Top
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci

Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci

ekrem.ekinci@tg.com.tr

09/03/2008

ROMANYA MÜFTÜSÜ GÜL'DEN NE İSTEDİ

İLK TOPLANTIYI ONLARLA YAPMIŞTI Abdullah Gül, Romanya ziyaretinde ilk toplantısını soydaşlarımızla yapmıştı. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu olan Romanya Müftüsü Yusuf Murat, Gül'e günün hatırasına plaket vermişti. SUNUM Değerli okuyucular! Her hafta bu sayfada kısmetse sizi maziye doğru bir yolculuğa çıkaracağız. Dün, bugün ve gelecek arasında bir köprü kurmaya çalışacağız. Umarız eğlenceli olur. Umarız memnun kalırsınız. İyi haftalar... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül geçenlerde Romanya'da idi. Katıldığı bir toplantıda Romanya Müftüsünün kendisine müracaat ederek imam maaşlarının azlığından yakındığını ve Türkiye'nin desteğini istediğini gazetelerde okuduk. Bu talep, vaktiyle Romanya müftü ve kadılarını tayin ettiğimiz günleri hatırlattı. Romanya, bizim eski tabirimizle Memleketeyn (Eflak ve Boğdan) beş asır Osmanlı hâkimiyetinde kaldı. Her ikisini de İstanbul'un tayin ettiği voyvoda adında Romen asilzâdeleri idare ederdi. Bir ara voyvodalar İstanbullu Rumlardan tayin edildi. Memleketeyn'in muhtar bir idaresi vardı. 1878 tarihli Osmanlı-Rus Harbi neticesinde Romanya müstakil oldu. Alman bir prens kral ilan edildi. CUMHURİYETE KADAR Romanya'da öteden beri fazla Müslüman yaşamazdı. Ama kaç asırlık Türk toprağı Dobruca 1878 tarihli Berlin ve 1913 tarihli Bükreş Antlaşması ile Romanya'ya verilince, ekserisi Kırım'dan göçmüş kalabalık bir Türk nüfusa sahip oldu. Burada dört müftü ve yeterince kadı vardı. Romanya'daki Türklerin aile ve miras dâvâlarına bakar, İslâm hukukuna göre hüküm verirdi. Bunlar İstanbul'dan tayin edilirdi. Cumhuriyet'ten sonra şeyhülislâmlık kaldırılıp, bu müftü ve kadıları tayin edecek makam kalmayınca, salahiyet Romen hükûmetine geçti. İHTİLAFTAN İSTİFADE... 1930'larda Romanya Müslümanları kadılıkların devamı hususunda görüş birliği içinde olamadı. Modernistler kaldırılmasını, muhafazakârlar ise devamını istedi. Romen hükûmeti ise bu ihtilaftan yararlanarak 1935 yılında bütün kadılıkları kaldırdı. Kadılar, Romen mahkemelerinde müşâvir olarak hazır bulunmaya başladı. Böylece Romanya Müslümanlarının bu serbestisi sona erdi. Komünist rejimin kurulmasını takiben müftülükler kaldırılarak bütün Romanya Müslümanları için Köstence'de bir tek müftü bırakıldı. Bu arada hayli Türk, anavatana hicret etti. Komünist rejimin yıkılmasından sonra Müslümanların hukukî ve adlî serbestisi iade edilmedi. Romanya Müftüsünün bu talebi, eski Osmanlı topraklarında yaşayanların Türkiye'den beklentilerini göstermesi bakımından ehemmiyet taşıyor. Türkiye'nin, ülke dışındaki soydaşlarıyla irtibatını devam ettirmesine vesile olacağı da şüphesizdir. Türklerin yoğun olarak yaşadığı Köstence, Romanya'nın en büyük liman şehridir. 1935'ten sonra on binlerce Türk, buradan Türkiye'ye hicret etmişti. Köstence'de Kral Carol Camii. Ak sakalın hikmeti... Sultan İkinci Murad, Varna Harbini kazandıktan sonra harp meydanında geziyordu. Ölen düşman askerlerinin hep genç olduğunu görünce, yanındaki beylerden Azeb Bey'e: "Azeb Bey! Garip değil mi, bu kadar ölü içinde hiçbir ak sakallı görmedim. Hepsi genç. Hepsi taze!" dedi. Azeb Bey şöyle mukabele etti: "Padişahım! İçlerinde bir ak sakallı olsaydı, başlarına bu felâket gelir miydi?" Devletler hukukunun esasını Şirâzî kurmuş... Meşhur devletler hukukçusu Henri Bonfils, 1326/1910 yılında Osmanlıca'ya da tercüme olunup basılan Hukuk-ı Umumiye-i Düvel (devletler umumî hukuku) adlı kitabının yedinci cildinde der ki: "Devletler hukukunun esası Hâfız Şirâzî'nin Farsça şu iki mısraındadır: Âsâyiş-i du kîtî tefsir-i în du harfest, Bâ dositân mürüvvet, bâ düşmenân müdârâ" [Yani iki cihanın düzeni, dostlara mertçe davranmak ve düşmanları idare etmekten geçer.]
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp