Top
Yekta Güngör Özden

Yekta Güngör Özden

yektagozden@sozcum.com

11/01/2016

Susmak

“Su bü­yü­ğün, sus kü­çü­ğü­n” ya da “Söz bü­yü­ğün, sus kü­çü­ğü­n” de­yiş­le­riy­le ai­le içi ter­bi­ye­ye iliş­kin öne­ri­ler, top­lum­sal ya­şa­mı­mız­da yer eden dav­ra­nış­la­rı çi­zer, be­lir­ler. Ge­le­nek ve gö­re­nek­le­rin or­ta­ya koy­du­ğu ger­çek­ler, olum­lu yön­ler ka­dar sı­nır­la­yı­cı, kı­sıt­la­yı­cı olan­la­rı da var­dır. Bun­lar­dan bi­ri de ya­kın­ma­sı­nı, so­ru­nu­nu açık­la­ma çe­kin­gen­li­ği ve­ren, bü­yük­ler sor­ma­dık­ça, çok zo­run­lu ol­ma­dık­ça ko­nuş­ma­mak­tır. ATA­TÜR­K'­ün “Ger­çek­le­ri ko­nuş­mak­tan kork­ma­yı­nız!” sö­zü çağ­daş ya­şam bi­çi­min­de ki­şi­lik gü­cü­nün or­ta­ya ko­nul­ma­sı­nı öner­mek­te­dir. As­lın­da ya­şam­sal bir buy­ruk olan bu gü­zel söz, ge­liş­me­nin, so­run­la­ra çö­züm ara­ma­nın, bir­lik­te­li­ğin ve da­ya­nış­ma­nın ka­pı­sı­nı aç­mak­ta­dır.
Ger­çek­le­ri ko­nuş­mak, eleş­tir­mek, kı­na­mak; hu­ku­ku, hak­kı, ada­le­ti, ba­rı­şı, mut­lu­lu­ğu, ba­şa­rı­yı is­te­mek ya da ki­mi ay­kı­rı­lık ve kö­tü­lük­le­re kar­şı çık­mak için bil­gi, bi­linç, ki­şi­lik ve yü­rek is­ter. Sus­kun, sus­tu­rul­muş bi­rey­ler ve top­lum ka­ran­lık­ta­dır. Ko­nuş­ma­nın de­ğe­ri in­san ya­şa­mın­da bü­yük önem ta­şır. Bu ko­nu­da Prof. Dr. Öner ÇA­KA­R'­ın bir ko­nuş­ma­sın­da yer alan de­ği­ni­le­rin­den ki­mi­le­ri­ni sü­tu­nu­mu­za ala­rak okur­la­rı­mı­zın bil­gi­si­ne su­na­rak ya­rar­lan­ma­la­rı­na kat­kı ver­mek is­ti­yo­ruz:
“Gün­lük ya­şan­tı­mız­da sık­ça ger­çek­leş­tir­di­ği­miz bir ey­lem var­dır: sus­mak! Ne­dir sus­mak? Türk Dil Ku­ru­mu'n­ca ya­yım­la­nan “Türk­çe Söz­lü­k” bu ey­le­mi, şöy­le ta­nım­la­mak­ta­dır:
– Ko­nuş­ma­sı­nı kes­mek ve­ya ko­nuş­mak­tan ka­çın­mak,
– Ses ve­ya gü­rül­tü­yü kes­mek, ses ve gü­rül­tü yap­ma­mak,
– Et­ki­si­ni gös­ter­me­mek, tep­ki gös­ter­me­mek.
Ol­duk­ça sı­ra­dan, faz­la açık­la­yı­cı ol­ma­yan bir ta­nım gi­bi gö­rü­nü­yor.
Pe­ki, olay bu ka­dar ba­sit mi? Se­si­ni­zi ke­sip bir kö­şe­de otur­mak mı­dır sus­mak? Yok­sa bu ses­siz­li­ğin ar­dın­da çok da­ha faz­la şey­ler giz­li ola­bi­lir mi? Söz­lü ola­rak söy­le­ye­me­dik­le­ri­ni­zi su­sa­rak faz­la­sıy­la söy­le­ye­bi­lir mi­si­niz?
