Top
Yekta Güngör Özden

Yekta Güngör Özden

yektagozden@sozcum.com

10/04/2014

Siyasal tablo

Ge­le­ce­ğe iliş­kin umut­lar ve mut­lu­luk ve­ri­ci ola­sı­lık­lar bes­le­di­ği­miz ül­ke­miz­de si­ya­sal kar­ga­şa­nın gi­de­rek art­ma­sı ki­mi en­di­şe­le­re ne­den ol­mak­ta­dır. Gü­nü­müz ik­ti­da­rı­nın ulu­sal ve ya­şam­sal il­ke­le­re sırt çe­vir­me­si, bö­lü­cü­le­re ver­di­ği ödün­ler­le top­lu­mu ay­rış­tır­ma­sı, ku­tup­laş­ma­la­ra ne­den ol­ma­sı, baş­lı­ca teh­li­ke­ler iken bu kez ki­mi çir­kin­lik­ler dü­şün­ce­le­ri ağır­laş­tır­mış, teh­li­ke ola­sı­lık­la­rı­nı ço­ğalt­mış­tır.
Ye­rel se­çim­le­re iliş­kin suç­la­ma­lar sü­rer­ken gü­nü­müz Baş­ba­ka­nı par­ti­si­nin grup top­lan­tı­sın­da­ki ko­nuş­ma­sın­da “Hır­sız­lık­la mü­ca­de­le­”den söz et­miş, “İ­ha­net, al­çak­lık ve na­mu­s” söz­le­riy­le es­ki or­tak­la­rı­nı ka­ra­la­mış ama ken­di­le­riy­le il­gi­li kuş­ku­la­ra ve suç­la­ma­la­ra hiç de­ğin­me­miş­tir.
Ay­rı­ca, ik­ti­dar yan­lı­la­rı, Ber­kin EL­VA­N‘­dan son­ra Pa­mir DİK­Dİ­K‘­in yi­ti­ril­me­si ne­de­niy­le ço­cuk­la­rı ve ai­le­le­ri­ni suç­la­ma kam­pan­ya­sı baş­lat­mış­tır. Sos­yal med­ya­da­ki çir­kin yo­rum­la­rıy­la in­san­lık dı­şı yak­la­şım­la­rı, vic­dan­la­rı sız­la­tan, yü­rek­le­ri ka­na­tan bo­yut­la­ra var­mış­tır. İğ­renç­lik sı­nır ta­nı­ma­mak­ta­dır.
Bun­lar yet­mi­yor­muş gi­bi ana­mu­ha­le­fet par­ti­si li­de­ri­ne Baş­ba­ka­nı so­rum­lu kı­lan kış­kırt­ma­la­rı yü­zün­den ola­cak, TBMM için­de yum­ruk­lu sal­dı­rı­da bu­lu­nul­muş­tur. Az­gın­la­rın, sap­kın­la­rın, vic­dan­sız­la­rın, ah­lak­sız­la­rın ve ter­bi­ye­siz­le­rin kim­ler­den ce­sa­ret al­dı­ğı, kim­le­re gü­ven­di­ği iyi sap­tan­ma­lı, si­ya­se­tin re­za­le­te dö­nüş­me ola­sı­lık­la­rı iyi gö­ze­til­me­li­dir. Tik­sin­di­ri­ci, ür­kü­tü­cü olay­lar hız­lan­mak­ta, bü­yü­mek­te­dir. Bin­göl Be­le­di­ye Baş­ka­nı Yü­cel Ba­ra­ka­zi­‘nin ka­dın­la­rı dış­la­yan tu­tu­mu AKP an­la­yı­şı­nın ti­pik bir dı­şa­vu­ru­mu­dur.
Ye­rel se­çim­le­re iliş­kin hak­lı ya­kın­ma­lar çö­züm bek­ler­ken ya­şa­nan olum­suz­luk­lar ge­le­cek se­çim­le­re yö­ne­lik kuş­ku­la­rı da ar­tır­mak­ta­dır.
“Se­çi­mi yi­tir­se de ik­ti­da­rı ver­me­z” di­ye­rek Baş­ba­ka­n'­ın sert ve hu­ku­ka kar­şı tu­tu­mu­nu ör­nek gös­te­ren­le­re rast­lan­mak­ta­dır. Ger­çek­ten, Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ka­ra­rı­na “say­gı duy­mu­yo­ru­m” di­ye­rek ver­di­ği kö­tü ör­nek, ayıp­lan­ma öte­si bir kı­na­ma ne­de­ni­dir. Kim­se yar­gı ka­ra­rı­na ka­tıl­mak, onu ona­mak zo­run­da de­ğil­dir ama her­kes ona uy­mak zo­run­da­dır. Say­gı­yı za­yıf­la­tıp ter­si­ne akım oluş­tu­ra­cak tu­tum­lar­dan ka­çın­ma­sı ge­re­ken­le­rin ba­şın­da si­ya­sal ik­ti­dar ge­lir. Bay Er­do­ğan kim olu­yor da Ana­ya­sa Mah­ke­me­si'ni af­fet­mi­yor? Mah­ke­me on­la­rı bir kez par­ti ola­rak af­fet­ti. Ni­ce dü­zen­le­me­yi de uy­gun bul­du. O za­man övü­yor­du Bay Er­do­ğa­n‘­ın söz­le­ri­ni “an­la­tım öz­gür­lü­ğü kap­sa­mın­da­” de­ğer­len­dir­me­siy­le sa­vun­mak gü­lünç­tür. Bir ku­ra­lın de­ğiş­me­si­ni is­te­mek, de­ği­şin­ce­ye ka­dar uğ­raş­mak her­ke­sin hak­kı­dır ama de­ği­şin­ce­ye ka­dar ona uy­mak da gö­re­vi­dir.

Küs­tah­lı­ğa va­ran çı­kış­lar…

Ah­lak ve ada­let duy­gu­su ol­ma­yan­lar din­dar ola­maz­lar. Utan­ma duy­gu­su­nu yi­ti­ren­le­rin in­san­lık­la il­gi­li­si kal­maz. “Şa­ibe­” söz­cü­ğü kö­tü­lü­ğü, ge­çer­siz­li­ği, ku­su­ru, sa­kın­cay­la bir­lik­te gün­de­me ge­ti­rir. Kir­li­li­ği, le­ke­li­li­ği, ayıp­lı­lı­ğı içe­rir. Se­çim­le­rin bu ni­te­lik­te eleş­ti­ril­me­si de­mok­ra­si­nin göl­ge­len­di­ği­ni an­la­tır. Bu ka­nı her­ke­sin dü­şün­me­si ge­re­ken ağır bir yı­kı­mın be­lir­ti­si­dir. ATA­TÜR­K‘­e iha­ne­te ka­dar uza­nan kal­kış­ma­lar, dü­zen­le­me­ler, iş­lem­ler, uy­gu­la­ma­lar he­pi­mi­zi yü­rek­ten ya­ra­la­yan olum­suz­luk­lar­dır. Hay­dut­lu­ğa, eş­kı­ya­lı­ğa va­ran taş­kın­lık­lar ve aşı­rı­lık­lar de­mok­ra­si düş­man­lı­ğı­dır. Küs­tah­lı­ğa va­ran çı­kış­lar utan­dı­rı­cı­dır.

Anım­sat­ma

10 Ni­san 1928'de ka­bul edi­len 1222 no.lu ya­sa ile “Türk dev­le­ti­nin di­ni, din-i is­lam­dı­r” (mad­de 2), ye­min eder­ken söy­le­nen “val­la­hi­” ( mad­de 16 ve 38) söz­le­riy­le “Ah­kam-ı Şe­ri­ye'nin Ten­fi­zi­” (mad­de 25) ku­ra­lı Ana­ya­sa'dan çı­ka­rı­la­rak la­ik­lik­le bağ­daş­ma­yan içe­rik­ler­den arın­dır­ma ger­çek­leş­ti­ril­di. Akıl ve inanç öz­gür­lü­ğü­nün gü­ven­ce­si, top­lum­sal ba­rı­şın ve ulu­sal bir­li­ğin da­ya­na­ğı olan la­ik­li­ği ka­zan­dı­ran Mus­ta­fa Ke­mal ATA­TÜRK ve ar­ka­daş­la­rı­nı yü­rek­ten bağ­lı­lık, sev­gi, say­gı ve öz­lem­le anı­yo­ruz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları