, hastalıkların, iklim ve gıda krizinin yaşandığı bu çağda diplomasi daha da önem kazanıyor. Türkiye de bölgesinde istikrarlaştırıcı bir güce dönüşüp önemli bir diplomatik misyonla pek çok krizi istikrara dönüştürmek için çaba harcarken bu vizyonu küresel sorunlara da taşıyacak bir inisiyatif ortaya koyuyor.

Ukrayna - Rusya Savaşı'nın taraflarından Rusya'nın Dışişleri Bakanı Lavrov'un Antalya'ya gelip forumda bir konuşma yapması ve sorulara cevap vermesi de bunun göstergelerinden biriydi. Yine İsrail'in Gazze'de yürüttüğü katliamın da forumda ele alınması ve Türkiye'nin hem katliama karşı net duruşunun çeşitli diplomatik aktörlere açıkça ifade edilmesi bu bakımdan önemliydi.

Macaristan Başbakanı Orban'ın yaptığı konuşma da Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde dünyada nasıl bir aktöre dönüştüğünün vurgulanması da ADF'nin en dikkat çekici kesitlerinden birisi oldu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Kıbrıs'taki Türk varlığı ve iki devletli çözümden vazgeçmeyeceklerini tüm dünyaya haykırması da yine hafızalara kazındı. Ayrıca Türk Devletler Teşkilatı'nın başta Azerbaycan olmak üzere üyesi olan Türk Devletleri'nin üst düzey temsilcilerinin en çok vurguladığı konu da Türk Dünyası'nın entegrasyonu ve TDT'nin Türk Birliği bakımından oynayacağı rol üzerineydi.

Dünyada en çok diplomatik misyona sahip üçüncü devlet olan Türkiye'nin Antalya Diplomasi Forumu ile birlikte küresel etkisini daha da derinleştirdiği söylenebilir.

Foruma akademisyenlerin davet edilmesi de önem taşıyor. Daha önce bu köşede tartıştığım üzere Uluslararası İlişkiler disiplininde Batıcı ve bilhassa da Amerikancı bir hegemonya bulunuyor. Bu hegemonyaya teslim olmak yerine Türkiye'nin millî meselelerine hassasiyet gösterip haklı duruşunun altını çizmek, akademik zeminde bu duruşu daha güçlü bir şekilde inşa etmek konusunda uluslararası ilişkiler disiplininden akademisyenlerin ciddi sorunları ve eksiklikleri bulunuyor. Daha özgüvenli, cesaretli ve inisiyatif alan akademisyen tipinin oluşması hem akademik platformlarda hem medyada hem de diğer mecralarda bunun ortaya koyulması gerekiyor. Türkiye'nin başta millî meseleleri olmak üzere temel yaklaşımlarını, stratejik özerklik mücadelesi ile başlayan ve küresel bir aktöre doğru aşama kaydetmekte olan sürecine akademisyenlerin de katkı vermesi önem taşıyor.

Antalya Diplomasi Forumu'nun böylesine bir küresel zirve hâline gelmesinde kuşkusuz önceki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun payı büyük. Bu büyük inisiyatifi başarılı bir şekilde devam ettirip daha da ileriye taşıma iradesi gösteren Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve organizasyonu idare eden Dışişleri Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Nuh Yılmaz da büyük bir tebriği hak ediyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp