Ortaklarından olmaya çabalanan Avrupa Birliği üyesi devletlere bakınca kendi durumumuza üzülmemek elde değil. Bilim ve teknikte kazandıkları düzey karşısında bizim neleri konuştuğumuz, tartıştığımız ve nelerle uğraştığımızı gözetirsek yerinmemek (hayıflanmamak) olanaksız. Cumhurbaşkanı'nın AKP'nin tekseçiciliğini yapması, Meclis Başkanı'nın lâik cumhuriyet ve Atatürk'le ilgili olumsuz sözleri (Parlâmenterler Birliği dergisinin son sayısındaki söyleşisinde 1923-50 arasını karalaması, suçlaması), “Cübbeli Ahmet Hoca” denilen köktendincinin 23 Nisan'la ilgili safsatası, 19l6 Kûtu'l-Amare Zaferi'nin 1919'ları unutturmak için yeniden yaygara konusu yapılması, Atatürk ve İnönü adlarının silinmeye çalışılması, ardı arkası kesilmeyen terör olaylarının iç savaş görüntüsü, muhalefetin yetersizliği, siyasal karışıklık ve kargaşa, yapımızı tüm özellikleri ve kusurlarıyla ortaya koyan belirtilerden kimileridir.
Okul öncesi eğitimden üniversitelere kadar güncel sorunları çözümleme çabaları yok. Varsa yoksa siyasal gücün ele geçirilmesi, elde tutulması ve partizanlık getirileri. İdeolojileri yalnız kendileri için geçerli sayanlar; sağcıya göre solcu, solcuya göre sağcı olanlar; anarşi ve kaosla solculuk, dincilikle sağcılık taslayanlar; özgürlük adına kaba güç kullananlar, şirretlik yapanlar ve demokrasi oyununa girişenler; özgürlüklerle ve demokratik haklarla sömürüyü ve terbiyesizliği ayıramayanlar; gericilik ve bölücülükle yıkıcılığının ayırdında olmayanlar, toplum düşmanlarıdır. Bunlar, yurtseverleri yıldıramaz ama bıkkınlık verdikleri kesin. Dayanma gücüyle olumsuzlukların etkilerine katlanan toplumumuz, sabırlı olmanın iyi örneklerini vermektedir. Kimilerinin özlediği ortama yanaşmamaktadır. Bay RTE'ın “Başkanlık sistemi” dayatmalarına da…
DURUM
Günümüz iktidarının 2002'den bu yana neden olduğu çarpıklık ve aykırılıklar dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Güneydoğu olayları bunların başında gelmektedir. Ankara, İstanbul, İzmir ve Bursa'ya uzanan terörün sorumluları yalnız terör örgütleriyle teröristler değil bunlara karşı zamanında ve yeterli önlem almayan yetkililerdir. Fethullahçılarla terörü şımartıp tırmandıran uygulamaların-yöntemlerin sahibi olan kesim kendini savunmak ve kurtarmak için karşıt durumuna düştüğü eski ortağını suçlamak, onları temizlemek için giriştiği işlemlerle kendi yandaşlarına karşı korumasının çelişkisini sürdürmektedir. “Çözüm süreci, demokratik açılım” diyerek verdikleri ödünleri onarır gibi güneydoğu olaylarında yüzlerce şehide neden olanlar, devlet gücüyle bastırma işi tamamlanınca “Terörü bitirdik” diyerek oy isteyecekler, yol açtıkları terörden yararlanacaklar.
Yirmi kaçıncısını düzenlediği toplantılarda kimi muhtarların alkışları ve abartılı seslenişleriyle iyice kabaran RTE, kendisine taparcasına bağlılık sözleri eden Ahmet DAVUTOĞLU'nu bile yeterli bulmadı. Amacı öylesine hırs dolu, öylesine inat yüklü olmalı ki AKP'nin iç işlerine karışmaktan asla çekinmiyor. Hiçbir sabır RTE'a dayanamaz. Diktaya yöneliş hızlandı.
Gerekli terbiyeden yoksun, kalemlerini silâh gibi kullanan düzeysiz yazarlar, yandaşlıkta yarışanlar da bıkkınlık verenler arasındadır. Sırf, açılımlara katıldıkları, doğal görevlerini yaptıkları için sayfa sayfa gazete ilânlarıyla teşekkür edilen yöneticilere yalakalıklar da böyle.
Destan yazmakla övünen Davutoğlu'na karşı Demirtaş'ın “Halk isterse birden fazla parlamento kurar, ..şu grup 59 kişiyle halkın yanında yer alır” sakıncalı çıkışı da kürt ırkçılarının bıktıran sözlerinden biri.
Bağnazların Atatürk karşıtlığı, Kurtuluş Savaşı, cumhuriyet ve nitelikleriyle ilkelerinin tarih dersi öğretim alanından çıkarılmaya çalışılması da tiksindirici bir yaklaşım. “Ümmet ve külliye” şarkısı tutturanlar bilinçsizliğin ve bilgisizliğin yanında bağımlılığın acılarını er-geç yaşarlar.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can DÜNDAR ile Ankara Temsilcisi Erdem GÜL hakkında verilen ceza kararının nedenine katılmak güçtür. Yanlış kararın Yargıtay'dan dönmesi umudu, hukuka güveni artıracak gerekçelerin açıklanmasıyla aydınlığa erişilmesi ortak dilektir. Yargı bağımsızlığı konusundaki endişeleri giderecek sonuç, hukuk devletinin geleceğini de etkileyecektir.