Türkiye ekonomisi, üçüncü çeyrekte yıllık bazda %5,9 ile tahminlerin çok üzerinde büyüdü… Brüt sabit sermaye oluşumunun %14,7’ye yükselmesi doping etkisi meydana getirdi. Vatandaşın tüketim harcamaları %11,2 devletin nihai tüketim harcamaları %5,3 arttı. En büyük kazançlar inşaat (%8,1), sanayi (%5,7), finans ve sigorta (%5,1) ve hizmetler (%4,3) sektörlerinde görüldü.

Evet Türkiye üreterek ve tüketerek büyüyor, bu çok sağlıklı bir gelişme. Yani el parasıyla sıcak parayla değil kendi öz varlıklarımızı büyüterek güçleniyoruz. Büyüme demek, üretim artışı demektir. Üretim artacak ki, büyüyeceğiz. Üretimin arkasında talep vardır. Talep olacak ki, üretim gerçekleşsin. Talebin göstergesi de millî gelirin nasıl harcandığıdır.

Büyüme hızının gerçek ve kalıcı olduğu Merkez Bankasının rezervlerinin tarihî zirvesine çıkmasıyla kanıtlandı Brüt rezervler geçen hafta 136,5, net rezervler 35,8 milyar dolara yükseldi. Uygulanan ekonomi programının uluslararası yatırımcılar üzerinde sağladığı güvenle fon girişinde büyük artış başladı. Yabancı yatırımcılar iki haftada 334 milyon dolarlık hisse senedi satın aldı. Rezervlerin artmasında fon girişiyle birlikte kullandığımız Karadeniz gazı ve Gabar Dağı’ndan günde 27 bin varil petrol üretimi nedeniyle enerji faturamızın küçültmesi büyük rol oynadı. Geçen sene enerji için kasamızdan 97 milyar dolar çıkmıştı. 2023’te bu rakam 71 milyar dolara inecek. 26 milyar dolarlık kazancımız olacak. Artık vatandaş döviz almıyor, satıyor. Kur Korumalı Mevduat bir haftada 29,2 milyar gerileyerek 2,7 trilyon liraya düştü.

Dış ticaret açığı, ekimde bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,5 azalarak 7 milyar 902 milyon dolardan, 6 milyar 519 milyon dolara geriledi. Yatırımların ve üretimin artması ile dış ticaret açığının küçülmesi ekonominin sağlıklı yolda ilerlediğini gösteriyor. Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı Ekim ayında 1 milyar 508 milyon dolar oldu. Dış ticaret hacmi yüzde 11,5 artarak 42 milyar 761 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ekimde enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 93,2 oldu, imalat sanayinin payı yüzde 93,5 ile rekor düzeye ulaştı...

Türkiye tek kelime ile göz kamaştırıyor. Standard and Poor’s bile "rezervleriniz artıyor, ikiz açık daralıyor, bütçe açığı küçülüyor" dedi. Takvim dışı karar vererek kredi notumuzu durağandan pozitife çıkardı...

"Büyüdük ama halka ne faydası var?" diyorlar. Görmüyor musunuz tepeden tırnağa bütün sahip olduğunuz varlıklar kıymetleniyor. Kullandığınız otomobilin, sahibi olduğunuz evin değeri Türkiye büyüdüğü için artıyor. Kiralar da artıyor tamam ama maaş ve ücretler de artıyor.

Türk lirasında değer kazanımı dönemi başladı. Avazım çıktığı kadar bağırıyorum: Var mı bize yan bakan!..