-Anayasalar ulusların hukuk güneşi ve güvencesidir.-

ATATÜRK güneşi olan Cumhuriyetimizin hukuksal temeli Anayasa'mızdır. Bağımsızlık, özgürlük, hukuksallık, çağdaşlık ilkeli yaşamımızın yasal güvencesi olan bu kaynak bizim başyastığımızdır. Değişmezliğini hepimizin üstlendiğimiz ilk dört maddesi dışındaki kurulları ulusal istençle gereksinimler nedeniyle değiştirilebilir. Ancak siyasal iktidarların kendi istemleri ve doğrultularına göre yapılması isteği her zaman hukuk süzgecinden ve ulusal irade (istenç) değerlendirilmesinden geçmeden geçerlik kazanamaz. Günümüz siyasal kadrosunun ve yandaşlarının kendi istek ve doğrultularına göre değişiklik, kimi sakıncalarla yıkımları bile getirebileceğinden kimi süzgeçlerden geçmeden yürürlüğe girmemelidir. Bu süzgeçlerin başında halkın öngörüsü ve denetimi gelmektedir. Bu konuda aydınların halkımızı bilgilendirme yönünden büyük sorumluluğu vardır.

Anayasalar ulusun hukuksal başyastığı ve güvencesidir. Siyasal iktidarların isteğine, onların etkisine göre değil ulusal yaşamın gereklerine göre düzenlenir. Bugüne kadar neleri nasıl yaptığı izlenen AKP iktidarının ve Anayasal andındaki TARAFSIZLIK ilkesine uygun davranmadığı siyasal parti liderliğiyle açık ve kesin biçimde ortada olan şimdiki Cumhurbaşkanı'nın nasıl bir Anayasa isteyip beklediğini tartışmaya gerek yoktur. Anayasalar devletin hukuksal temelini düzenleyen ve güvenceye bağlayan metinlerdir. Bir kez daha yineleyelim ULUSAL YAŞAM ANDI ‘dır. Siyasal iktidarların kendi yapılarına ve isteklerine uygun beklentilerine onay belgeleri değildir. Nitekim ana muhalefet partisi lideri çağrıya katılmadıklarını çok haklı biçimde belirtmiştir. Anayasa değişikliğinde bilim adamlarının, uzmanların, kimi ilgili kurum ve kişilerin görüşleri alınmadan iktidarın yöntemiyle değişikliğe gitmek yarar yerine sakıncalar getirebilir.

İktidarlar siyasal etkinliklerinin baskı durumuna gelmesinden bile kaçınmazlar, çekinmezler. Demokratik düzene ve yapıya çok iktidar önem vermez, saygı duymaz. Kendi otorite ve egemenlikleri onlar için yaşam koşuludur. Demokratik yapı onların etkinlik ve egemenlik tutkusuna ( hırsına) elvermez. Günümüzde içte ve dışta bu durumun belirtileri izlenmektedir. Anayasalar ulusal yaşam olduğundan tüm siyasal istek, amaç ve bağlılıkların ötesinde ve üstünde ulusun esenliği, özgürlüğü, mutluluğu için gerekli çağdaş kuralları içermelidir. İktidarların, siyasal partilerin kendi amaçları ve doğrultuları için değil ulusun özlemleri, beklentileri, yaraşır olduğu çağdaş ortam ve düzen için yaşama geçirilmelidir. Bu doğrultuda, bu yolda çabalar ve çalışmalar tüm ilgililer için tanımsız bir onurdur.