Sus­mak de­yin­ce ak­lı­nı­za ka­pa­lı iki du­dak mı gel­me­li, yok­sa için­de fır­tı­na­lar ko­pan bir be­yin mi?
Di­ler­se­niz bu ey­le­mi bir­kaç ün­lü­nün gö­rüş ve yo­rum­la­rın­dan da fay­da­la­na­rak bi­raz da­ha de­rin­le­me­si­ne in­ce­le­ye­lim.
Con­fu­ci­us, sus­ma­yı “İn­sa­nı ele ver­me­yen, sır­la­rı­nı sak­lı tu­tan bir dos­t” ola­rak ta­nım­lar.
Ba­zı­la­rı “Sus­ma­yı­” bir er­dem ola­rak ni­te­ler. Zi­ra sus­mak zor­dur. He­le ki ye­ri gel­di­ğin­de sus­mak, iş­te o da­ha da zor­dur.
Bir bil­ge­ye sor­muş­lar: Bir in­sa­nın akıl­lı ol­du­ğu­nu na­sıl an­lar­sı­nız? “Ko­nuş­ma­sın­da­n” di­ye ya­nıt­la­mış Bil­ge. Ya hiç ko­nuş­maz­sa? O ka­dar akıl­lı in­san yok ki!
İlk ak­la ge­len, bu­lun­du­ğu or­tam­da tar­tı­şı­lan ko­nu hak­kın­da söy­le­ye­cek bir şe­yi ol­ma­dı­ğı için ko­nuş­ma­ya dâ­hil ol­ma­yıp, en mâ­sum hâ­liy­le, ses­siz­ce din­le­yen­le­rin ser­gi­le­di­ği “sus­ma­k”­tır. An­cak böy­le or­tam­lar­da ge­nel­lik­le ko­nu­nun tü­müy­le dı­şın­da ol­du­ğu hal­de sö­ze gi­ren ve sa­zı­nı ele alıp en çok ko­nu­şan ki­şi ol­ma­ya ni­yet­le­nen bi­ri­le­ri or­ta­ya çı­ka­bi­lir ve do­ğal ola­rak ko­nu hak­kın­da bil­gi­le­ri ol­ma­dı­ğın­dan yap­tık­la­rı şey saç­ma­la­mak­tan öte­ye git­mez.
Şeyh Sa­di Şi­ra­zi bu tür ki­şi­ler hak­kın­da­ki gö­rü­şü­nü şöy­le or­ta­ya ko­yar:
“İ­ki şey in­sa­nı çi­le­den çı­ka­rır: söy­le­ne­cek yer­de ağız aç­ma­mak, su­su­la­cak yer­de lâ­kır­dı et­mek.”
Ben­ja­min Frank­lin ise da­ha ağır ko­nu­şur:
“Sus­kun­luk her za­man bil­ge­li­ğin be­lir­ti­si de­ğil­dir. Fa­kat ge­ve­ze­lik dai­ma ap­tal­lı­ğın be­lir­ti­si­dir.”
Gö­rül­dü­ğü gi­bi, bu ta­nım­la­ma­lar­la or­ta­ya ko­nu­lan in­san ti­pi­ni “Ne ka­dar az dü­şü­nür­se, o ka­dar çok ko­nu­şu­r” şek­lin­de özet­le­ye­bi­li­riz.
Kar­şı­sın­da­ki ki­şi­ye önem ver­me­di­ği­ni, hor gör­dü­ğü­nü, di­ğer bir de­yim­le, adam ye­ri­ne koy­ma­dı­ğı­nı be­lirt­mek üze­re ser­gi­le­nen ses­siz­lik de bir sus­ma ör­ne­ği olup özel­lik­le ol­gun bir ki­şi­ye ya­kış­ma­yan bir ey­lem­dir.”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları