Cumhurbaşkanı Erdoğan'na karşı kurulan darbe tezgahlarını hatırlıyoruz; FETÖ, pusuya yatmış, Erdoğan'ın ameliyat masasında yatmasını bekliyordu. 2014'teki MİT kumpasıyla Erdoğan'a uzanmayı, milli iradeyi devre dışı bırakarak iktidara çöreklenmeyi planlıyorlardı.
Geçen 22 yılda Erdoğan'ın gözden uzak olduğu her fırsatı bir şekilde darbeye dönüştürmeye çalıştılar. Yargı kumpaslarıyla, siyasi komplolarla, ekonomik ablukalarla, psikolojik harekatlarla, terör saldırılarıyla (PKK'yı darbe mekaniğine dahil ederek) ve son olarak açıktan 15 Temmuz'da darbe girişimleriyle indirmeye çalıştıkları Erdoğan'ın şahsında milli iradeydi.
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'in, Türkiye'ye ziyarete gelip ilk olarak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile buluşması, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın yerel seçimlerin ardından Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve CHP'yi tebrik etmesinin devamı niteliğinde bir adımdır. İsrail, kutlaması için bu kez doğrudan vekilini göndermiş. Steinmeier-İmamoğlu buluşması bir "karşılık", bir "bedel"dir; Erdoğan'ın Gazze'de İsrail'in karşısına "sağlam irade" olarak dikilmesine karşı İsrail'in geliştirdiği diplomatik bir karşılık.
Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2016-2023 arası Türkiye'nin daimi BM Temsilcisi olan Feridun Sinirlioğlu, HDP eş başkanı Mithat Sancar ile beraber tanıdık tanımadık birçok ismin aynı karede buluşması nerden nereye denilecek türden bir fotoğraf karesi. Tam "hayırdır, ne gülüyorsunuz" diye sorulacak bir kare?
Resmi-gayriresmi muhalefet, 31 Mart yerel seçim sonuçlarını genel seçim sonuçları gibi okuma niyetinde. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i de bu doğrultuda zorlamaya başladılar. 14-28 Mayıs seçimleri sonrası ölü taklidi yapan sözde eski dostların yeniden siyaset salonlarında boy göstermesi, yeni bir sürecin işareti. Batı'nın da cesaretlendirmesiyle Erdoğan'ı göndermeye hazırlanıyorlar yine herhalde!
İsrail'in balans ayarı yaptığı 28 Şubat'tan günümüze kaçıncı deneme bilmem; yakın tarihte bile milli iradeye karşı sayısını unutacağımız kadar çok yargı kumpası, siyasi komplo ve darbe girişimi geliştirildi. Fakat kısa aksamaların dışında milli iradeyi hedef alan bu girişimlerin hiçbiri Türkiye'yi istikametinden çıkaramadı, milli iradeyi devre dışı bırakamadı. Biçimi, şekli, formatı ne olursa olsun, hangi kılığa bürünürlerse bürünsünler nehrin akışını yine değiştiremeyecekler. Kapıldıkları bu hevesler yerini kısa süre sonra karabulutlara bırakacaktır.
