Önce “masumiyet karinesine” inancım ve cevap hakkına duyduğum saygı nedeniyle, Ayhan Bora Kaplan'ın Avukatı Mustafa Kılıç'ın gönderdiği açıklamayı, virgülüne dokunmadan yayımlıyorum:
“Köşenize taşıdığınız Muhammet Sağ, müvekkilimin asla tanımadığı biridir. Ayhan Bora Kaplan'a yapılan operasyona kadar, herhangi bir adliyede müvekkil hakkında şikayeti bulunmayan şahsın operasyon sonrasında şikayetinin varlığı ve konunun kamuoyuna sızdırılması manidardır. Bu durum Muhammet Sağ denilen şahsın kurnazca bir davranışı mıdır, yoksa birileri tarafından mı kendisi yönlendirilmiştir takdirini size bırakıyorum.
★★★
Gerçekten emniyet ve adliye sorgularında müvekkilime Muhammet Sağ isimli bir şahıs hakkında tek kelime soru sorulmamıştır. Eğer böylesi ciddi bir olay var ise emniyet birimlerinin sorgu esnasında kendisine soru tevcih etmemesi söz konusu bile olamaz. Ancak ne ilginçtir ki müvekkil Ayhan Bora Kaplan'a Muhammet Sağ konusu soru olarak dahi sorulmamıştır. Bize göre müvekkil hakkında operasyon sonrası dosya oluşturmaya çalışılmakta ve içi boş iddialarla meşgul edilen kamuoyu karşısına, en azından abartılarak bir dosya çıkartılmaya gayret edilmektedir.
★★★
Meşhur bir söz vardır; ‘Filler tepişir, çimenler ezilir!..'
Müvekkil Ayhan Bora Kaplan bahse konu örgütlü suçun içinde hayatının hiçbir döneminde yer almamıştır. Bu soruşturma tamamen siyasidir. Malumunuz siyasi hasımlıklar en tehlikelisidir ve müvekkil üzerinden bu hasımlık yürütülmektedir. Müvekkilin siyasi bir cephesi yoktur, herhangi bir siyaset adamıyla açık ya da gizli suç birlikteliği hiç yoktur. Eski bir bakana uzatılmaya çalışılan konular doğru değildir, müvekkile karşı açık bir linç vardır.
Atfı cürüm mahiyetinde dosya oluşturulmaya çalışıldığını görüyoruz. Ancak unutulmasın ki bu ülkede hakimler var ve hukuk er ya da geç tecelli eder. Dosya hazırlayan ilgililere tavsiyemiz; eğer siyaseten bir savaşın parçası olmak istiyorlarsa hasımlarına doğrudan saldırsınlar.
Zira Ayhan Bora Kaplan üzerinden ulaşabilecekleri tek yer masumiyettir.
İlginize teşekkür ederim. Saygılarımla…”
★★★
Avukat Kılıç'ın yukarıdaki açıklamalarını virgülüne dokunmadan paylaştıktan sonra gelelim elimizdeki belgeleri konuşturmaya.
1– Avukatı Ayhan Bora Kaplan'nın, şikayetçi ve iddia sahibi Muhammet Sağ'ı tanımadığını öne sürüyor. Ancak Sağ'ın elinde, Kaplan ile yaptığı “FaceTime” telefon görüşmesinin fotoğrafı var.
2–Yayımladığım dosya, soruşturmayı yürüten emniyet birimleri tarafından kesinlikle sızdırılmamış, müşteki Sağ tarafından belgeleriyle bana ulaştırılmıştır. Polisin olaydan haberi, benim iddiaları soruşturmaya başlamamla olmuştur. Bu süreçte hiçbir emniyet yetkilisiyle görüşmediğimi de ayrıca belirtmeliyim.
Ayhan Bora Kaplan'ın araması üzerine iddia sahibi Muhammet Sağ'ın Face Time üzerinden kendisiyle yaptığı görüşmenin fotoğrafı.
3-Polis ve adliye sorgularında Bora Ayhan Kaplan'a, Muhammet Sağ hakkında tek soru yöneltilmediği doğrudur. Çünkü müştekinin Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı üzerinden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletilmek üzere 2021 yılında yaptığı suç duyurusu, işleme dahi konulmadan sümen altı edilmiştir!..
4-Parasına, araçlarına ve itibarına çökülen, hayatı karartılan Sağ, Bora Ayhan Kaplan'ı şikayete geldiği Ankara Emniyet Müdürlüğü özel otoparkında Kaplan ve adamlarınca karşılanmış, silah zoruyla Kaplan'ın otomobilinin bagajına sokularak kaçırılmıştır. Bu iddianın doğru olup olmadığı HTS ve güvenlik kamerası kayıtlarından (eğer silinmediyse) kolaylıkla tespit edilebilir.
4-Muhammet Sağ'ın Kaplan'ı şikayet ettiği CİMER kayıtları elindedir. Sağ, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na, 16.10.2021 günü, saat 07.31'de şu şikayette bulunmuştur:
“Sayın…
Beştepe'ye (Cumhurbaşkanlığı Külliyesi) bile geldim. Allah için bir çare bulun. Ben yıllardır vergi mükellefiyim. Bir lira bile SGK borcum yok. Yavaş yavaş iş adamlığına yükselirken ihracata da başlamıştım. Hayatımı aldılar, canımı yaktılar. Çocuğum gibi baktığım banka sicilimi bozdular. Yıllardır çek kullanırım, çeklerimi, kredi kartımı ve kredilerimi gününde öderdim. Borcuma sadık çalışan biriydim. Ankara'da market işine girdim neye uğradığımı bilemedim. Serdar Sertçelik ve Bora denilen şahıslar benim her şeyimi aldılar. Çeklerim gasp edildi. Çeklerin bazılarını zorla imzalattılar. Kredi kartlarımı aldılar, araçlarıma el koydular. Ayhan Bora…”
Bu şikayetten iki gün sonra, yani 18.10.2021 günü saat 11.07'de CİMER, kendisini Marsilya Başkonsolosluğu'na yönlendirmiş, o da Marsilya'ya giderek oradaki iki yetkiliye durumu anlatmıştır. İddiasına göre onların önerisiyle yurda döndüğünde, daha havalimanında telefonunu açar açamaz, Ayhan Bora Kaplan tarafından aranmıştır. Bu iddiasının doğru olup olmadığı da telefon kayıtlarından rahatlıkla belirlenebilir.
★★★
Bu yeni bilgileri de toplumun gerçekleri öğrenme hakkı adına sizlerle paylaşıyorum.
