> On beş günlük hazırlık bitti ve büyük maç başladı. Jesus, belki de Weghorst’a ekstra tedbir için Serdar Aziz’i bu maçta lige başlatmıştı. İsmael ise performansı artık çekilmez hâle gelen Gedson Fernandes’i yanına oturtup, Josef - Salih - Dele Alli ile orta sahayı kurmuştu.

> Herkes Jesus’un üçlü savunmasına takılıyordu ama maç hiç de öyle riskli bir görüntü ortaya çıkarmadı. Fenerbahçe’nin savunmacıları Beşiktaşlılardan çok daha fazla hücuma destek oldu. Fenerbahçe rakibine net pozisyon vermedi, buna karşılık Beşiktaş’a göre daha çok fırsat buldu.

> Ya Salih gibi araya oynayanların geç kalması veya forvetlerinin acele etmesi yüzünden Beşiktaş sıklıkla ofsayta düştü. Weghorst ve Muleka, sürekli Fenerbahçe defansının arkasında kaldı.

> Derbinin şaşırtıcı yanı ise iki taraf adına iki çok şey beklenen oyuncunun en kötü gününde olmasıydı; bir tarafta İrfan Can öte yanda Salih… Nitekim ikisi de maçı tamamlayamadı.

> Derbide ilk oyuncu değişikliğinin bitime yirmi dakika kala yapılması da ilginçti. Doğrusu iki hoca da 3’er oyuncu değişikliğinde isabetliydi. Fenerbahçe’de Batshuayi’nin, Beşiktaş’ta Ghezzal’in oyuna girmesi maçı daha bir derbiye benzetti. Özellikle Beşiktaş taraftarı da futbolcusu da Ghezzal’den sonra daha bir “maça döndü.”

> Nitekim maç boyu “savunan taraf” olan Beşiktaş, son dakikalarda baskıyı kurdu, iki Weghorst şutundan biri direği sıyırdı, öteki direkten döndü.

> Doksan dakikaya genel olarak bakarsak, öyle “yazık oldu” diyebileceğimiz bir takım yok; son üç derbide olduğu gibi dördüncünün de beraberlikle sonuçlanması adil sonuçtu.

> Gündüz Manchester derbisini izlemeseydik iyiydi…

MAÇIN ADAMI: Ferdi Kadıoğlu