Top
Yekta Güngör Özden

Yekta Güngör Özden

yektagozden@sozcum.com

22/05/2014

Utandırıcı durumlar

İnsan ne söyleyeceğini, ne yazacağını şaşırıyor. Siyaseti hastalık durumuna getirenlerle yandaşları gerçekleri saptırıp yalanlarla yalakalıklarla halkımızı kandırmaya, konumlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU'nun konuşmasına karşı bir Başbakan'a yakışmayacak davranış ve sözlerle ayağa kalkmayı, Soma Maden Ocağı'na ilişkin araştırma önergesinin iktidar çoğunluğunca reddini haklı göstermek için günlerdir, gazete köşeleri yetmemiş gibi yandaşlar çağrılarak devlet radyo ve televizyonlarında yayınlar yapılıyor.
On iki gündür Feyzioğlu-RTE olayı konuşuluyor. Günümüz Başbakanı'nın hiçbir saygı ve incelik kuralıyla bağdaşmadığı gibi protokol gereklerine de aykırı olan lâf atma, sataşma, çatma eylemiyle sonrasında “Kolay eleştiri..- Soyun siyasete gir..- Sen kimsin..- Profesör olsan ne yazar..“ sözlerinin basitliği ve kabalığı apaçık ortadayken durumu yanlılıkla değerlendirenler Başbakanı kınayacak yerde Feyzioğlu'na yükleniyor.
Önceki ortaklarını “Paralellikle“ suçlama polemiğini sürdüren Bay RTE, kanımızca, devletin saygınlığına, yargının güvenirliğine gölge düşürdüğü gibi Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı'nı güç duruma sokmuştur. Danıştay Başkanı'nın AKP'ye yakınlık söylentilerinin yinelenmesine yol açmıştır. Başbakanlık hafife alınmış, düzeyi tartışılmıştır. Cumhurbaşkanlığı çizgisi ve konumu sarsılmıştır. Bunların hepsi hepimizi üzen olumsuzluklardır. CHP Genel Başkan Yardımcıları'ndan Faruk Loğoğlu'nun Feyzioğlu'na ilişkin çıkışı da uygun karşılanmamıştır. Konunun uzun süre tartışılacağı sanılmaktadır. Görüntünün hiç hoş olmadığında çoğunluk birleşmektedir.

Yavuz hırsız örneği

İktidar kesimi, yolsuzluk ve rüşvet olaylarının hesabını vermek şöyle dursun saldırıyla, suçlamayla kendini haklı çıkarma, mağduriyet söylemiyle 17 Aralık yargı işlemini “darbe“ nitelemesinde direnmektedir. Yine yargı paketiyle özellikle Yargıtay için düşünülenler açık suçlamalardır. Ahlâk, adalet, onur kavramlarıyla dil, vicdan temizliği, dürüstlük, tutum ve davranış düzgünlüğü giderek değer yitirmektedir. Başbakan Afyon'da “Paralelle iş tutanlar“ sözü katlanılacak bir yakıştırma değildir. Ayrıca benzettiği “pis su“ acaba birlikteliklerinde kendilerine bulaşmış mıdır? Hele Feyzioğlu için kullandığı “edepsiz“ sözüyle “Sen kimsin?“ sözü. Biri de çıkıp RTE'ye “Sen kimsin?“ dese ne yapar? Bunlar yetmiyormuş gibi “Artık konuşturmayacağız“ tehdidini de savurdu.

Adamları

Bay RTE öfkesine egemen değil. Dilini tutamıyor, kendini tutamıyor, nerdeyse kalkınca Feyzioğlu'na yumrukla saldıracak durumdaydı. Dede-babasını suçlamaya kalkışarak Feyzioğlu'na yönelmesi de ayrı bir yanlışlıktır. Bu yolla CHP' ne saldırısı, AKP mızıkacılarının alkışladığı başka bir tutarsızlıktır. Medyada örgütlenen adamları gerçeklerin, doğruların ortaya çıkmasını öylesine engelliyor ki yurttaşlar kime inanacağını şaşırıyor. Yargının durumu ve tutumu da ortada.
Başka ülkelerde örnekleri yaşandı. Gerçek demokrasilerde iktidarları bir dakika yerinde tutmayacak olaylar Türkiye'de büyük pişkinlikle geçiştiriliyor. Unutturma ve unutma olgusu asla yadsınamaz. Son yürek yakan olay, Soma Kömür Madeni ölümleri. Önce konuyla ilgili araştırma önergesinin reddi, sonra işletmecinin iktidar yakınlığı vd. Önergeyi vereni suçlayarak kendilerinin aklanacağını sanan zavallılarla yerlerini koruyan siyaset adamları. İktidar kesimi ve şakşakçıları bilgisizlik ve ilkellikle suçlayarak suçlanmayı önlemeye çalışıyor. Acıyı ulusumuz çekiyor. Sopalar, tomalar, coplarla iktidar açılımı orantısız polis gücü, gereksiz yere acımasızca sürüyor.
Barış, anlayış, hukuka bağlılık, kişiliklere saygı, insanlığın ve gerçek demokrasinin dokusudur. Sağduyu ve sağgörü yetersizliği sorunların kaynağıdır. Başbakan'ın tekme ve tokatla gölgelenen Soma çıkışı, maden kazalarına ilişkin çağın gerisinde kalan örnekler vererek bunların doğal karşılanması gerektiğini söylemesi, ilgililerin bahaneler sıralaması çok düşündürücüdür. Tepkisiz toplumun bunları da kısa sürede unutacağı öngörülerek aykırılıkların sürdürülmesi utandırıcı bir durumdur.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları