Top
Yekta Güngör Özden

Yekta Güngör Özden

yektagozden@sozcum.com

03/05/2014

Fırtına öncesi

Kendisini cumhurbaşkanı seçtirmek amacıyla partisinin organlarını ve kurullarını bu doğrultuda görüş vermek için toplayan, adamlarının övgüleri ve Çankaya özlemini dile getiren konuşmalarıyla gülmeye çalışan günümüz Başbakanı, ulus çoğunluğunu gözardı etmekte, hiçe saymaktadır. Şimdiye kadar birçok oluşumu birlikte gerçekleştirdikleriyle arası açılınca herkese saldırmaktadır. Bağımsız yargıyla her istediğini yapamayacağı için ateşini o yana çevirmiştir.
Ulusal egemenlikle ulusal istenci birbirine karıştıran, güçler-erkler ayrılığına uymayan, partisel üstünlük kurmaktan öte kişisel egemenlik kurmaya çalışan, kendini denetleyecek yargıya katlanamayıp buyruğuna yargı isteyen, kimi olayları, şüphelileri yargıya teslim etmeyip soruşturmaları ve işlemleri sonuçsuz bıraktıran, yargıç ve savcılarla polisleri dama taşı gibi dağıtan başbakan, hukuk devletinin görevlisi ve temsilcisi olamaz. Kanımızca, OBAMA'nın sözünü ettiği “Büyük felâket” türü bir durum, Türkiyemiz için, günümüz başbakanının cumhurbaşkanı olmasıdır.
Önceleri sıkı birlikteliği, inanç ve konum dayanışması bozulanlarla ipleri kopardı. Ortaklık ve dostluk çökünce kendi sorumluluğunu unutturmak, olaylardaki payının büyüklüğünü silmek için saldırıya geçti. Yandaş medyada yazılıp konuşulanlar ortadaki derin çatlağın üstünü örtemiyor. Kullanılan dil, sıralanan sözcükler, suçlamalar, tehditler kızgınlığın ve kinin boyutlarını gösteriyor. Bu kadar belirgin olumsuzluklara karşın Başbakan'ı 12 yılın başarılı siyasetçisi gösteren, “ülkenin iyi işleyen bir demokrasi olması, olmazsa olmazımız” diyen şakşakçılar yarışıyor.
Son yıllarda kimi görevlere ivedi, erken, hızlı biçimde gelenlerin ve getirilenlerin, yeterince olgunlaşmadan yetkili ve sorumlu kılınanların çiğlikleri sırıtıyor. Devlet hizmetleri böylece gereken sonuçları vermiyor, doyurmuyor. Gereksiz, sakıncalı konuşmalar, gösteriş, kavga, çıkar, hukuksuzluk, yaranma çabaları öne çıkıyor.

Yılın seçimi

Cumhurbaşkanı seçimi, ülkemiz üzerinde günbegün yaklaşan fırtına gibi, havayı bozmaktadır. İktidar partisi büyük bir çoğunlukla günümüz
Başbakanı'nı cumhurbaşkanı yapmak için kolları sıvamıştır. Muhalefet partileri arayış içindedir. Halkımız niteliklere değil, isimlere yer veren medyanın yanıltma oyunlarını izlemektedir.
Hukuksuzluk, adaletsizlik, baskılar, yasaklamalar, dövülmeler, sakat bırakılmalar, hasta etmeler, ölümler, öldürmeler, dayatmalar, tutuklamalar, ceza işkenceleri unutturulmaktadır. Tüm bunlarda büyük payı olanlar cilâlanmakta, demokrasinin ışıkları bir bir sönmektedir.
Öyle bir olgunluk sergilenmeli ki partizan biri, partili biri olmaktan çok, kişilik nitelikleri, yetenekleri üstün, gerçek demokrasi olan hukuk devletine yürekten bağlı, saygın bir yurttaş, herkesin “Benim cumhurbaşkanım” diyebileceği, onur simgesi bir kimse cumhurbaşkanı seçilmeli. Hattâ partiler anlaşıp hiç değilse aday üzerinde görüş birliğine varmalı. Hakkında soruşturma ve dokunulmazlığın kaldırılması dosyası olmayan bir yurttaş, övünülüp, kıvanç duyulacak birisi olmalı.
Günümüz iktidarı toplumsal barışı, ulusal dayanışmayı umursamamakta, TBMM'nde nitelikli çoğunluğu sağlayıp devletin düzenini, niteliğini dinsel ve dikta doğrultusunda değiştirmek için seçim sistemini daha da bozacak çalışmalar sürdürmektedir. İki gün sonra (pazartesi) TBMM'nde tartışılacak önceki dört bakana ilişkin fezleke trafiği, Meclis televizyonunun kapalı tutulması, parti kenetlenmesinin bozulmaması, halkın gerçekleri öğrenmemesi amacını sergilemektedir. Federal Almanya Cumhurbaşkanı'na siyasal nezaketten uzak yanıtlarla muhalefete çatışlar ve Ermenilere sözde anlayış ve özür dilemeyle verilen ödünler hep önümüzdeki seçimlere dönük yatırımlardır.
Seçimler de seçilenler de her şey değildir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları