Şiirlerde ve şarkılarda sık sık duyduğumuz eski “hasret” sözcüğünün günümüzde kullanılan karşılığı ÖZLEMdir. Aşırı, güçlü kavuşma, erişme ve ulaşma isteğini anlatan bu sözcük, yaşam ortamımızda ve koşullarımızda nice olumsuzluklara karşı beklentilerimizi özetlemektedir. Özlemin kavuşmaktan daha tatlı olduğu, beklemenin coşkusuyla daha canlı kalındığı savunulsa da toplumsal yaşam yönüyle gecikme durumunu da içeren özlem, yaraşırlıklara uzak kalmanın üzüntüsünü de anlatır.
Ulusal yaşamımızda beklentilerimizin çoğunun yerine gelmediğini düş kırıcı, umut kırıcı durumların sıkıntısı ve bezginlik yarattığını açıklayıp yakınıyoruz. 91 yıllık cumhuriyetimizin, kuruluş amacıyla güçlendirme çabalarına ters düşen uygulamaların kimi zaman aymazlık, kimi zaman sapkınlık örneği olacak yanlışlık ve yanılgılarla sürdürülmesi yurtseverleri yürekten yaralamaktadır. Seçim sloganları, partizanlık tutumları, siyaset döküntüleri biçiminde sözlerle geçirilen zaman boşa gitmekte, yön ve yol sapmalarıyla ulusal yapı zarar görmektedir. Seçim çabaları deprem önlemlerinden önce gelmektedir.
Yönetenlerin yanlış demokrasi anlayışı, ulusal ilkelerle yaşam gereklerine ters bakışları, bencillikle eğitim yetersizlikleri, kişisel özellikleri ve direnme sayrılıkları, hakkımız olan değerlere ve durumlara kavuşmamızı engellemektedir. Yurttaşlık ve demokrasi bilinciyle devlet ve hukuk anlayışı tüm sorunların kaynağıdır. Eğitim kökenli kişisel yapılar çağdaşlık düzeyine gelmedikçe aldanışlar, kandırmalar, yanılmalar sürecek, yakınma nedenleri değişmeyecektir.
Neden olunan kötülükler için özür dilenecek yerde, utanmadan, sıkılmadan yurttaşlara atılan tekme ve tokatı savunuyor, gözlerin içine baka baka yalan söylüyorlar. Üstelik bunları siyaset ustalığı sayıyorlar. Hele Başba-
kan'ın kışkırtıcılığı, ayrımcılığı ve son söylemleri. Şimdi bunu yapan kimse Cumhurbaşkanı olursa geniş alanı içinde neler yapmaz? Halkımız uyarılmalıdır. Berkin ELVAN için sözleri ise ağır ve büyük bir pottur.
Özlediğimiz düzen, yapı ve ortam
Yurttaş olarak beklemek ve istemek hakkımızdır. Devletin yurttaşlarına haksızlıktan kaçındığı, hakkını en kısa zamanda verdiği, kişilik, onur ve güvenliğini tartışmasız sağladığı bir yaklaşım istiyoruz. Yargının yasama karşısında önünü iliklemesinin istenmediği, Başbakan'ın önüne gelene sözlü saldırıda bulunmadığı, haksızı, yolsuzu, rüşvetçiyi, suçluyu savunup korumadığı, ulusal ilkelerimize ve cumhuriyetin niteliklerine karşı çıkılmadığı güvenli ilişkiler istiyoruz. Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan istediği için onun arkasından gitmediği, partizanlıkları onaylamadığı, Silâhlı Kuvvetler'den yüzlerce emekli ve istifa ayrılışı olmadığı bir yapı istiyoruz.
Yansız olması gereken devlet organları temsilcileriyle bağımsız kurum ve kuruluş yöneticilerinin iktidar yandaşlığına soyunmamasını, yargının hızlı, doyurucu ve tam bağımsız çalışmasını istiyoruz. Kamplaşma ve kutuplaşmanın olmadığı, kumpasların, fişlemelerin, dinlemelerin yapılmadığı, kadınlara ve çocuklara saldırıların yaşanmadığı, orantısız polis gücüne başvurulmayan bir ortam istiyoruz.
Ve…
Adaletsiz ve hukuksuz yargılamalardan acı çekilmediği, yargının zulüm aracına dönüştürülmediği, uyduluk, uşaklık ve dalkavukluğun geçerli olmadığı, iktidar ilgililerinin yurttaşı yumruklayıp tekmelemediği, Anayasa ve yasaların çiğnenmediği, medyanın silâh gibi kullanılıp güven yitirmediği, Baroların vesayet altında tutulmadığı, hak ve özgürlüklere herkesten önce iktidarın saygı gösterdiği bir demokrasi istiyoruz.
Oyların parayla, armağanla, yardımla değil, bilgi ve bilinçle kullanıldığı, inanç sömürüsünün yapılmadığı, yalana dolana başvurulmadığı, ahlâkın üstün bir değer olarak gözetildiği, eğitim kurumlarının medreseleşmediği, kadın-erkek eşitliğine özen gösterildiği, akçalı gücün siyasete yön vermediği, polisin orantısız güç kullanmadığı, kışkırtılmadığı çağdaş bir düzen istiyoruz.
Çıkarcılığın prim yapmadığı, saygısızlık ve güvensizliğin yaşanmadığı, kişiliklerin korunduğu, herkesin mutluluk ve esenlik içinde, kuşkusuz ve korkusuz yaşadığı bir güzellik istiyoruz. Özellikle “TÜRK, ATATÜRK, İNÖNÜ” adlarıyla Andımızın unutulmadığı bir değerbilirlik istiyoruz. Barış, erinç, güven, adalet istiyoruz.
Çok mu görülüyoruz?