Top
01/01/2024

Dağılan muhalefet nasıl konsolide edilir?

2019 Yerel Seçimleri'nde CHP'nin büyükşehirlerde kazandığı başarı, yaşanan ekonomik sorunlar ve 21 yıldır devam eden iktidarın doğal "metal yorgunluğu" hem Türkiye'deki muhalif odaklarda hem de bu odakları destekleyen Batı'da 2023 Seçimleri için büyük bir ümit yaratmıştı. "Bahar gelecek" temalı söylemler başta CHP, CHP medyası, CHP sosyal medyası olmak üzere pek çok muhalif kurum, grup veya kişide büyük bir heyecan oluşturmuş, kazanacaklarından emin bir özgüvenle geçen süre nihayetinde aynı derecede büyük bir hüsranla neticelenmişti.

Hüsran o kadar büyüktü ki CHP'de genel başkan değişmiş, İyi Parti ittifakı dağıtmış, karşılıklı suçlamalar başlamış, CHP medyasının reytingleri yerlerde sürünmeye başlamış, sabah akşam "yargılayacağız" diye tehdit edenler sus pus olmuştu.

Moral üstünlüğünü, dayanışmasını, muvazenesini kaybetmiş bir muhalefet bu bozgun havasıyla yerel seçimlere gitmek durumunda kalacaktı.

Sadece CHP'nin ve altılı masanın organik unsurları değil, Batıcılığın başta ünlüler olmak üzere tüm kültürel, akademik, entelektüel unsurlarında da büyük bir yılgınlık havası hâkimdi. Her ne olursa olsun Türkiye'de Batıcıların kazanamayacağına dair kanaat Batılı merkezlerde de asgari bir kabule dönüşüyordu.

İşte bu yılgınlık ve bozgun havasını dağıtacak yeni bir rüzgâra ihtiyaç duyuluyordu.

CHP'deki genel başkan değişimi böyle bir rüzgâr yaratmaktan uzaktı. Çünkü yeni genel başkan da halefi gibi bu heyecanı yaratacak bir liderlik aurasından da siyasal ve ideolojik çizgiden de yoksundu. Dahası esas liderin o olup olmadığı bile belli değildi. Bu eksik aurayı kazanmak için girişilen İyi Parti'yi tekrar ikna etme süreci de hüsranla neticelenmişti. Bunun acısını ise İyi Parti'ye yönelik birtakım operasyonlar yaparak çıkarmak isteyenler ortaya çıkmıştı.

Bunun üzerine daha birkaç ay önce sandıktan PKK uzantılarıyla ittifak yapmaya karşı oluşan bütün milliyetçi tepkinin muhalefetin hezimetindeki esas sebebi teşkil ettiğini görmekten bile aciz bir siyasi akılla yine benzeri görüşmeler yapılmaya başlandı. Şehit cenazesinden çıkıp doğrudan PKK uzantısına gidip ittifak görüşmesi yapmanın yarattığı büyük tepki de ortadaydı ve ümitsizlik hâlini perçinliyordu.

İşte tam böyle bir ortamda o aranan rüzgârı cuma gecesi Suudi Arabistan'da bulmak isteyenler ortaya çıktı. Alakasız bir şekilde bir futbol maçı ile başlayan tuhaflıklar zincirinin ve Türkiye Futbol Federasyonu'nun ciddi yönetim zafiyetinin ustaca bir siyasi kampanyaya tahvil edilmek istendiği görülebiliyor.

PKK ile ittifaka ses çıkarmayanların, Disney+ ve Ermeni lobileri karşısında kuzuya dönenlerin bu kadar can havliyle Millî Mücadele lideri Mustafa Kemal Paşa üzerinden yeni bir kamuoyu ve rüzgâr yaratmaya çalıştığı ortada. Kuşkusuz Atatürk'e karşı hiçbir saygısızlığı kimsenin hoş görmesi mümkün değil ama gelin görün ki önümüzdeki günlerde daha da net göreceğimiz üzere bu zemin üzerinde inşa edilmeye çalışılan yeni sürüm siyaset ve toplum mühendisliğini görmemek de mümkün değil.

Buradan hem muhalefetin o bozgun havasını dağıtıp yeniden tüm farklı yerlere saçılmış unsurlarını konsolide etmeye çalışan hem de milliyetçi-muhafazakâr kesimin büyük çoğunluğu için de büyük önem taşıdığını gören bir siyasal akıl tarafından Atatürk sembolizminin kullanılacağını görüyoruz.

Bu noktada Suudi Arabistan söz konusu olduğunda Atatürk'ü hatırlayıp siyasal ve toplumsal kamuoyu oluşturanların, PKK ve arkasındaki ABD emperyalizmi karşısında Atatürk'ü unutan o derin sessizliği elbette Türk milleti tarafından görülmekte. Hâl böyleyken muhalefet bakımından Türk seçmenini genel seçim sonuçlarını terse çevirecek şekilde ikna etmek için çok daha başka stratejilere ihtiyaç duyulacağı açıktır. İşte 2024 yılında bu stratejik aklın başka ne tür arayışlara gireceğini hep birlikte izleyeceğiz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp