Top
Yekta Güngör Özden

Yekta Güngör Özden

yektagozden@sozcum.com

30/06/2014

Kim kime, dum duma…

İk­ti­dar par­ti­si­nin ken­di­ne ka­zan­dır­ma ça­ba­sıy­la ha­zır­la­dı­ğı dü­zen­le­me­le­ri gö­rüş­me­yi sür­dü­ren TBMM, yak­la­şan din­len­ce dö­ne­mi­ni cum­hur­baş­ka­nı se­çi­miy­le ge­çi­re­cek­tir. Aday­lık ça­lış­ma­la­rı, gö­rüş­me­le­ri ve tar­tış­ma­la­rı yan­sıt­tı­ğı tab­lo, de­mok­ra­tik ge­le­nek­le­rin gö­zar­dı edil­di­ği­ni, dev­le­tin ba­şı ola­rak Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti'ni ve Türk Ulu­su'nun bir­li­ği­ni tem­sil ede­cek ki­şi­nin se­çi­min­de si­ya­sal eği­lim­ler­le par­ti­zan­lı­ğın ağır bas­tı­ğı­nı gös­ter­mek­te­dir.

Eleş­ti­ri­ler, ta­nı­tım­lar, ka­nıt­lar, ya­pıt­lar, söy­lem­ler, ça­lış­ma­lar, iliş­ki­ler, bağ­lar ve bağ­lan­tı­lar bir­bi­ri­ne ka­rış­tı­rıl­mak­ta, ni­te­lik ve ye­ter­lik­ten çok ki­şi­lik üze­rin­de du­ru­la­rak sap­lan­tı­lar­la de­ğer­len­dir­me ya­pıl­mak­ta­dır. Hal­kın çek­tik­le­ri gö­zar­dı edil­mek­te, enf­lâs­yon, iş­siz­lik ra­kam­la­rı­nın inan­dı­rı­cı­lı­ğı­nın kal­ma­dı­ğı or­tam­da borç­lar, açık­lar, yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı ve üni­ver­si­te özerk­li­ği büs­bü­tün ge­ri­ye itil­mek­te, unu­tul­mak­ta, unut­tu­rul­mak­ta­dır. “Ra­ma­zan fır­sat­çı­lı­ğı­” çir­kin bir inanç sö­mü­rü­sü­nün dı­şa­vu­ru­mu­dur. Pi­ya­sa ko­şul­la­rı­nın acı­ma­sız­lı­ğı, ya­sa­ma or­ga­nı üye­le­ri­ne ve emek­li sa­yı­lan ön­ce­ki üye­le­re ta­nı­nan hak­lar ve ola­nak­lar kar­şı­sın­da yurt­taş­la­rın sır­tı­na kat­la­nıl­ma­sı güç bir ağır­lık ola­rak yük­len­mek­te­dir.

Gü­nü­müz Baş­ba­ka­nı “Er­ge­ne­ko­n'­un sav­cı­sı­yı­m” di­ye des­tek ver­di­ği yar­gı­la­ma­nın so­rum­lu­lu­ğu­nu şim­di ce­ma­ate ve yar­gı­ya yık­mak­ta, yar­gıç­la­rı suç­la­mak­ta­dır. Yar­dım­cı­sı B. Arın­ç'­la bir­lik­te, sa­lı­ver­me­le­ri 12 Ey­lül 2010 Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ğiy­le ken­di­le­ri­nin ge­tir­di­ği­ni sa­vu­na­rak “hal­koy­la­ma­sın­da kar­şı ­oy kul­la­nıp eleş­ti­ren­le­rin şim­di de­ği­şik­li­ği al­kış­la­dı­ğı­nı­” söy­le­mek­te­dir­ler. O za­man eleş­ti­ri­len “bi­rey­sel baş­vu­ru­” de­ğil, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ile Ha­kim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lu'nun ya­pı­lan­ma­sı idi. Kal­dı­ ki bi­rey­sel baş­vu­ru­yu da
AİH­M'­ye baş­vu­ru ge­cik­sin, taz­mi­nat öde­me­le­ri azal­sın, içer­de­ki­ler da­ha çok yat­sın di­ye gün­de­me ge­tir­di­ler. Bu­gün­kü so­nuç­la­rı kes­tir­se­ler­di onu da ge­tir­mez­ler­di. 2010 Ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği şim­di de eleş­ti­ril­mek­te­dir.

