Meral Hanım, pencereden arabasını gözlediği yayın müdürünü park ederken görünce apartmana girişini bekledi.
Müdür dış kapıdan girip tam asansörün önüne gelince kapıyı açtı:
- Afedersiniz Erol Bey.
- Buyurun?
- Bir dakikanızı alacağım ama…
- Lütfen.
- Şey… Benim bir kızım var, buralarda görmüş olabilirsiniz. Meryem. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi üçüncü sınıfa başladı bu sene.
- Ne güzel. Bizim mesleği seçmiş.
- Ben de onun için rahatsız ettim zaten. Bir yerde staj yapması gerekiyormuş. Sizin gazetede olur mu acaba?
- Niye olmasın? Yarın bana gelsin. Yerimizi biliyor mu?
- Biliyor biliyor. Çok teşekkür ederim.
★ ★ ★
Erol Bey, ertesi gün ürkekçe odasına giren Meryem’i masasının önündeki koltuğa oturttu:
- Branşın nedir?
- Grafikerlik okuyorum.
- Tamam. Çay içer misin?
- Sağ olun, içmeyeceğim.
Son çay yudumunu da kafa ...