Top
24/01/2024

Demirtaş'a bir kuru selam kaldı

Ekrem İmamoğlu'nun 2019'da İBB Başkanı seçilmesinde Selahattin Demirtaş'ın katkısı küçümsenemez.

HDP'nin aday çıkarmamasında ve İstanbul'daki oylarının İmamoğlu'na yönlendirilmesinde Demirtaş etkili olmuştu.

14-28 Mayıs seçimlerinde de Demirtaş adeta gemileri yakarak Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekledi.

Siyasette duygusallığa yer yoktur, denir. Bütün yumurtaları aynı sepete koymanın faturası ağır oldu. Sadece Kemal Kılıçdaroğlu ve ittifak ortakları kaybetmedi, HDP ve Demirtaş da büyük kaybedenler arasındaydı. Demirtaş başkaları için kendisini yaktı. Kendisine sadece bir kuru selam kaldı.

Demirtaş'ı hem kendi partisi hem destek olduğu CHP içeride unuttu. Kandil desen Öcalan'ı gömdükleri gibi Demirtaş'ı da içeriye gömmenin memnuniyetini yaşıyor.

Arada bir "Demirtaş'a selam olsun" diye atılan tiratların da siyasette hiçbir karşılığı yok. Demirtaş üzerinden CHP'li aktörlerin kariyer planları ise hala devam ediyor.

Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'ı İstanbul için aday olarak sahneye sürmesi ise son bir hamle gibi görünüyor. Ama umutsuz bir hamle. İddialı bir adaylık değil daha çok göstermelik bir adaylık çıkışı. Bir kararlılık içermiyor. Kendi partisine, Kandil'e ve CHP'ye sitem dolu bir gönderme.

DEM'in Başak Demirtaş'ın talebine verdiği yanıt ise "Aday havuzuna dahil ederiz" biçiminde tam bir aşağılama içeriyor. Demirtaş'ın DEM'i tümden kaybettiğinin göstergesi; Kandil'in Demirtaş'a tümden cephe aldığının yansıması!

Herkes biliyor; Başak Demirtaş'ın adaylığı Ekrem İmamoğlu'nu peşinen mağlubiyeti anlamına gelir. İmamoğlu'nun siyasi kariyerinin sonu olur. İstanbul kazanır.

Fakat Demirtaş'ın niyeti bu değil elbette; o, unutulduğu hapishaneden son bir hamle yaparak kendisine alan açmaya çalışıyor. Partisiyle ve CHP'yle yeni bir anlaşma yapmak için masaya oturmaya çalışıyor. Doğrusunu isterseniz çok umutsuz bir girişim bu. Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel DEM ve Kandil ile yeni ilişki kanalları kurdu. Gerektiğinde Kandil'in Demirtaş'ı da susturabileceğinin farkındalar.

Ne var ki hep birlikte kaybedecekler.

14-18 Mayıs'ta kaybettiklerine hâlâ inanamıyorlar; lakin 31 Mart'ta kesin surette inanmak zorunda kalacaklar. Erdoğan'ın seçim taktiği, 31 Mart'a ilişkin yürüttüğü hazırlıklar CHP ve DEM'in mevcut aktörlerini tümden sandığa gömecek nitelikte. Enteresan olan ise hâlâ bu gidişatı fark edememeleri.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp