Top
Yekta Güngör Özden

Yekta Güngör Özden

yektagozden@sozcum.com

02/10/2014

“Eski tas, eski hamam…”

Zaman akışını sürdürürken, toplumlar öncekinden her yönden daha iyi duruma, daha iyi düzeye gelme çabaları yerine, alışkanlıklarının ve eğilimlerinin ağırlığıyla olumsuzluklar içinde yüzüyor. Teknolojik gelişmelerin sağladığı olanaklar bile onları bildiklerini okumaktan alıkoyamıyor. Özellikle siyasal yaşamda iyiye doğru bir gidişten söz etmenin güçlüğü açık. İç yaşamda ve dış ilişkilerde önyargıların, inanç ve soy bağının, kişisel güdülerin, partizan amaçların, kimi kötü tutkuların neden olduğu sakıncalar her gün birbirine eklenmektedir. Yandaş sendika üyesi olmadıklarından binlerce okul müdürü görevden alındı.
İçtensizlik sözler, gerçekdışı anlatım, övünme ve suçlamalar, gereksiz çıkışlar ve işlemler, tutarsızlık belirtisi tutum ve davranışlar, yalanlar, düzmece ve yapay kanıtlarla belgeler, kayırmalar, ayrıcalıklar, yandaşlıklar, görevi savsaklama ve kötüye kullanmalar, adaletsizlik, haksızlık ve hukuksuzluk yakınmaları, bırakınız yasaları ve yönetmelikleri, Anayasa'ya aykırılıklar, üniversite özerkliği, yargı bağımsızlığı çığlıkları, sağlık ve güvenlik istemleri, demokrasi özlemleri. Değişen ne var? Bu sorunların hangisi düne göre daha iyi?
Saldırılar, karalamalar, engellemeler, yanıtsız kalan sorular, değerlendirilmeyen eleştiriler her gün artıyor. Ceza ve tutukevleri dolu. Hastaneler öyle. Yaşam güçlükleri emekliyi, çalışanı pençesinde kıvrandırıyor. Kırmızı koltuktaki çoğunluğun umurunda değil. Siyasal bencillik tüm değerleri gölgeliyor. Siyasetçiler birbirine girmiş durumda. Yurttaş giderek yoksunluğa ve yalnızlığa itiliyor. Tuzu kuru olanlar kendilerinden başka kimseyi düşünmüyor. İnanç sömürüsü dinsel eğitim çabalarıyla dorukta. Yalan, dolan alkışlanıyor, lâik cumhuriyet budanıyor. Ne acıdır ki İstanbul Üniversitesi'nde IŞİD'çi öğrenciler saldırma gücü buluyor.

Daha kötüye mi?

Geleceğe ilişkin olasılıkların umut verici olmadığını yinelemek üzüntü veriyor. Yeni Cumhurbaşkanı Başbakan gibi, yeni Başbakan da siyaset ağası gibi davranıyor. İlkokullarda sıkmabaşa karşı çıkan CHP Milletvekili Prof. Dr. Nur SERTER‘i suçlamasındaki ölçüsüzlük ve haksızlık içdünyalarının yansımasıdır. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üye seçimlerine ilişkin Yargıtay ve Danıştay sonuçlarına karşıtlıkları da amaçlarını ortaya koyan kanıtlardır. Kendilerinden olmayan, bağımsızlıklarından ödün vermeyen herkesi “cemaatçi” olarak suçluyorlar. Seçimler nedeniyle hukuk devletine, yargı bağımsızlığına, yargıç güvencesine ve yansızlığına yönelik baskı ve tehditleri sürüyor. ABD korumasındaki PKK ilişkileri de.
Gerçek hukukçularımızdan Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU, HSYK için gerekli uyarıları ve eleştirileriyle meslektaşlarına yararlı olmaya çalışıyor. Yazıları beğeniyle izlenen, kişilikli, onurlu, güvenilir, yansız yazarlar yurttaşlarımızın dikkatini çekiyor.
AKP'nin, AKP'lilerin, yandaşların cumhurbaşkanı olan AKP'li Bay RTE, güneydeki olaylar nedeniyle ikilemli söylemlerini sürdürüyor. Siyasal tartışmalara eski alışkanlıklarıyla ara vermiyor. Yansızlığı kuşkusu doğrulanıyor. Suçlamayı seviyor.
İktidar yine sıkmabaşa (türbana) dolandı. Siyasal çalkantılarda can simidi. “Özgürlük” yalanı ve sömürüsüyle çocukları akıl, bilim, ahlâk, onur, vicdan ve çalışma yerine varsayıma yönlendiriyorlar. İnanç özgürlüğünün en uygun ortamı, en güzel iklimi, akıl ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan lâikliktir. Hiçbir baskı ve etkileme olmadan inanmak istediğine inanmak, gereğini yapmak ya da inanmamak. Tanrı ile inananı arasında başka birilerine yer yoktur. Sıkmabaş yandaşı kandırma aracı oldu.
Şimdi iyi düşünüp değerlendirmek gerekir. Geleceğe ilişkin beklentiler nedir? Geçmişe göre ne değişmiştir? İyiye giden ne vardır? Ne büyük çelişki, Anayasa'ya aykırı davranıştan cezalı parti iktidardadır ve Anayasa değişikliği istemektedir. Çelişkilerini ve ikilemlerini birer bahaneyle savunup eleştirileri haksız göstermek isteyen yöneticilere güven giderek azalıyor. Siyasette külhanbeylik taslayanlar yitiriyor, yitiyor.
Dış Türkler, özellikle Türkmenler konusunda yetersiz ve başarısız dış siyasetle, IŞİD belâsı karşısındaki duraksamalar, gelecek yılların su stratejileri günümüz iktidarını çok güç durumda bırakacaktır. Emekli Büyükelçi Onur ÖYMEN‘in uyarılarına ilgi gösterilmelidir. Bakalım yeni “tezkere” nelere yol açacak?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları