Top
Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

30/04/2024

Külliye'ye giden CHP'li…

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan istediği randevunun tarihi belli oldu. Görüşme perşembe günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşecek.

Hatırlayacaksınız, 2019'da "Saraya giden CHP'li/Külliye'ye giden CHP'li" tartışması yaşanmıştı.

İddiayı 20 Kasım'da Sözcü yazarı Rahmi Turan 'Müthiş bir haber' başlığıyla ortaya atmış;

"9 Kasım'da CHP'li önemli bir siyasetçinin Külliye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğünü, Erdoğan'ın da ona 'Senin CHP Genel Başkanı olman lazım, yardımcı olurum' dediğini" iddia etmişti.

İddiasını da "Saray'a yakın bir haber kaynağı"na dayandırmıştı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, "Okuduğumda doğrudur dedim. İsim vermek istemem" diyerek tartışmaya hız vermişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iddiayı "Külliyen yalan" sözleriyle yalanlamış;

Rahmi Turan, "Bana o ismin Muharrem İnce olduğu söylendi" diyerek ortalığı iyice karıştırmış;

Muharrem İnce, "Bu, benim üzerimden parti içi muhalefete yönelik şerefsizce bir saldırıdır" diye köpürmüştü.

Nihayet, Rahmi Turan, 'müthiş haber'in, kendisinin de yazı yazdığı bir internet sitesinin sahibinden duyduklarından ibaret olduğunu açıklamış, o kaynak da haberini Kemal Kılıçraroğlu'na 'doğrulattığını' söylemişti.

Yani top dönüp dolaşıp Kılıçdaroğlu'nda kalmıştı.

Öyle de kaldı...

***

O gün CHP Grup Başkanvekili olan Özgür Özel, 5 Kasım 2023'te CHP Genel Başkanı seçildi.

8 Nisan 2024'te de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan randevu isteyeceğini açıkladı.

Özel, iki gün sonra Külliye'ye gidecek.

***

Bunları, o iddianın doğru olabileceğine ihtimal verdiğim için hatırlatmadım.

O günlerdeki kanaatimi koruyorum.

Mesele CHP içinde Kılıçdaroğlu yönetimine muhalefet eden Muharrem İnce'yi itibarsızlaştırmaktı.

Ve daha önemlisi, CHP içinde "Külliye'yi itibarsızlaştıralım diye Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamını rencide ediyoruz, bu karşıtlık, gerginlik CHP'ye de faydalı değil" diyenlerin de sesini kesmeye yönelikti.

Bunun için CHP'lilerin en çok itibar ettiği gazete kullanıldı.

İşe de yaradı.

En azından Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçiminde başarısız olana kadar...

***

Özgür Özel, CHP'ye kazandırmadığı defalarca kanıtlanan bu stratejiyi terk etme sinyali veriyor.

Şimdilik 'sinyal' bu.

Zira önceki stratejinin de bir parçasıydı kendisi.

Ancak şimdi 'Genel Başkan' olarak 'farklılaşması' gerekiyor.

Yüzüne, saçına başına yansıyan 'değişim'in 'siyasi iletişim' noktasında da ilk örneğini gördük.

Ancak bunu politikalarda da görmeye başladığımızda gerçek farklılaşmayı anlayabileceğiz.

Ben ikinci adım olarak Külliye'ye taşınan konu başlıklarına bakacağım.

Hangisi gerçek gündem, hangisi popülist, hangisi Batı'nın gündemindeki konular...

AB, KENDİNİ ABD'DEN KURTARAMIYOR

Avrupa Birliği, ABD'den bağımsızlığını kazanma yolunda çabalarını artıracak gibi görünüyor.

Çünkü ABD bağımlılığı uğruna İsrail'e verdiği sınırsız destekle son 'insani ve medeni' ilkelerini de çiğnediğinin farkında.

***

Tek çıkış yolu 'kendini affettirecek' boyutta bir şey yapmak...

'Filistin devletini tanımak' şimdilik iyi bir alternatif olarak görülüyor.

AB'ye sonradan üye olan bazı Baltık ülkeleri ile İsveç, Filistin'i tanımıştı.

Şimdi İspanya ve İrlanda ile 10'a yakın AB üyesi ülke daha bu konuyu görüşüyor.

En son AB dışişleri bakanları, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun "Filistin devletinin kurulmasına karşı olduğu" açıklamasına tepki gösterdiler.

Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg 'bile', "Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin etme hakkının tek çözüm olduğunu" söyledi.

Üye ülkelerin birlikte hareket ederek Filistin'i tanıması ve AB'nin kurumsal olarak buna katılması 'bağımsızlık' için bir gösterge olabilir.

Ancak bu konuda da göstergeleri zayıf.

En son BMGK'da Filistin'i tanıma kararını veto eden ABD'ye çıt çıkaramadı.

Şimdi, İsrail işgali altındaki Filistin toprağı Batı Şeria'da Filistinlilere şiddet uygulayan, evlerini mallarını çalan İsrailli yerleşimcilere yaptırım kararını tartışıyorlar.

Avrupa medyasında görebildiğim kadarıyla, bu konuda bile ortak karar alamayacaklar.

Belki ABD ve İngiltere gibi etkisiz bir göstermelik yaptırım...

Filistinlilerin evlerini barklarını zorla ellerinden alan haydutların çifte vatandaşlıklarını iptal etmeyecek, Avrupa'ya seyahat veya ticaret ambargosu koymayacaklarsa alınacak karardan o haydutların bile haberi olmaz...

ABD'NİN RAPORLARI HÜKÜMETİNİ YALANLIYOR

ABD, İsrail'in Filistin'deki soykırıma varan katliamları konusundaki sorulara "insan hakları ve uluslararası hukuka aykırı bir şey görmüyoruz" cevabı verse de, artık sıkıştığını saklamıyor.

En son, ABD Dışişleri Bakanlığı'dan medyaya bazı iç yazışmalar sızdırıldı.

Çünkü Dışişleri Bakanlığı, 8 Mayıs'ta ABD silahlarının kullanımı konusunda Kongre'ye rapor sunacak.

Dışişleri'nin ilgili birimlerinin hazırladığı raporlarda, "ABD'nin verdiği silahların uluslararası insancıl hukuka uygun olarak kullanıldığına" dair İsrail tarafından verilen güvencelerin "inandırıcı ve güvenilir bulunmadığı" belirtiliyor.

Türkçesi şu;

ABD Başkanı, Dışişleri Bakanı ve sözcüleri bu raporlara rağmen yalan söylüyorlar!

Doğrudan hükümete bağlı ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) raporu da aynı şeyi söylüyor:

"İsrail hükümetinin de 'üçte ikisi sivil' dediği yaklaşık 32 bin kişinin öldürülmesi, uluslararası insancıl hukukun ihlali anlamına gelebilir."

Kongre'ye sunulacak rapor öncesi bu yazışmaların sızdırılması, "hükümete rağmen devletin onurunu kurtarma çabası" olarak yorumlanabilir.

Kurtarılacak bir şey kaldıysa...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp