Top
Yekta Güngör Özden

Yekta Güngör Özden

yektagozden@sozcum.com

02/02/2017

Ulusal görev

Yurttaşların “gelecek güzel günler” umudunu karartmaya kimsenin hakkı yoktur. Siyasal çalkantılar içindeki ülkemizin, birilerinin günlük dilde Fransızca kökenli “kapris” sözcüğüyle duymaya alıştığımız gereksiz isteği, geçimsiz davranışları nedeniyle, karanlığa düşmesine olur verilmesine katlanılamaz. Yeterli bilgisi ve ilgisi olmadan anayasa değişikliğine oy verecekleri güvencesiyle iktidarı gücendiren ve sevindirenleri etkin biçimde uyarmak ve aydınlatmak gerekmektedir. Anayasa saygısı ve bağlılığı olmadan, bunu anayasayı bilerek yurttaşlık bilincine yerleştirmeyenlerin partici oylarıyla sonuca bağlamak, gerçekte nitelikli çoğunluğu gerektirmesi daha hukuksal olacak Anayasa değişikliğini “bir oy” farkla yürürlüğe sokmak gerçekçi olmaktan uzaktır.
Gerçek demokrasilerde demokratik yarışmalarda “Silâhların eşitliği ilkesi” uygulanır. Rejim değişikliğini sistem değişikliği olarak sunup benimsetmek için yapılacak halkoylamasında (referandumda) iktidarın yanında bu değişikliğin baş aktörü Bay RTE bulunacaktır. Devletin tüm organları ve güçleri iktidarın yanında hattâ buyruğundadır. Kişiliksiz, dönek, çıkarcı sözde yayıncılar, kimi bağımsız ve özerk kuruluşlar, iş çevresinin çoğunluğu, Bay RTE'nin rektörlerini atadığı üniversitelerin büyük bir kesimi ve televizyonların hemen hemen hepsi, çiftçilerin, esnafın, çile çekenlerin çoğunluğu da yaşadıkları güçlüklere karşın söz, yardım, bağış, olanak ve kimi destekler nedeniyle iktidarın yanındadır. Sanatçı sanılan kimileri de.
Suriye'de Fırat Kalkanı yürüyüşünde ikisinin yakılarak öldürüldüğü askerlerimizden başka 60'a yakın şehidimizin sorumlularını saptayıp gereken işlemleri başlatmaktan söz eden yok. Yaşam güçlükleri başta başka sorunlardan da.

BÖYLE GİDERSE

Hesap vermeyi, ulusa doyurucu açıklamalar yapmayı gerekli görmeyip partizan nutuklar atan, avutma ve oyalamayı, zaman kazanmayı yeğleyen iktidar asla inandırıcı bulunmuyor. Anayasa değişikliğini olağanüstü durum içinde gerçekleştirmeyi olağan bulacak ölçüde direngen ve aldırışsız. Olağanüstü durum (hal), yöntemi biraz değişik, azcık yumuşatılmış sıkıyönetimdir. Böyle ortamda seçim kazanmak, halkoylamasından sonuç almak, beceri (mârifet) değildir. Oylamalar, siyasal alışveriş durumuna getirilmemelidir. FETÖ'ye suçlamaların onun gücüyle doğru orantılı olduğu kuşkuludur. FETÖ'cülerin saklanma ve kendilerini arındırma çabalarıyla iktidar destekçiliği gözardı edilmemelidir.
Bilimi ötelemek aklı yadsımaktır. Millî Eğitim Bakanlığı'ndaki eğitim-öğretim izlencesinde yapılacak değişiklikle yalnız ATATÜRK ve İNÖNÜ değil Evrim Teorisi de çizelgeden çıkarılmak istenmektedir. Newton yasalarını dışlayarak fizik eğitimi vermek, boşluğa çizgi çizmekten farksızdır. Dayanaksız bilgi, varsayımlarla eğitim, beyinleri uyuşturmaktır.
Oy amacıyla kandırmak, aldatılmış kimselerin herkesi kendileri gibi sanmak sayrılığı (hastalığı)dır. İnanç sömürüsüyle halka yaklaşımın yapaylığı utandırıcıdır. Oy için, iktidar için değerlerle, ilkelerle, kutsallarla oynamak bağışlanmaz bir küçüklük ve kötülüktür.

BİR KESTİRİM (TAHMİN)

Anayasa değişikliği halkoylamasında kabul görürse, iktidarın destekçisi MHP yönetime ortak olursa AKP'nin yanında olması yetersiz sayılıp onunla yoğunlaştırılacak ilişkisi onun içinde ya da dışında erimesiyle sonuçlanır. İktidar karşıtı muhalefet güçlükler karşısındadır. Sonuç kabul çıkarsa ülkede muhalefet de bırakmazlar. Baskıların dikta aracı olması kaçınılmazdır. Lâik cumhuriyet güneşi karşıtlarının kara bulutları altında söndürülmek istenmektedir. Yurtseverlerin, gerçek demokratların, Atatürkçülerin sınavı başarmalarını dileyenler gün geçtikçe artıyor. Bay RTE'nin tutumu “Ben yalnız AKP'lileri tanıyorum ve onların cumhurbaşkanıyım” demesi anlamına geliyor, o görüntüyü veriyor. Beştepe Sarayı'ndaki muhtarlar meclisine acaba AKP'li olmayan muhtarlar çağrılıyor, katılıyor mu? Karşı görüşte olan yurttaşları, seçmenleri dışlama içerikli sözler bu kuşkuları doğuruyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları