Top
07/04/2024

Bundan sonra ne olacak?

Herkesin İstanbul'a odaklandığı 31 Mart yerel seçimlerinde, yeni siyasal zemini Türkiye genelinde oluşan tablo belirledi.

2002'den beri girdiği her seçimde birinci parti olan AK Parti ilk defa ikinci sıraya geriledi ve CHP uzun yıllardır sıkıştığı 20-25 bandını aşarak birinci parti konumuna yükseldi.

İYİ Parti ve DEM Parti'nin oylarının CHP'de toplanması, AK Partililerin sandığa gitmemesi ve bir kısmının da Yeniden Refah Partisine yönelmesi bu tablonun ortaya çıkmasında etkili oldu.

Yine de, bu teknik açıklamaları bir kenara bırakarak, seçim sonuçlarının Türkiye'nin uzun süredir içinde bulunduğu ve 14 Mayıs seçimlerinde güçlenen siyasi havayı değiştirdiğini görmemiz gerekiyor.

Türkiye'de yerleşik statükonun oluşturup tahkim ettiği devlet-toplum ilişkisini değiştiren AK Parti'nin yenilgisi 22 yıllık hikâyenin üzerine "Bundan sonra ne olacak?" sorusunu gündeme getirdi.

Şunu görmek gerekiyor ki, CHP'nin Türkiye'de birinci parti, AK Parti'nin de ikinci parti olması CHP'nin uyguladığı siyasetle değil iktidarın yanlışları ve konjonktür dolayısıyla gerçekleşti.

CHP, daha önce AK Parti'nin yaptığı gibi, Türkiye'ye yeni bir hikaye, küresel bir politik vizyon, halkın benimseyeceği bir politik kimlik sunabilmiş değil, henüz bunu gerçekleştirebileceğine dair dikkate alınır bir emare de göze çarpmıyor.

Dolayısıyla, bundan sonra ne olacağı sorusunun cevabını da CHP'nin nasıl bir politika izleyeceğinden ziyade AK Parti'nin seçim sonuçlarına göstereceği refleks belirleyecek.

Ancak, seçim sonuçlarını tamamen ekonomik gerekçelere bağlayan okuma biçimi, gereken refleksin gösterilebilmesi için yeterli değil.

Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Türkiye için ifade ettiği anlam ve halka sunduğu hikaye sadece ekonomik refahtan ibaret değildi. Toplumun gündelik hayatta maruz kaldığı dejavantajlı durumlar da ekonomik refah kaybından ibaret değil.

Bürokraside ve kurumlarda sergilenen keyfi tutumlar toplumdaki adalet duygusuna dokunuyor.

AK Parti'nin yeniden bu adalet duygusuna hitap etmesi gerekiyor.

Konjonktürel ve insan faktörü kaynaklı sorunların çözümünden önce yapısal arızalar giderilmeli.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları