Top
03/04/2020

Tiktokçunun kini bitmeyecek mi?

Bitmiyor... Bitmeyecek...

Daha önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan’da gördüğü her şeye kusur atfediyordu. Kendi Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığı dönemindeki icraatları bile eleştiriyordu.

Kendi içinde yaşayan ve “patlamaları” olan bir adam...

Tehlikeli bir adam...

Bakmayın, “Sayın Cumhurbaşkanımızla vefa ilişkisi kurdum” demesine...

Davutoğlu’nun en büyük kanlısı Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.

Bu defa ne yaptı peki?

Bu defa da, Erdoğan’ın başlattığı “bağış kampanyası”nı eleştirdi.

Hani, “eleştiri” fırsatı doğar, çıkıp “usulünce” eleştirirsin.

Davutoğlu eleştirmiyor.

Pislik yapıyor.

İçindeki bütün cerahati boşaltıyor.

Buyuruyor ki, “Korkar konuşmazsak, Türkiye otoriterleşmeye gider...”

Hadi korkma, konuş.

Efendim, sosyal devlet yardım istemez, yardım edermiş. Aksi halde Hazine’nin boş olduğu şüphesi doğarmış. Örtülü ödenek bugünler için varmış...

Madem örtülü ödenek “bugünler” için var, sen Başbakanken örtülü ödeneği ne için kullandın ve neden örtülü ödenekten (18 ayda) kullandığın paranın miktarı 10 yıllık, 15 yıllık iktidarların kullandığı paradan daha fazla?

Ne yaptın o paraları?

Hangi “hayırlı” hizmetlere akıttın?

Efendim, Türkiye “çok kötü” yönetiliyormuş...

Bu da Kemal Kılıçdaroğlu’ndan kaptığı laf...

Eee, sen gel de güzel yönet. Elinin altında bir parti var. Kazanırsan örtülü ödenek de emrinde olacak...

Fakat kötü haber...

Partileri (Babacan’ın partisi de dahil) çok düşük oy alıyor. Yüzde 1, hadi bilemedin 1.5...

İktidara gelmeleri mümkün değil.

Bu durumda neyi kanıtlamış ya da tanıtlamış olacaklar?

Hadi Ali Babacan’ı anlıyoruz... AK Parti’nin ideolojik tabanıyla bir gönül ilişkisi kurmadı... Hatta AK Partili gibi bile görünmedi... Daha çok, Batılı çevrelerin “takdirine” oynadı ve sonunda göze girmeyi başardı...

Teknik bir eleman...

Elinde “teknik çözümler” var:

Örneğin, Batılılar “yüksek faiz” diyor, Babacan da “yüksek faiz” diyor...

Bu yönüyle aranan bir eleman...

Peki, Davutoğlu’na ne demeli?

Elinde, FETÖ’cülerin de sıklıkla dile getirdiği çözüm önerilerinden başka ne var?

Örneğin, bir “ekonomik programa” sahip mi?

İktidara geldiğinde bizi nasıl uçuracak?

Kendisi aynı zamanda bir “dış politika” uzmanı ve stratejik derinlikten bakıyor.

Doğu Akdeniz’deki varlığımız (ve gerilim) hakkında ne düşünüyor?

Suriye’nin kuzeyinde tasarlanan “terör koridoru”nu parçalamamız isabetli olmuş mudur? Barış Pınarı harekâtına nasıl bakıyor? Yoksa “Kobani’ye selam olsun...” demeye devam mı ediyor?

S-400 gerilimi ne olacak? Gelecek Partisi’nin, bu gerilimin geleceği konusundaki düşüncesi nedir?

Birlik ve dayanışma ruhu olmadan, “örtülü ödenek”le koronavirüsü nasıl alt edecek?

Bunları bilmiyoruz...

Partinin kuruluş bildirgesini satır satır okuduk, Türkiye’nin temel problemleri konusunda Davutoğlu’nun ne düşündüğünü ve bundan sonra ne “eyleyeceğini” öğrenemedik.

Biraz “suskun” ve “içe dönük” bir arkadaş.

Ne yaşıyorsa, “içinde” yaşıyor ve bunu kamuoyuyla (hatta parti kurullarıyla) paylaşmıyor.

Kendisine “Niçin parti kurdunuz ya da ayrı baş çektiniz?” diye sorulduğunda, “Beni kapının önüne koydular” cevabını vermişti. Oysa, daha öncesinden, aslanlar gibi istifa ettiğini açıklamıştı. Hem aslanlar gibi istifa etmek, hem kapının önüne konulmak nasıl mümkün olabiliyor?

Dahası, bu tiktokçunun kini neden bitmiyor? 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp