Toplumsal ve ulusal yaşamanın gereklerini yerine getirmek her yurttaşın başlıca görevidir. Devletin gücünü sınırlayan, yurttaşların hak ve özgürlüklerini güvenceye bağlayan Anayasa ile düzeni sağlayan yasalara uymak, tüm ilişkilerde kurallara bağlı kalmak kişilik niteliğini dokuyan yaraşır bir tutumdur. Hakları kullanmanın, özgürlükleri yaşamanın kötüye kullanımından kaçınmak, uygarlığı yansıtan bir erdemliliktir. Kazanımları korumak, düzeyi yükseltmek, çağdaşlığın tüm gereksinimlerini doyurucu biçimde karşılamak için özveriye uzanan çabalar yurttaşlık bilincinin doğal öğesi sayılmalıdır.
İnsan yapısının güçlü yanları kadar zayıf yanları da vardır. Vermekten çok almayı, yitirmekten çok kazanmayı, gitmekten çok gelmeyi beklemek doğal sayılsa bile tutku (hırs) ve daha çok kendine bağlılık, kendinde toplanma güdüsü, bencillik ağır basmaktadır. Eğitim-öğretimin giderdiği olumsuz eğilim ve eziklikleri üzerinden atamamış kimileri, borçlarını yükümlülüklerini unutup hep alacak ve hak peşinde koşar. Hakkını aramayan hakka yaraşır olmamakla birlikte, sorumluluk ve görev gereğini unutmamak da kişiliğin olmazsa olmazıdır.
Ulusal ilkelerde, yaşamsal gereklerde özenli davrandığımızı savunmak güçtür. Öyle olsaydı, günümüz iktidarının kurtuluş ve kuruluş felsefesine, cumhuriyetin niteliklerine karşı tutumları gereken karşılığı bulurdu. Seçimleri partizanlık oyunundan kurtarmak çabası izlenmemektedir. Kimi yazar, bilim ve sanat adamı dışında bu konuda duyarlık gösterenlere rastlanmamaktadır. İktidar kaynaklı siyasal yalanlar “AB önemli hedefimiz, reformlar yaptık, demokrasi, adalet, kalkınma” diye böbürlenerek sürdürülüyor ama terör durmuyor.
Hiç yok değil
Kurumlarda, kuruluşlarda, kişisel bağlamda çaba gösterenler yok değil. Okunup izlenenler, görülüp yaşananlar içinde umudumuzu artıran, beğeni toplayan, yaşam gücümüzü destekleyen durumlar da bulunmaktadır. Eskişehir'de yayımlanan SAKARYA gazetesinin “Sakarya'dan” köşesindeki başyazılar, değindiği konular, içeriğindeki doyurucu anlatımlarla büyük ilgi toplamaktadır.
Doğruyu, gerçeği söylemek, haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, yolsuzluk ve tüm kötülüklere karşı çıkmak, her yurttaşın en doğal hakkıdır. Demokrasiyi yaşamak, güçlendirmek ve kökleştirmek istiyorsak Anayasa'nın ve yasaların tanıdığı olanakları ödünsüz kullanmak, korkmamak, çekinmemek, eleştirmek ve gereğinin yapılmasını istemek alışkanlığını edinmeliyiz. İktidara boyun eğmek, güç karşısında çekinmek ve gerilemek, kişinin kendini yadsıması sayılacak bir bağnazlıktır.
Üniversitelerin bu konularda önderliği çok önemlidir. Ankara Üniversitesi'nin bilim, eğitim-öğretim atılımları, yapılanmaları, yerli-yabancı üniversitelerle ilişkileri, son günlerde büyük beğeni toplayan emeklilik törenleri, ulusal görev anlayışı ve değerbilirlik örneği yönünden ilgiyle karşılanmaktadır. Uygar, çağdaş yurttaşlık niteliklerini edinmede bilim yuvalarının, aile ocaklarının katkısı asla yadsınamaz.
Seçkinlik
Kişilikli, erdemli, nitelikli ve yürekli yurttaşlar her zaman geleceğin güvencesi, günümüzün aydınlanma kaynağıdır. Aykırılıklara çekinmeden karşı çıkmak, kötülüklerin giderilmesi için çaba göstermek, haksızlıklara katlanmamak, eleştiri, öneri ve katkılarını demokratik yollarla açıklamak, en doğal insan hakkı olarak bilinmeli, algılanmalıdır. Yurttaşlık görevi, yurttaşlık bilincinin yaşama geçmesidir. Toplumu düşünen, ülkemiz için özveriden kaçınmayan yurttaş, seçkin yurttaştır. Bu bağlamda emekli Kara Pilot Kıdemli Albay Sacit SÖNMEZ'in özveri ve büyük emek ürünü, SÖZCÜ GAZETESİ tıpkı basım albümü, karşılıksız yakınlığın, ilkelere değer vermenin, yurdu ve ulusu sevmenin, sorunlara çözüm bulma çabasına katkının örnek yapıtı olarak her zaman anılacaktır.
Başkent Üniversitesi'nin her yönden beğeni toplayan, yeni, modern, büyük Kitaplığının zenginliğiyle yayınlarının niteliği övgüye değer birer atılımdır.