İk­ti­dar ke­si­mi, hu­kuk­ta ve inanç­ta top­lu­ma olan so­rum­lu­lu­ğun ki­şi­sel yeğ­le­me­ler­den ön­ce gel­di­ği­ni unut­mak­ta­dır. Öz­gür­lük­le­rin top­lum­sal ge­rek­ler­le ge­çi­ci sı­nır­lan­ma­sı da ada­let­le olur. Ki­şi­sel dür­tü­ler ve gü­dü­ler­le, par­ti­zan­lık ve si­ya­sal tut­ku­lar­la ada­let­le oy­na­mak, ada­le­ti et­ki­le­mek, ön­le­mek, en­gel­le­mek, ge­çer­siz ve so­nuç­suz bı­rak­mak en bü­yük in­san­lık suç­la­rın­dan bi­ri­dir.

Mon­tes­qu­ie­u'­nun (1689-1755) şu sö­zü özel­lik­le dev­let tem­sil­ci­le­ri­nin ve yö­ne­ti­ci­le­ri­nin baş­lı­ca il­ke­si ol­ma­lı­dır: “Er­dem, top­lum çı­kar­la­rı­nı ki­şi­sel çı­ka­rın üs­tün­de tut­mak­tır.” Top­lum çı­kar­la­rı­nın en et­kin gü­ven­ce­si ada­let­tir. İn­sa­nı in­san ya­pan ni­te­lik­le­rin ba­şın­da hak, onur, ki­şi­lik say­gı­sıy­la ada­le­te, hu­ku­ka bağ­lı­lık ge­lir.

De­mok­ra­si­yi laç­ka­lık, ge­li­şi­gü­zel­lik, ba­şı­na buy­ruk­luk, ba­şı­bo­zuk­luk dü­ze­ni du­ru­mu­na ge­tir­mek; an­la­yış, hoş­gö­rü, ba­rış, öz­gür­lük ve da­ya­nış­ma or­ta­mı ol­mak­tan çı­ka­rıp si­ya­sal kav­ga­la­rın ala­nı du­ru­mu­na dü­şür­mek, ba­ğış­lan­maz bir kö­tü­lük­tür. Ken­di­le­ri­ne gö­re de­mok­ra­si ta­nı­mı ya­pan ve uy­gu­la­yan gü­nü­müz ik­ti­da­rı­nın de­mok­ra­siy­le, de­mok­rat­lık­la hiç il­gi­si ol­ma­yan tu­tu­mu her gün bir baş­ka ya­kın­ma­ya ne­den ol­mak­ta­dır. Hu­kuk­la oy­na­ya­rak, ya­sa­ma ço­ğun­lu­ğu­na ve Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ka­rar­la­rı­nın ge­ri­ye yü­rü­ye­me­ye­ce­ği­ne gü­ve­ne­rek hu­kuk­dı­şı dü­zen­le­me­ler­le ama­ca ulaş­ma ça­ba­la­rı­nın za­ra­rı­nı top­lum çek­mek­te­dir. Ça­lı­şa­nı, emek­li­si her yurt­taş ağır ya­şam ko­şul­la­rı al­tın­da ezil­mek­te, ki­mi iş­ve­ren­ler çı­kar­la­rı­nı gö­ze­te­rek “is­tik­ra­r” al­dat­ma­ca­sı­na ka­pı­la­rak ik­ti­da­rı bi­le bi­le des­tek­le­mek­te­dir.
“ IŞİD” kim­le­rin işi­dir? Irak, Su­ri­ye po­li­ti­ka­la­rı ne so­nuç ver­miş­tir? Eği­tim­de­ki din­sel­leş­me gi­ri­şim­le­ri­nin ne ya­ra­rı ol­muş­tur? Top­lum­sal ba­rış, ulu­sal da­ya­nış­ma, gü­ven­lik, sağ­lık, yar­gı so­run­la­rı için ne­ler ya­pıl­mak­ta­dır? Sü­rek­li lâf lâf lâf… Her şe­yi
Al­la­h'­a bağ­la­yıp Al­la­h' tan bek­le­yen­le­rin “ yaz­gı kur­ba­nı­” ol­mak­tan kur­tul­ma­la­rı dü­şü­nü­le­mez.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları