Yaşam fırtınası sert esiyor. Başta siyasal karışıklar, geçim güçlükleri, değişik olumsuzluklar, yanlışlıklar, yanılgılar, çirkinlikler, adaletsizlik-hukuksuzluklar, kimi sapkınlıklar olmak üzere toplum üzerindeki kara bulutlar yoğunluğunu koruyor. Ülke yönetiminde yarışlarını gelişigüzel sürdürenlerin karşılıklı çatışmaları, sataşmaları hiçbir şeye yaramıyor. Sıkıntıları azaltmıyor, artıyor. Önceleri bir umut olan seçimler siyasal alanda olumlu bir beklenti duyurmuyor. İktidar-muhalefet karşıtlıkları sonuçsuz biçimde sürerken sakıncalı sözler ve sataşmalar durmak bilmiyor. Ulusal birliği derinden etkileyen olumsuzluklara dikkat edilmiyor. Toplumsal barış ve ulusal dayanışmaya özen gösterilmiyor. Bu acı gerçekler, yaşam karanlığının başlıca nedenleridir.
İktidar, ulusa ve ülkeye hizmet konumudur. Partizanlıkla kendini ve yandaşlarını düşünmek siyaset değil, rezalettir. Bu gerçeği yadsıyarak yürüyüşü sürdürmek de en büyük aykırılıklardan ve kötülüklerden biridir. Ne var ki kendilerini ve yandaşlarıyla şakşakçılarını daha çok düşünenler çoğunluğu yadsımaktadır. İktidarın siyasal ağırlığı ulusun omuzlarındaki geçici yüktür.
Giderek yoğunlaşan toplumsal, özellikle ekonomik sorunlar halkımızın omzunda bir yaşam ağırlığı oluşturmuştur. Koltuklarında kabarık aylıklar alanlar, emekliliklerini artan eklerle şatafat içinde geçiren çoğu siyasetçi, iki aylıklı, kabarık ödenekliler halkın yoksunluk çığlıklarını duyamaz. Pazarlarda gerekenleri almakta güçlük çekenler, alamayanlar, etiketlere bakıp uzaklaşanlar palazlıların umurunda değil. Kabarık aylıklarıyla sorunsuz yaşayanlar, gezip tozmalarıyla, pahalı vitrinlerle sarmaş dolaş olanlar herkesi kedileri gibi sanmasa bile kimsenin sorunlarını düşünecek duyarlıkta değil. Kimi sorunları kendileri de çekiyormuş gibi düşünüp değerlendirmeyenler o sorunları çözemez. İçtenlik her konuda, her alanda, yaklaşımın kaynağı, etkenidir.
Düzelen, iyileşen koşullar az. Giderek sorunlar daha karmaşık daha çözülmez duruma geliyor. Yönetimlerin bu konulardaki tutarsızlık ve beceriksizlikleri de açık. Yaşam aydınlığını karartan siyasal yanlışlıklar ekonomiyi de etkilediğinden halkın güçlükleri artıyor, yoğunlaşıyor. Giderek büyüyen yaşam pahalılığı yakınmalarını, pazar yerlerinde halkımızla yapılan röportajları üzüntüyle izliyoruz. Emekli ve görevdeki siyasetçilerle kimi iktidar beslemelerinin sessizliği, ilgisizliği bencilliğin tüm çirkinliklerini yansıtmaktadır.
Eğitimden ekonomiye, siyasetten bürokrasiye, sağlıktan turizme uzanan geniş çizgide, her alanda daha iyiye gittiğimizi söylemek güçtür. Sorunlar giderilmedikçe yakınmalar sürecek mutluluk özlemiyle sarsılan sağlık yakınmalara neden olacak, siyasetin başarısızlık ve beceriksizlikleriyle koyu partizanlık yıkımları yaşam gölgelerini koyulaştıracaktır. Kendilerini ve partililerini düşünmek yerine halkı düşünmek, onun sağlık ve mutluluğu çabalarını öne almak ideal ve ilke olmadıkça, karanlıktan kurtulmak olanaksızdır.
