Top
Yekta Güngör Özden

Yekta Güngör Özden

yektagozden@sozcum.com

18/09/2014

Çağdaş devlet

Çağdaş demokrasilerde devlet, nitelikli bir hukuk kurumudur. Adı “Hukuk devleti”dir. Hukuk devletinin temel özelliği, yargı bağımsızlığı, hak arama özgürlüğü ve savunma hakkına hak ve özgürlükler kapsamında öncelik vermesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin Lozan Barış Antlaşması'yla hukuk devleti yapısını seçmesi ve laik cumhuriyeti kurması, sonraki Anayasa düzenlemeleriyle yaşama geçmiştir.
Yargı bağımsızlığı, yargıç güvencesi konusunda 1961 Anayasası ile yapılanmadan ilkelere uzanan düzenlemelerin 1982 Anayasası ile tersine çevrilmesi yetmiyormuş gibi iktidar, yargıyı tümüyle ele geçirmek için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üye seçimlerine el atmıştır. Anayasa Mahkemesi'yle Danıştay'a üye seçiminde cumhurbaşkanına tanınan aşırı yetki sürerken torba yasalarla yargının bağımsızlığı ile yargıçların yansızlığı konusunda hukuku yadsıyan partizan düzenlemeler yürürlüğe sokulmaktadır.
Sav, savunma, karar öğeleri üçlüden (hiçbiri öbürünün astı üstü olmayıp uygar bir işbirliği ve işbölümüyle adalet hizmetinde ve görevindedir) oluşan YARGI içinde, üyeleri avukatlar tümüyle bağımsız olmalarına karşın BAROLAR Adalet Bakanlığı'nın vesayetine bağlıdır. İşlemlerine karşı yargı yolları açıkken, Bakanlık onay ve oluru gereksizken, denetim olanağı varken sürdürülen vesayet, tekelci devlet anlayışının yargıdaki yanıdır.
Günümüzün karşıdevrimci iktidarı, yargıç ve savcılar konusundaki yetkilerini azımsadığı gibi avukatların meslek kuruluşlarını da elinde tutarak yargıda egemen olmak çabasındadır. Yasa hazırlıkları bilinmektedir. Adaletli (adil) olmayan devlet, devlet değildir. Toplumsal namus bildiğimiz adalet, hak arama ve savunma özgürlüğüyle anlam ve değer taşır.

Avukatlık

1136 no.lu Avukatlık Yasası'nın 1. maddesine göre “Avukatlık kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.” Hizmetin kamusal niteliği avukatın kamu görevlisi sayılmasını gerektirmez. Avukat, devlet karşısında bireyin temsilcisidir. Herkese karşı, öncelikle iş sahibine (müvekkiline) karşı bağımsızdır. Amacı, adaletin en uygun, en doyurucu biçimde gerçekleşmesinde katkıdır. Adalet hizmetlerinin yararlı sonuç vermesinin gerçek gücü avukattır. Gerçeği arayıp bulmanın, araştırmanın ustasıdır. Yargıç ve savcıdan ayrı tutulması doğru değildir.
Avukat bağımsız değilse yargı da bağımsız olamaz. Savunma dokunulmazlığının bir an önce getirilmesi kaçınılmazdır. Duruşmada, Adliye birimlerinde ve içinde, keşifte, işlemleri yürütüp izlemede kamu görevi yaptığı tartışılamaz. Hak arama ve savunma özgürlüğünü kişiliğinde somutlaştıran avukat yargının en canlı öğesidir. Adaletin sesidir.
Hukukun üstünlüğü ilkesi avukatlarla kanıtlanır. Yargı, kimsenin aracı değildir. Devletin temeli, demokrasinin özü olan adaletin şaşmaz terazisidir. Bu da savunma hakkıyla yaşama geçer ve gerçekleşir. Hukuksuzluğun azgınlaşan dalgalarının tsunami etkisi gösterdiği günümüzde en aydınlık çatı olan hukuksal güvence, partizanlıkla sarsılmaktadır. Adalet pınarı kurutulmaktadır. Adalet güneşi önündeki iktidar bulutları demokrasiyi soldurup karartmaktadır. Hukuk siyasallaşmakta, kimi yurttaşlar yargıç ve savcıyla sıcak ilişkisi olan avukatı aramaktadır. Adaletin kuşkulu olduğu yerde yaşam çekilmez olur. Baroların bağımlılığı karşısında avukatların bağımsızlığı çelişki içeren bir aldatmacadır. Avukatların değeri bilinmeli, onuru ve saygınlığı anayasal kurallara bağlanmalıdır. Bireyin yargısal güvencesi avukattır.
Barolara da hukuk aykırılıklarıyla savaşım ve meslek disiplini yönünden büyük görevler düşmektedir. Türkiye Barolar Birliği bu atılımların öncüsüdür. Çok şey söylenebilecek konudaki özet görüşümüzü şu sözümüzü yineleyerek bitirelim: Adalet devletin, savunma da adaletin temelidir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları