Top
Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

28/05/2019

İstanbul'daki ikinci tur ve pist başında iki adayın durumu

Yeni anketler gelmeye başladı.

Henüz ‘zemin yoklaması’ niteliğindeki araştırmalar, yarışta kalan iki adaya yönelik desteğin çok değişmediğini gösteriyor.

AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım, yeni kampanyaya başladı.

Esasen kampanya hiç bitmedi, zira Ramazan’ın gelişiyle birlikte ‘iftar sofraları’ ve sahura kadar vatandaş ziyaretleriyle devam ediyor.

Şimdilik görülen farklılık şu: Yıldırım kendi üslubunu daha fazla sahaya yansıtıyor; İstanbul için yapacaklarını daha fazla gündemde tutuyor. “Ne dediysek yaptık, yine biz yaparız” sloganı bu yüzden seçildi.

CHP, İyi Parti (İP) ve HDP’nin adayı Ekrem İmamoğlu, da DSP’nin de fiilen eklenmesiyle ‘4 partinin adayı’ olarak kampanyasını devam ettiriyor.

İmamoğlu kampanyasında ise henüz bir değişiklik görülmüyor. Mağduriyet algısı, her durumda gülümseme, ‘muhafazakar mahalle’de gidilmemiş ev bırakmama ve “mümkün olduğunca CHP’li görüntü vermeme” üzerine kurulu süreç devam ediyor.

CHP yönetimi burada bir değişiklik düşünmüyor; aksine “bu tarz 31 Mart’ta kazandırdı, yine kazandırır” düşüncesi hakim.

İkinci turda daha net konuşmak için bayram sonrasını beklemek gerekiyor.

CHP adayı İmamoğlu, ‘medyada kendine yer bulamayan aday’dan çıkardığı ‘mağduriyet’i, bazı yeni medya organlarında kendisine gösterilen ‘aşırı yakınlıklar’la kaybetmeye başladı.

“CHP’li görüntü vermeme” stratejisi de AK Parti’nin dikkatini çekmiş durumda.

AK Parti ayrıca ‘mağduriyet’ konusu üzerinde de çalışıyor.

AB ile yeni süreç nasıl olacak?

Avrupa Birliği’nin yasama organı olan Avrupa Parlamentosu üyelikleri için 28 ülkede seçim yapıldı.

751 sandalyenin bulunduğu Parlamento’da merkez sağ blok çoğunluktan düştü. Merkez sağ partiler 182’de; merkez sol partiler ise 147’de kaldı. İki grup toplamda 83 sandalye kaybederken, Liberaller 42, Yeşiller 19 ve milliyetçiler 58 sandal-ye daha kazandılar; ‘aşırı milliyetçiler’ ise 54 sandalyeden 60’a yükseldi.

‘Merkez’ çöktü, aşırı sağ ve yeşiller yükseldi.

Bu durum Avrupa Birliği’nin geleceğine dair çok olumlu işaretler vermiyor. Zira aşırı sağ partiler en çok Fransa ve İtalya’da güç kazandı.

Bu kesimlerin temel özelliklerinden biri AB ve göçmen karşıtı olmaları.

Bu nedenle aralarına benzer ilkeleri savunan İngtere’nin AB’den ayrılmasını savunan Brexit Partisi’ni de eklemeliyiz.

Bütün Avrupa’da ama özellikle Almanya’da sonuçlar üzerine yapılan analizlerde ortak tespitler var; “toplumun giderek daha fazla ayrışması, göç politikalarına yönelik eleştiriler ve dijitalleşme…”

Bu tablo AB’nin ‘birlik’ olarak geleceğini tehdit ediyor.

Sonuçlar, AB-Türkiye ile ilişkilerin geleceğini de etkileyecek.

Şimdi Türkiye’nin muhatap olacağı komisyonların başkan ve üyeleri ile yeni ‘raportörler’ belli olacak.

Bu komisyonlarda aşırı sağ, radikal sol ve yeşillerin ağırlığı olacak.

Türkiye’nin geleneksel olarak yakın durduğu Sosyal Demokratlar ciddi kan kaybetti. Yeşiller’le Ankara’nın arası iyi de-ğil. Sol partiler terör örgütü PKK’ya daha yakın. Aşırı sağ partiler ise ‘AB üyesi olmadığı sürece’ Türkiye ile ticari ve turistik ilişkilere ‘olumlu’ bakıyor. Ancak bu bakış güven verici değil.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp