106 yıllık köklü bir sanat kurumu olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları’nın (ŞT) tarihinde bir ilk yaşandı geçen yıl.

İBB yönetiminin CHP’ye geçmesiyle birlikte, Darülbedayi’de gelenek bozuldu ve Şehir Tiyatroları’nın başına kurumun içinden değil dışarıdan (memuriyet vasfı taşımayan) bir isim atandı.

Bu isim Mehmet Ergen’di.

Ergen, sanat hayatının önemli bir bölümünü yurt dışında (Londra) geçirmiş.

İBB Şehir Tiyatroları’nda hiç çalışmamış.

Ergen göreve geldi gelmesine de, hakkında açılmış ‘intihal’ davaları yüzünden tazminat ödemek zorunda kalmış bir sanatçı olarak, önemli bir sanat kurumunun başına geçmesi ne ile izah edilebilirdi?

Ergen, yabancı bir yazara ait ‘Oyunun Oyunu’ adlı eseri kendi çevirisiymiş gibi sahnelediği için mahkemelik olmuş, oyunun asıl çevirmeni Lale Eren Dalsar’a 30 bin TL tazminat ödeyerek meselenin kapanmasını sağlamıştı.

Ergen, tazminat olayını ‘Toyluğuma geldi’ diyerek geçiştirmek istemişse de ‘aslında o kadar da toy değilmiş’ dedirten ikinci bir intihal davası daha vardı.

Bu sefer Ergen’den şikayetçi olan isim ‘Çelik Manolyalar’ın çevrimeni Sinan Gürtunca idi.

Her iki davada da gerçek çevirmenin Mehmet Ergen olmadığı bilirkişi raporlarına da yansıdı.

Bu davalarla anılan Ergen, ŞT’de göreve getirileli bir yılı geride bıraktı.

Ancak bir sorun daha var!

İBB Meclisi’nde azınlık olan CHP yönetimi aradan bir yıl geçmesine rağmen Mehmet Ergen’in ŞT genel sanat yönetmenliğine ‘resmen’ atanmasını sağlayamadı.

Çünkü AK Parti-MHP grubunun çoğunlukta olduğu İBB Meclisi’nde, Mehmet Ergen'in kadrosuna Mart 2020’de olduğu gibi geçen hafta yapılan oturumda da onay çıkmadı.

O halde bir hukuksuzluklar zinciri ortaya çıkmıyor mu?

Mesela, Ergen ataması yapılmadığı halde Şehir Tiyatrosu’nun yönetim kurulu kararlarını nasıl imzalıyor, oyunlarla ilgili görev dağılımlarını nasıl yapabiliyor?

Şehir Tiyatroları kadrosunda olmadığına göre maaşını nereden alıyor?

Bu sabah Şehir Tiyatroları’nda yeni sezonla alakalı bir basın toplantısı var.

Bu toplantıda Ergen’in ŞT’deki statüsüne dair bu sorular cevap bulabilir mi?

Öyle ya da böyle...

Sonuç itibariyle ‘genel sanat yönetmeni’ kadrosu olmayan bir kişi tarafından yönetiliyor 106 yıllık Darülbedayi.

Az çok tiyatro camiasını tanıyorsam, böyle bir vaka AK Parti döneminde yaşansaydı, başta İSTİŞAN’cılar (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği) olmak üzere tiyatro camiası kazan kaldırırdı.

Şimdi ise uysal akvaryum balıkları gibi sessizce yol alıyorlar.

İyi de bu hukuksuzlukla nereye kadar?