Top
Yekta Güngör Özden

Yekta Güngör Özden

yektagozden@sozcum.com

03/07/2014

Siyasal oyunlar

Günümüz Başbakanı, aylar süren hazırlıklarından sonra yandaşlarıyla destekçilerinin katıldığı toplantıda alay-ı vala ile (cümbür cemaat) cumhurbaşkanı adaylığını ilan etti. Sanki ülkenin ilk cumhurbaşkanı seçilecekmiş gibi gösterişli çıkışlarla. Kendi cumhuriyetlerine, kendilerinin anlayıp anlatmak istedikleri cumhuriyete göre olacak. Cumhurbaşkanı seçilirse nasıl davranacağını, neler yapacağını söylemişti. Partisinin sözcüleri de 2015'teki genel seçimle Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğu sağlarlarsa “başkanlık ya da partili başkanlık sistemine geçeceklerini” açıkladı. Tanrı, Türk'leri ve Türkiye'yi korusun!
Şimdiki Cumhurbaşkanını yeterli bulmadığını değişik anlatımlarla yineleyen Bay RTE onu “Aday olmayacağım” dedirtecek durumda bıraktıktan sonra önünün açıldığı inancıyla yola çıkıyor. Ülke halkının eğilimleri, zayıf yanları, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet olaylarına yaklaşımı bilindiğinden yüksek sesli konuşmalarla, başkalarını suçlamalarla, “paralel ve Pensilvanya” yakıştırmalarıyla tüm aykırılıkların örtüleceği, yapılanların unutulacağı sanılmaktadır. Adaylığı açıklanınca yaptığı konuşmanın tersine, tüm ulusu kucaklayacağına, herkese ayrımsız yaklaşacağına inanmıyoruz. Tüm yurttaşların “Benim cumhurbaşkanım!” diyeceğini de sanmıyoruz. Geçmişi ve şimdiki konuşmaları endişemizi haklı kılıyor. Başbakan'ın cumhurbaşkanı adayı olmasında görevinden ayrılması siyasal ahlak gereği olarak algılanmalıdır.

Ama

Hiçbir zaman, hiçbir yerde ahlaksızlık, adaletsizlik, hırsızlık, yolsuzluk, yalancılık, rüşvetçilik, kötüye kullanma eylemleri yaptırımsız kalamaz. İnsanlıkdışı olan bu eylemleri dindarlıkla bağdaştırmak insanlıktan ve dinden anlamamak, bu değerlerin dışına, karşısına düşmek demektir. Parti içi çalışmalarla belirgin olan durumun biçimsel düğümü atıldı. Ülkemizin yalnız içinden değil dışından gelen tepkiler önümüzde güç bir süreç bulunduğunun kanıtıdır. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir durum olamaz. Hele 17 Aralık 2013 “sıfırlama” olaylarından sonra. Bunu uygun bulanlar nasıl içlerine sindiriyorlar bilinmez. Katılmak, ortaklık olur. Bay RTE seçilirse cumhurbaşkanı andını nasıl içecek acaba?
Muhalefet partilerinin aday saptamasına yönelik eleştirilerin de anlayışla karşılanması gerekir. CHP ve MHP'nin kendi üyeleri ya da kendilerine yakın, ilkeleriyle uyumlu bilim, sanat, iş çevrelerinden bir aday bulamayıp dinci kesime ödün verircesine ortak bir aday önermelerini de ortamın koşullarına, RTE‘ın yaşatması olası sakıncalara karşı gerçekçi bir önlem olabileceğine bağlayıp ayrışmamak gerektiği kanısındayız.

Oyun

Halkın Demokrasi Partisi'nin (HDP) cumhurbaşkanı adayı göstermesi kendilerini kanıtlama, varlıklarını pekiştirme çabasıdır. Yoksa kazanamayacaklarını bilecek kadar akıllıdırlar. Göstermelik aday ilk oylamada dışarda kalacaktır. İkinci oylamada RTE‘yi destekleyecekleri mutlaktır. Çünkü, amaçlarını gerçekleştirme konusunda kendilerine RTE‘den daha yakın, daha uygun, daha elverişli birisini güç bulurlar. İş yapmak, yaptırmak için RTE‘den daha iyi ortak da bulamazlar.
Geçenlerde yurttaşın biri ve birileri “Biz her seçimde dindar kimselere oy veririz. Bu bizim din anlayışımızın gereğidir. Oy verdiğimiz kimsenin dine aykırı tutumu varsa onun kusurudur. Biz görevimizi oyumuzu vermekle yaparız, sorumluluğumuz orda biter. Seçilen kimsenin ahlaksızlık, namussuzluk, hırsızlık, yolsuzluk yapması, rüşvet alması onun suçudur. Onlardan da o sorumludur, bizi etkilemez” dediler. Bu anlayış ve tutumun din algısı konusundaki yetersizliği açığa vurduğu tartışılmaz. Eğitimsiz, bilgisiz kimselere, geri kalmış çevrelere, bağış ve yardımlara, Ramazan yemeklerine güvenilmesinin nedeni açıktır. Din bilgisi, inanç temizliği, ulusal bilinç yeterli olmadıkça sömürülerin ve oyunların arkasını beklemek boşunadır. Korumalı korularda köşkler yanıyor, belki de yakılıyor.
Önceki suçlama ve yargılamalarda beklenen, gereken ve özlenen ilginin gösterilmemesi nedeniyle olacak Silahlı Kuvvetler için yeni kumpas söylentileri, açıklamalar birbirini izliyor. Irak'taki rehineler bekliyor. IŞİD saldırılarını sürdürüyor. Türkiye'nin kimlere silah gönderdiği tartışılıyor. Oyun içinde oyun mu acaba? Halife ilanı da ayrı bir sorun olabilir.
Sivas Madımak Oteli yangınının 21. yılında yitirdiklerimizi en iyi duygularla anıyoruz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları