Top
Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

25/06/2019

AK Parti sonuçları değerlendirir

AK Parti, İstanbul seçiminin sonuçlarını bu hafta değerlendirecek.

Aslında, değerlendirme 31 Mart sonrasında başlamıştı.

Bu hafta değerlendirmelerin ilk sonuçlarını görebiliriz.

En azından somut sonuçlara dair işaretler çıkacak.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, G-20 zirvesi için gideceği Japonya seyahati öncesi hem kabineyi hem parti yönetimini hem de TBMM Grubu’nu toplayacak.

Seçimin en önemli sonucu, seçmenin AK Parti’ye 31 Mart’ta verdiği oyu 23 Haziran’da ‘azaltması’...

***

AK Parti seçmeninin yenilenen seçimde AK Parti adayına oy vermeme gerekçeleri hayati önemde.

Seçmenin ‘yanlış’ yaptığını düşünmek olmaz.

AK Parti bunu hiç yapmadı.

Bu kez de yapmasını beklemem.

Seçim değerlendirmesi bu açıdan ciddi bir özeleştiri olacak ve yeni yol haritasının da çerçevesini belirleyecek.

***

AK Parti kendi sorumluluğunu arayacak.

Ama bu ‘kaybetme’ psikolojisine dönüşmeyecek.

Zira AK Parti Türkiye’nin en büyük partisi.

En yakın takipçisi, ancak diğer tüm takımları bir araya getirerek kendisine ‘rakip’ olabiliyor.

Kazanabilmesi için ise ayrıca ‘kendisinden’ de taraftar desteği alması gerekiyor.

Bu ciddi bir büyüklük ve güç.

AK Parti bu gerçekliği bir yana bırakarak ‘yenilgi’ psikolojisiyle hareket etmez.

İstanbul seçimini mutlaka bir ‘kayıp’ ve önemli bir ‘uyarı’ olarak değerlendirecek.

Ve bunun gerektirdiği ‘somut’ adımları atacak.

Zira sandık en iyi uyarıcıdır.

‘Rövanş’ başlıklarını hatırlıyor musunuz?

2002 seçimlerinden sonra AK Parti’nin tek başına iktidara gelmesiyle birlikte dönemin güçlü medyasındaki köşe yazılarını ben hatırlıyorum.

“28 Şubat’ın rövanşı mı alınacak? Erdoğan intikam peşinde mi?” temalı yazılardan söz ediyorum.

Bu ‘endişe’ bir yönüyle ‘aslında haklılıklar’ içeriyordu.

Ama bir yönüyle de, Türkiye’yi karşılıklı bir rövanş/intikam sarmalı içine sokmanın ülkeye kaybettireceği düşüncesine dayanıyordu.

Erdoğan onların endişe ettiği gibi ‘rövanşist’ veya ‘intikamcı’ hislerin adamı olmadı.

Halk için ‘düzeltilmesi’ veya ‘değiştirilmesi’ gereken uygulamaları değiştirmek rövanş veya intikam değildi.

Bu tür yazıları yazanlar da onu “Bak işte korktuğumuz oldu” diye suçlayan yazılar yazamadılar.

Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandı.

Bu bir ‘yerel iktidar’...

Ancak CHP seçmeni bu iktidarı çok sahiplendi, çok sevindi.

Haklılar.

Zira bugüne kadar oy verdikleri CHP yönetimleri kendilerine iktidar duygusu tattıramadı.

Bu haklı sevinç ve rahatlamanın ‘iktidar sahiplerine’ yüklediği sorumluluklar var.

Seçmenin beklentileri var.

İstanbul’un da beklentileri var.

İkisini de doğru politikalarla tatmin etmek zor değil.

Erdoğan, bunu İBB başkanlığı döneminde de, bu tartışmaların yapıldığı Başbakanlığı döneminde de başardı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp