Aylardan Şubat'tı, müthiş bir kış hüküm sürüyordu.
Sert mevsim koşullarına karşın inanılmaz bir seferberlik hali yaşanıyordu.
Vicdanlar harekete geçmiş, Türk Kızılayı'nın önderliğinde, misket bombalarının adeta yağmur gibi yağdığı bölgeye yardım götürebilmek için, nefes kesen bir yarış başlamıştı.
Türk Eczacılar Birliği'nin önderliğinde toplanan ilaç, tıbbi malzeme ve ameliyat ekipmanları, hiç zaman kaybedilmeden uçakla gönderildi.
Mazlumların derdine derman olmak isteyen gönüllü doktorlarımız da aynı uçaktaydı.
Acil yardımın hemen ardından 35 TIR'lık bir konvoy hazırlandı.
Araçlar tıka basa ilaç ve tıbbi malzemeyle doluydu.
Seferberlik her geçen gün daha da hızlanıyor, katılım arttıkça artıyordu.
Uncular Birliği TIR'lar dolusu un bağışlıyor, Evyap firmasının ücretsiz verdiği temizlik malzemeleri ve deterjan kolileri, ancak 20 TIR'a sığabiliyordu.
* * * *
Böylece dünyanın o güne kadar gördüğü en uzun ve kapsamlı yardım konvoyu oluşturuldu.
Temel gıda maddeleri, giysi ve temizlik malzemeleriyle yüklü 149 Kızılay TIR'ı, törenle yola çıktı.
Güzergah risklerle dolu olduğu için, her 10-15 TIR'ın önünde, telsizli görevlilerin bulunduğu öncü güvenlik birlikleri ilerliyordu.
Yol boyunca en etkileyici anlardan biri, Suriye'nin başkenti Şam'da yaşandı.
Konvoyun geçeceği caddelerde gündüzleri pazar kurulduğu için bir karışıklığa yol açmamak amacıyla, Şam'dan gece geçilmesi planlanmıştı.
Bu nedenle kente gelindiğinde saatler gecenin 03.00'ünü bulmuştu.
Ama o da ne?
Gecenin o kör saatinde binlerce Suriyeli, ellerinde Türk Bayraklarıyla caddeleri doldurmuş, Kızılay konvoyunu selamlıyordu.
Bu beklenmedik coşkulu karşılamayı gören kafiledeki herkes ağlıyordu.
* * *
Kızılay'ın 149 TIR'ı Gazze'ye salimen vardığında, İsrail saldırıları sürüyor, göz gözü görmüyordu.
Ama yardımların da açlıktan kırılan, içecek su bile bulamayan Gazzeliler'e bir an önce ulaştırılması gerekiyordu.
Oldukları yere yıkılacak kadar uykusuz, yorgun ve bitkin durumdaki ekip, “biraz nefes alıp dinlenelim” bile demeden kolları sıvadı.
En öne Kızılay Başkanı Tekin Küçükali geçti.
Yardım malzemelerini bir at arabasına yüklediği gibi, gecenin karanlığında Gazze sokaklarına daldı.
Sağda solda bombalar patlıyor, Küçükali'nin arabasının 20-25 metre ötesine misket bombaları düşüyordu.
Ama ölümün hemen yanı başlarında kol gezmesine karşın gıda çeşitleri ve diğer ürünler havada kapışılıyor, Gazzeliler'in gökyüzüne yükselen hayır duaları, neredeyse bomba seslerini bastırıyordu.
Bu yürek yakan durumu gören Kızılay ekibinin hiçbir üyesi yılmadı, korkup bir yerlere sığınmadı. Herkes gücü tamamen tükeninceye kadar yardım dağıttı.
Böylece dünya yardımseverlik tarihinin en etkileyici sayfalarından biri, Kızılay tarafından Gazze'de yazıldı.
* * * *
Gazzeliler bunu unutur mu?
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın da desteğiyle Kızılay'a, 1.000 metrekarelik bir arsa bağışlandı.
Böylece Gazze'de Kızılay'ın, içinde konferans salonu ve misafirhanesi de bulunan Lojistik Merkez Binası inşa olundu.
Peki sonra?..
* * * *
Dün Tekin Küçükali'yle konuştum.
Gazze'ye yardımı anlatırken ağlamamak için kendini zor tutuyor, ayrıca o kampanyaya katkıda bulunanlara teşekkür etmeyi de unutmuyordu:
“Uğur Bey, Gazze için kampanyayı, 9 Şubat 2009 tarihinde, Kanal-D ve Star TV ortak yayınıyla ekranlara gelen ARENA ÖZEL Programıyla siz başlattınız. Ben de yanınızdaydım. O gece yaklaşık 4.5 milyon lira toplandı. Ayrıca bazı yurttaşlarımız da yüklü miktarda yardım malzemesi bağışında bulundular. Harika bir geceydi. Katkısı olan herkese teşekkür ediyorum.”
Hakkını teslim etmeliyim. O sırada patronum olan Aydın Doğan da kampanyaya büyük destek vermiş ve maddi bağış yapmıştı.
Ayrıca değerli sanatçı kardeşlerim Ceyda Düvenci, Cem Davran, Beren Saat, Beyazıt Öztürk, Kıvanç Tatlıtuğ, Erkan Petekkaya, Ayça Varlıer ve ARENA ekibindeki arkadaşlarım da, gece boyunca telefonlara cevap vererek, para toplamışlardı. Benden de hepsine gönül dolusu teşekkürler.
* * * *
Peki sonra?..
17 Ağustos 1999 depreminde sergilediği acz nedeniyle toplumdaki saygınlığı enkaz altında kalan Kızılay'ı düştüğü yerden kaldırıp kısa sürede devrim niteliğinde atılım yapan, sadece Gazzeliler'e değil, Somali'de olduğu gibi, dünyanın dört bir yanındaki felaketzedelere adeta Hızır Reis gibi yetişen bir Kızılay yaratan efsanevi Başkan Tekin Küçükali 2011'de istifa etmek zorunda kaldı.
Yani Kızılay'ı enkazdan çıkarıp, göz kamaştıran başarılara imza atan Başkan da cezasız bırakılmadı!..
Tabii kaybeden de Türk Kızılay'ı oldu.
Bakın Kızılay geçenlerde, Bosna için bir yardım kampanyası başlattı. Ama beklenen destek gelmeyince sessiz sedasız sonlandırıldı.
Böylece…
AKP döneminde Kızılay da, diğer kurumlar gibi saygınlık kaybına uğratılmış oldu.