Seçim sonuçlarından cesaret almış olmalılar ki, tek elden düğmeye basılmışçasına Cumhurbaşkanı Erdoğan'a akla hayale gelmeyecek iftiralar atmaya başladılar.
"Akla hayale sığmayan" diyorum, zira iktidardan indirilmeden önce Abdülhamid'i de böyle akla hayale sığmayan iftiralarla hedef almışlardı.
Büyük yalanların etkileme hızı öylesine güçlüdür ki, küçükleriyle oyalanmak genellikle anlamsızdır. "Abdülhamid Kur'an-ı Kerim'i yaktı" iftirasını bir düşünün. Gerçeğe, ahlaka takılmadan, bu yalan furyasıyla Abdülhamid'i yalnızlaştırıp iktidardan uzaklaştırmayı başardılar. Buna en çok kimlerin sevindiğini söylemeye gerek yok.
Abdülhamid, Osmanlı'yı Birinci Dünya Savaşı'na hazır hale getirmek için iktidardan uzaklaştırıldı. Filistin'de toprak isteyen Yahudilerin de bunda büyük payı olduğu hep söylenegelir. O günlerden akıllarda kalan daha çok Abdülhamid'in hal fetvasını çıkarmaya yarayan büyük yalanlardı.
Bugün çok şey değişmedi. Benzer büyük yalanlarla, iftiralarla Erdoğan'ı hedef alıyorlar. "Erdoğan'ı İsrail yanlısı olmakla" suçlamak şüphe yok ki şeytani bir aklın eseri. Bunun daha tuhaf olan yanı ise Güneydoğu'yu İsrail'e bağlamak isteyenlerin Erdoğan'ı İsrail yanlısı olmakla suçlaması!
Bu yalanlarla Erdoğan'ın hal'ine fetva mı çıkarmaya çalışıyorlar? Bu propagandayı yayanlar bölgede ikinci İsrail devletinin önünü açmak isteyenler olabilir mi?
Küresel bir savaşın eşiğindeki dünyada Türkiye'nin başında Erdoğan'ın olması istenmiyor. Ayrıca Erdoğan'ın ikinci İsrail'e geçit vermeyen kararlı tavrı da şeytani bir öfkenin hedefi olmasını beraberinde getiriyor. Erdoğan'a akla hayale gelmeyecek iftiralar atılmasının ağırlıklı sebebi biraz bu.
Muhafazakarları Erdoğan'dan uzaklaştırmak için dört koldan propaganda makinesini harekete geçirdiler. Erdoğan'ın dindar, muhafazakâr, milliyetçi seçmenle kurduğu gönül köprülerini propaganda savaşıyla dinamitlemeye, yıkmaya, yerle bir etmeye çalışıyorlar.
Seçim ertesi, zayıf düştüğü değerlendirildiği için de zaman yitirmeksizin, toparlanıp güçlenmeden onu yere yıkmaya çalışıyorlar. Aslında yıkmaya çalıştıkları Erdoğan'ın iktidarı gibi görünse de onun şahsında Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Yüz yıl önce Abdülhamid'in şahsında hedef aldıkları Osmanlı devleti olduğu gibi.
