Top
08/03/2024

CHP Genel Başkanı'nın çok acıklı hikayesi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun belediye imkanlarıyla satın aldığı kurultayda CHP Genel Başkanlığı'na seçilen Özgür Özel'in ilk işi berberini değiştirmek olmuştu.

Saçlarını geriye yatırmak, yanlara aklar düşürmek Özgür Özel'e gayet ciddi bir hava kattı. Bu saç tıraşı Özel'i biraz yaşlı gösterse de karizmatik görünmesine yardımcı olmuştu.

Fakat CHP genel başkanlık koltuğu herkesi olduğu gibi Özgür Özel'i de çabuk havaya soktu. Ekrem İmamoğlu'nun "vekil" genel başkanı olduğunu kısa sürede unutturdu. Özgür Özel yavaş yavaş "İmamoğlu'ndan neyim eksik" demeye başladı. İmamoğlu'nun gönderdiği isimleri tırpanlamak istedi, kendi adamlarını atamaya başladı.

Hal ve tavırlarındaki bu değişim İmamoğlu'nun dikkatinden kaçmadı. Kameralar önünde kimin asıl başkan olduğunu Özgür Özel'e -o meşhur basın toplantısında- hatırlattı.

Özgür Özel, o gün bugündür CHP Genel Başkanlığı koltuğunda -özgür kararlar alamasa bile- bütün hesaplarını İmamoğlu'nun İstanbul'u kaybetmesi üzerine yapmaya başladı. İmamoğlu'ndan özgürleşmek, Özgür Özel'in en büyük kişisel gelişim planına dönüştü. İmamoğlu, İstanbul'u kaybederse Özgür Özel saçlarını daha geriye tarayabilir, daha karizmatik görünebilirdi.

Ne var ki Ekrem İmamoğlu'nun gözü hep Özel'in üzerindeydi ve Özgür Özel'in aklından geçirdiği her şeyi sezebilme kabiliyetine sahipti. Özgür Özel'in İmamoğlu'yla karşılaştığı her defasında suçüstü yakalanmışçasına yüzünün kızarması bundandı.

CHP Afyonkarahisar Belediyesi Başkan Adayı Burcu Köksal'ın "Terör örgütü PKK'nın siyasi temsilcilerini belediyeden içeri sokmayacağım" yönündeki sözleri üzerine İmamoğlu, Özgür Özel'i hiçe sayarak, doğrudan bir genel başkan gibi konuya müdahil oldu. İmamoğlu adeta "CHP'de boş konularda Özel, mühim konularda ben konuşurum" demeye getirmişti. Kendisi bir belediye başkan adayı olmasına karşın, başka bir şehirdeki belediye başkan adayını dövmekten beter sözlerle "kendisine iş baksın" deyip CHP'den kovmaya kalkıştı.

İmamoğlu'nun bu çıkışı perdeyi düşürmüş, Özgür Özel'in keli görünmüştü. İmamoğlu'nun akıttığı paralarla kurultayda seçilen Özel'in CHP Genel Başkanlık karizması yerle bir olmuştu.

İmamoğlu açısından ise mesele bir karizmadan çok fazlasıydı; terör örgütü PKK'nın siyasi temsilcilerinin vasıtasıyla gelmeyi umduğu bütün koltuklar elinin altından kaymak üzereydi. DEM'lileri kızdırırsa İstanbul'u kaybedebileceğinden korkuyordu. Genel başkanlık koltuğuna oturttuğu Özgür Özel, zaten kaybetmesini istiyordu. DEM'lilere şirin görünmenin tam sırasıydı. Yoksa İstanbul düştü düşecekti; Ekrem Bey düştü düşecekti! Atatürk'ün kurduğu, milli mücadele kahramanı İnönü'nün yıllarca genel başkanlığını yaptığı CHP'nin, bir terör örgütüne umut bağlamış olması İmamoğlu'nu hiç mi hiç ilgilendirmiyordu. Özgür Özel'in çizilen karizması da hiç önemli değildi. İmamoğlu'nun kariyeri, geleceği söz konusu olunca Atatürk'ün partisi de, CHP Genel Başkanı'nın şahsiyeti de bir teferruata dönüşebilirdi. Ne de olsa bir Ekrem İmamoğlu kolay yetişmiyordu!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp