Top
07/04/2020

Tiktokçu pisliğe devam ediyor!

Davutoğlu, “Maske satmak devletin işi değildir...” diyor. Sanki ortada parayla maske dağıtmak gibi bir “devlet iradesi” varmış gibi...

Daha önce de söylemiştim.

Tiktokçu Ahmet Davutoğlu muhalefet yapmıyor.

Pislik yapıyor.

Birazcık vicdan ve ahlak sahibi bir insan, devletin hangi katlarında “halka parayla maske dağıtmak” gibi bir kararın alındığını ve sonradan (Ahmet Davutoğlu eleştirdiği için) bundan vazgeçildiğini açıklar.

Bu kararı kim ya da kimler almış?

Durum, hangi resmi ya da gayrı resmi bildirimle açık edilmiş de, oradan Davutoğlu’nun ağzına düşmüş?

Diyorum ya, birazcık vicdan ve ahlak sahibi bir insan bunu açıklar...

Hastane masrafları ve ilaç bedava olacak; parası olan da olmayan da aynı muayene süreçlerine tabi tutulacak; hasta yakınlarından otopark ücreti bile alınmayacak ama 1 TL bile etmeyecek kıytırık bir maske için devlet paragöz tüccarlar gibi halkla pazarlığa oturacak, öyle mi?

Öyle mi Sayın Davutoğlu?

Kemal Kılıçdaroğlu aklıdır bu... Bu muhalefet tarzından derhal vazgeçiniz...

Özgür Özel aklıdır...

Gürsel Tekin aklıdır...

Canan Kaftancıoğlu aklıdır...

Bir de buyuruyor ki muhterem tiktokçumuz, “Biz birçok şeyi önceden hükümete söylemiştik ama dinlemediler. Bizim dediğimize yeni yeni geliyorlar...”

Hangi birçok şeyi önceden söylediğinizi bilmiyorum ama siz zannediyorsunuz ki hükümet de işi gücü bırakmış sizin ağzınıza bakıyor.

Sizi umursamıyor bile...

Siz yoksunuz...

Cumhurbaşkanıyla “vefa ilişkisi” kurduğunu söyledikten sonra onu satan birini niye umursasınlar?

Bir de “yalan” meselesi...

Hangi konu açılırsa açılsın, Davutoğlu, “Ben hükümetteyken bunun doğru olmadığını söylemiştim...” diyor.

Neredeyse her röportajında bu cümle var.

En son KHK’lılar konusunda sarf etti bu sözleri.

Hükümetteyken söylemiş...

Ne söyledin?

Hangi cümlelerle söyledin?

Biz niye duymadık?

Biliyor ki, ne söylerse söylesin, hangi iddiada bulunursa bulunsun, Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp tekzip etmeyecek

Bunun rahatlığıyla davranıyor.

Bu bilginin verdiği sonsuz “dokunulmazlıkla” konuşuyor.

İyi de, o zaman sormazlar mı adama, “Sen Dışişleri’ni ve hükümeti de bu sinik ve sıkıntılı haletle mi yönettin?” 

TÜSİAD NEREDE?

Eğitim-öğretim meseleleriyle alakasını bilmediğimiz ünlü işverenler topluluğu TÜSİAD, yıllarca “katsayı”, “İmam Hatip Liseleri”, “laiklik” diye zırlayıp durdu.

Bu hakkı da bazı üyelerinin “komprador” tıynetinden aldı.

Her işe burnunu soktu.

Ecevit bile (ikinci dönem Başbakanlığında örgütle iyi ilişkilerini sürdüreceğine, yani örgütün dediklerini yapacağına söz vermiş Ecevit bile) bunların şerrinden kurtulamadı...

Kurduğu hükümet TÜSİAD tarafından düşürüldü.

Hem de gazete ilanıyla.

Merhum, “düşürülmüş hükümet”in Başbakanı olarak, kalan hayatını pişmanlıklarla, burukluklarla geçirdi...

Şimdi soruyorum:

Her işe maydanoz TÜSİAD, “Biz Bize Yeteriz” kampanyasında nerede?

Şanlı işadamlarımız kampanyaya ne kadar bağış yaptı?

Bilmek istiyoruz!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp