-Toplumsal barış, yaşam aydınlığıdır, yasalarla düzenlenmiştir.-

Toplumsal yaşam aydınlığının güvencesi olan hukuk yetkili organların yürürlüğe koyduğu kurallarla etkin bir yönetim gücüdür. Toplumsal yapıyla günün koşulları gözetilerek yürürlüğe konulan kurallar ulus adına yetkili yasama organının istenciyle düzenlenmektedir. Yasalar, gereksinimler, zorunluluklar ve yaşam düzenini ilgilendiren konularla ilgili tüm sorunları gidermek ve çözüme bağlamak için ulus adına etkili kılınan kurallar topluluğudur. Yetkisini seçimlerle halktan alan yasa koyucunun istenci (iradesi) gereksinimleri ve koşulları gözetip sorunları karşılayıp giderek içerikli düzenlemelerle yürürlüğe girer. Yine gereksinimler karşısında aynı yöntemle gerekli değişiklikler yapılarak kamu düzeninin sürmesi sağlanır. Yaşam koşullarını, gereksinimleri, toplum beklenti ve özlemlerini gözardı eden düzenlemeler biçimsel bir yapıdan öteye geçemez. Bu nedenle yasama organlarıyla yürütücü güç olan yönetime (hükûmete) büyük sorumluluk düşmektedir. Demokratik yapının, hukuk düzeninin korunup güçlendirilmesi yönetimlerin duyarlık ve becerisine bağlıdır. Yaşam güneşi ve güvencesi olan ADALET bu konuda en büyük dayanaktır.

Hukukun toplumsal düzen için yararı asla yadsınmayacak bir etkendir. Bu nedenle hukukçuların uygulayıcı olarak yetişmeleri, daha ötesin de çalışmalarında çok duyarlı ve özenli olmaları gerekmektedir. Siyasal dürtülerle davranan, duygusallığına eğilen hukukçu ezik hukukçudur. Vicdanı bir hukukçunun en gerçekçi, en etkin, en yararlı aydınlık aracı ve ahlâk alanıdır. Duygusallık, önyargı, yanlılık bir hukukçunun insanlık dışına düşmesi demektir. Hukukçu, adaleti yaşama geçiren ulusal görevlidir. Duygularının etkisinde kalan, kimi yakınlık ve uzaklıklarla kararlarına içerik veren hukukçu toplum ve yaşam değerlerinden, insanlık niteliklerinden uzak düşen bir kara yapıdır.

Çağdaş devlet yapısında diktatörlerin, başına buyruk yöneticilerin asla yeri yoktur. Eşitliği yurttaşlar için temel dayanak sayan hukuk bir anlamda yaşam aydınlığının kaynağıdır. Yurttaşları birbirine eşitlik ve güven içinde yaşam güvencesi olarak kucaklayan hukuk, erdemli, nitelikli, bilgili, yansız ve yapıcı hukukçular eliyle yaşam aydınlığı sağlar. Bu nedenle hukukçulara büyük sorumluluk düşmekte, özenleri, bilgileri ve tutumları toplumsal aydınlık için başlıca güvence sayılmaktadır. Geçen yıllarda 300'den fazla iktidar partili hukukçunun adalet görevine alındığı gözetilirse adalet alanındaki tutarsızlık daha iyi anlaşılır. Yukarda niteliğini belirterek özelliğini ve değerini vurgulamaya çalıştığımız adalet, toplumsal namusun güvencesidir.

Adaleti sözde bırakan, adaletsizlik yakınmalarına neden olan tutum ve davranışlar en büyük, en ağır yaşam suçudur. Bu konuda siyasal iktidarlara büyük sorumluluk düşmektedir. Adaleti etkileme, adalet kararlarını etkisiz kılma, adaletin gerçekleşmesini engelleme ve savsaklama gibi tutum ve davranışlar yasalardan önce en büyük insanlık suçudur. Adalete yaraşır olmak, adaletsizlikten korunmak adalete saygı ile haklılık kazanır. Adaletsizlik en koyu karanlık ve en ağır yıkımdır.