Top
Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

13/10/2020

Azerbaycan başarırsa...

Azerbaycan, son 10 yılda başta enerji olmak üzere tarımda ve ticarette büyüdü.

Halkı zenginleşti, yaşam kalitesi yükseldi; sağlık, eğitim hizmetleri iyileşti.

Dünya markaları Bakü’de toplandı; turizm gelirleri arttı.

Nüfusu son 10 yılda 8.9 milyondan 10.1 milyona yükseldi.

***

Ermenistan, aksine son 10 yılda daha da yoksullaştı.

Üretim ve ticaret olmayınca, ekonomide ve savunmada Rusya’ya bağımlılığı arttı.

En büyük gelir kaynağı Rusya’daki Ermeni oligarklar ile Avrupa ve ABD’deki Ermeni iş adamlarının gönderdikleri yardımlar.

Ayrıca, çalışmak için Türkiye dahil dünyanın dört bir yanına dağılmak zorunda kalan Ermenistan vatandaşlarının gönderdiği ‘gurbetçi’ dövizi!

Bu parayı da halkın refahı yerine Azerbaycan’a saldırı için eski Sovyet icadı tanklara harcadı.

Çocuklar iyi bir sağlık hizmeti ve eğitim alamıyor, genç nüfusu ülkeyi terk ediyor, yaşlılık oranı artıyor ve doğum oranı azalıyor.

Rus yanlısı hükümetler Batı, Batı yanlısı hükümetler ise Rusya tarafından cezalandırılıyor.

Bu yüzden nüfusu son 10 yılda 3.2 milyondan 2.9 milyona geriledi.

***

Ermenistan halkının refahı, Rusya-İran ekseninden çıkarak Azerbaycan-Türkiye üzerinden dünyaya açılmaktan geçiyor.

Ancak Erivan’da yönetimi elinde tutanlar, halkın refahı için yeni yollar açacak bağımsız kararlar almak yerine, Rusya, Avrupa-ABD ve diaspora bağımlılığını sürdürme kolaycılığını tercih ediyor.

Rusya’dan borç, diasporadan himmet adına Azerbaycan topraklarını işgal altında tutarak Türk düşmanlığını ‘diri’ tutuyorlar.

Diaspora da karşılığını ödüyor!

Ama asıl bedeli Ermenistan ve Dağlık Karabağ’daki Ermeniler ödüyor.

***

Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal altında tutması, açılabilecek ‘yeni yollar’ın önündeki en önemli engel.

Zira sınırlar normalleşmeden ilişkiler normalleşmez.

Azerbaycan’ın topraklarını işgalden kurtarması Erivan’ın önündeki bu engeli de kaldırmış olacak.

Sonrası, Ermenistan halkının, ülkeyi ‘yardım’ adı altında uzaktan yönetenlerden ‘bağımsız’ bir yönetim seçmesine bağlı.

Ve zihinlerini ‘Türk-düşman’ algısının işgalinden kurtarmalarına... 

ERMENİSTAN İŞGALİ İTİNAYLA GİZLENEMEZ!

Dün iki Avrupalı ‘resmi’ haber kaynağında iki harita dikkatimi çekti.

Alman kanalı Deutsche Welle, infografik haritasında Dağlık Karabağ’ı, Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarını da katarak ‘tek parça’ halinde işaretledi.

Almaca ve Türkçe dahil yayın yaptığı bütün dillerde DW’yi takip eden okuyuculardan ‘işgal’ gerçeğini gizledi.

Haberlerin içinde de Dağlık Karabağ ile Ermenistan sınırı arasındaki bölgenin Ermenistan işgali altında olduğu bilgisi yer almadı.

(Berlin’in ortasında “PKK kızımı Almanya’dan kaçırdı” diye haykıran Maide anneyi görmeyen Alman medyasından harita dürüstlüğü beklemek de benim saflığım olsun.)

***

Fransız Agence France Press (AFP) ise yayınladığı infografik haritada, Dağlık Karabağ bölgesini Azerbaycan içinde doğru olarak verdi; ayrıca doğusundaki Azerbaycan topraklarının da Ermenistan işgali altında olduğu bilgisini ekledi.

Fransız haber ajansını takip edenler, Alman haber kanalını izleyenlerden farklı olarak ‘doğru’ bilgiye erişebildiler.

En azından ‘infografik’ haritası konusunda. 

‘ATEŞKES’TEN KASIT ‘TÜRKLERİ DURDURMAK’

Moskova’da ‘esir ve cenaze değişimi’ için uzlaşılan ateşkese rağmen Ermenistan’ın Gence’ye saldırısı acı bir gerçeği bir kez daha gözümüze soktu:

Avrupa’nın, Rusya’nın istediği ‘ateşkes’ değil, Azerbaycan’ı durdurmak.

Kıbrıs’ta da böyleydi bu;

Doğu Akdeniz’de de böyle;

Ege’de de...

Mesele ‘Türkleri durdurmak’tır.

Saldırganı değil... 

KKTC’DE OY KULLANMAK ZOR MU?

Pazar günü KKTC’de Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı.

Ciddi bir seçimden söz ediyoruz.

AB’nin Rum Yönetimi yanlısı tutumuna rağmen Doğu Akdeniz’de doğan yeni fırsatlar var KKTC’nin önünde.

Rum-Yunan tarafının girişimleri, AB’nin tavrı ve Türkiye’nin mücadelesi ortada...

Kime oy verdiğinden bağımsız olarak, ‘oy verme’nin en önemli olduğu dönemde yapıldı seçim.

Adaylar bunun bilincinde ve ilk kez 11 aday ülke yönetimine talip oldu.

Ancak seçime katılım yüzde 58.21’de kaldı.

198 bin 957 seçmenin 115 bin 806’sı sandığa gitti; 83 bin 151 seçmen evinde oturdu.

Bir tuhaflık yok mu?

***

Türkiye ile yakın çalışan UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ersin Tatar, oyların yüzde 32.34’ünü (37.451 oy), bağımsız aday Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ise yüzde 29.84’ünü (34.556 oy) aldı.

İki aday arasındaki fark 2 bin küsur oy.

İkinci tur 18 Ekim’de yapılacak.

Analistler, seçimde üçüncü çıkan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın yüzde 21.67 oyunun kime gideceğini tartışıyor.

Zira Akıncı, daha önce bağımsız seçilmiş olsa da CTP oylarını almıştı.

Diğer adaylardan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın yüzde 5.74; YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı’nın yüzde 5.36; DP Lefkoşa Milletvekili Serdar Denktaş’ın yüzde 4.2 ve diğer adayların 0.8’lik oyları toplamda Enhürman’ın yarısını ancak geçiyor.

Onların da bir adayda toplanması zor.

***

Karar KKTC halkının.

Ancak seçime katılım böyle olursa, ülke liderliğini 4 kişiden 3’ü değil 1’i belirleyecek!

2015 seçimlerinde katılım ilk turda yüzde 62.35, ikinci turda 64.12 olmuş, ilk turda yüzde 26.94 alan Akıncı, ikinci turda yüzde 60.5 ile cumhurbaşkanı seçilmişti. 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp