Top
21/02/2024

Muhalefetin haline Erdoğan da acıdı

Muhalefet cephesindeki dağınıklığa iktidarın normalde sevinmesi gerekir. Fakat görüyoruz ki bu hallerine en çok dertlenen Erdoğan.

14-28 Mayıs seçimlerinin ardından altılı masa ittifakında başlayan kavga dağılmayla sonuçlandı. Her parti kendi yoluna gitti. Altılı masanın küçüklerinin bugün nereye dağıldığı bilinmiyor. En iddialısı olan Davutoğlu, beş on kişilik izleyiciye hitap eden yayınlar yapıyor.

Saadet ve DEVA nerede, ne işle meşgul bilen yok.

Meral Hanım ise İYİ Parti'deki dağılmayı durdurmak için çok yorucu ağlama seansları düzenliyor.

Halleri içler acısı.

En büyük dağılma ise CHP'de yaşandı. Cumhurbaşkanı adayı yaptıkları Kılıçdaroğlu'nu genel başkanlıktan alarak CHP'nin kapısından içeri almıyorlar.

CHP üçe ve alt kümelerine ayrıştı kısa sürede.

Özgür Özelciler, Ekrem İmamoğlucular ve Kemalciler olarak.

Bölünme il ve ilçelere doğru daha da derinleşiyor.

CHP'de aday belirleme sürecindeki kaos ise, partideki başıbozukluğu tam anlamıyla milletim gözleri önüne serdi.

Muhalefetteki bu dağınıklığa en çok Erdoğan dertlendi. Şu sözleri ise uyarı niteliğinde: "CHP'liler partilerine ve siyaset kurumuna dair beklentilerini giderek kaybediyor. Gazi'nin emaneti diyerek halen CHP'ye oy veren vatandaşlarımız, maalesef bir umutsuzluk sarmalına sürüklenmektedir. Her ne suretle olursa olsun siyaset kurumundan umut kesilmesi, demokrasimiz adına büyük bir tehdittir."

31 Mart seçimlerinde CHP ve muhalefet cephesinin yaşayacağı olası bir hezimet siyaset kurumuna olan güveni de -muhalefet seçmeni açısından- yerle bir eder. 14-28 Mayıs'ta yaşadıkları yenilginin travmasını daha atlatamadan yeni bir seçim yenilgisi umut kırıcı olur. CHP'nin ve genel olarak muhalefetin 31 Mart'ta bir varlık gösterememesi toplumda bir kısım seçmenin mutsuz, umutsuz, kızgın ve öfkeli azınlığa dönüşmesini getirecek. Siyasal açıdan olmasa da bu, sosyal açıdan iç barışa tehdit anlamına gelir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp