Top
Yekta Güngör Özden

Yekta Güngör Özden

yektagozden@sozcum.com

28/06/2014

Neden?

Kimi zaman öyle olaylar yaşanıyor, öyle durumlarla karşılaşılıyor ki insan ne diyeceğini şaşırıyor. Kendi kendine sorduklarına yanıt bulamıyor. Cumhurbaşkanı adayını saptamak için günümüz Başbakanı'nın iktidar adına sürdürdüğü görüşmelerle muhalefetin, “ortak aday-çatı aday” saptamasındaki yöntemler bunlardan en günceli. Muhalefet adayının CHP ilkeleriyle bağdaşırlığı, uyumu tartışılırken iktidarın gerçekten kamuoyuna değer veriyormuş görüntüsü altında toplantılar düzenlemesi siyasal bir oyun izlenimi veriyor. Adında ‘‘parti” sıfatı bulunan sözde partilerle görüşmeler, ilkelerin karşısındaki kuruluşları ziyaretler, demeçler, söyleşiler, röportajlar, kimi şaşırtan kimi güldüren tutumlar
seçim düzleminde daha ilginç durumların yaşanacağı olasılığını güçlendirmektedir.
Ziyaret edilmesi gereken kuruluşların dışarıda bırakılması, üyelerinin oylarının “çantada keklik” sayılmasına bağlanmasından çok, oyu istenen karşı kesimi kazanmak amacına bağlanmaktadır. Bu, tümüyle olmasa bile büyük ölçüde yanlış bir anlayış, itici bir tutumdur. Bu duruma bir anlam vermenin güçlüğü açıktır. Partilerde demokratik geleneklerin yerleşmediğini, daha çok liderlerin kişisel
tutum ve davranışlarına gerçeklik tanındığını gösteren uygulamalar her gün artmaktadır.
Bilgiye, deneyime, tutarlılığa, ahlâka, ilkeliliğe önem verilmemekte, etiket, ün, san yeğlenmektedir. İnsan ve insanlık günün koşullarında arkada kalmaktadır. Gerçekten son 12 yılda bozulmayan ve oynanmayan bir şey kalmadı. Halkın çektiklerini görmezden gelmek, halktan kopmak demektir.
Siyasal kesimde birbirine lâf yetiştirmek, beceriymiş gibi ağır sözler ederek birbirini yanıtlamak çabası, kötü örnek nitelikleriyle sürüyor. Bilginin, terbiyenin, ahlâkın, dışlandığı tutum ve davranışlar gelecek kuşakları olumsuz etkileyecek kötülüklerdir. Hiçbir soruna köklü çözüm getirmeden yeni sorunlar yaratacak yürüyüşler, tarihin yargısında bir gün yerini bulacaktır. Bencillik ve çıkar egemen olursa sahipleri yok olur.

Vahşet

Irak'ta başlayıp Suriye, Türkiye ve Ürdün sınırlarına dayanan IŞİD (Irak-Şam İslâm Devleti) adlı örgütün insanlıkdışı saldırıları artarak sürmekte, Batılı ülkeler kendi amaçlarına uygun durumların gerçekleşmesi için ayak sürümektedirler. Dini dayanak ve neden yaparak ortaya çıkan terör çeteleri kendilerini gizli-açık destekleyenlerin sağladığı güçle karşıtlarını öldürmekte, şeriat düzeni için insanı insanlığından utandıran vahşet girişimleriyle ortalığı kan gölüne çevirmektedir. Irak'ın bölünmesinden başka bölgede barışı tümüyle ortadan kaldırma olasılıklarına uzanan saldırılara değişik bahanelerle ilgisiz kalınması düşündürücüdür. Petrol kavgası coğrafyayı değiştirme oyunlarının asıl nedenidir.
Teröre karşı tüm dünya devletleri aynı duyarlığı göstermediği için kimi ülkelerde, kimi bölgelerde bu vahşeti amaca ulaştıracak en etkin araç olarak kabûl edip uygulayanlar azgınlıklarını artırmakta, dayatma ve tehditlerini doğrudan ve dolaylı biçimde sürdürmektedir. Türkiye'de PKK terörü, yasadışı örgütler iyice azıtmışlardır. Adam kaçırmalar, polis taşıtlarını yakmalar günden güne artmaktadır. HDP Kongresi'nde Türk Bayrağı sorun olmuş, İstiklal Marşı yerine PKK marşı okunmuştur. Ayrılıkçı, bölücü, yıkıcı söylemler alkışlarla karşılanmıştır. Bunlar, terörün silahsız türüdür.
ATATÜRK'ün değerini bilmeyenler bir şey olamazlar ki bir şey yapabilsinler. Her yönden tam eşit yurttaşlığa karşın Kürtler'e başka haklar isteyerek yürütülen Kürtçülük, iktidarın seçim ve oy kaygısıyla, şımarıklığı hoşgörüyle karşılarcasına tutumuyla, ivme kazanmaktadır. Irak olaylarıyla birlikte gözetildiğinde mezhepçiliğin tehlikeli boyutlara vardığı, dinin insanlık düşmanlığına dönüştürülmeye çalışıldığı görülmektedir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları