Top
12/10/2023

Dünyanın en uzun yardım konvoyu misket bombaları yağarken Gazze’ye nasıl ulaştı?

Şubat 2009…

Sert kış koşullarına karşın, sımsıcak bir seferberlik hali yaşanıyor.

Çünkü İsrail, Gazze'ye abluka uygulamakla yetinmiyor, çocuklar başta olmak üzere çok sayıda sivilin canlarını hedef alan misket bombalarını adeta yağmur gibi yağdırıyor.

Uzmanların “bomba içinde yüzlerce bomba” diyerek tanımladıkları misketler havada patlıyor, yakıcı ışıklarla üç dört futbol sahası büyüklüğündeki bir alanda bulunan herkese felaket yaşatıyor.

Bu dayanılmaz zulüm, vicdanları harekete geçiriyor ve bölgeye yardım götürebilmek için, nefes kesen bir yarış başlıyor.

★★★

9 Şubat gecesi;

Bağcılar'daki Kanal-D ve Star TV koridorlarında müthiş bir koşuşturmaca yaşanıyor.

Çünkü saatler 21.00'e geldiğinde, iki televizyonda “ARENA ÖZEL” ortak yayını başlayacak ve Gazze'ye bağış toplanacak.

Bu amaçla değerli dizi oyuncuları Ceyda Düvenci, Cem Davran, Beren Saat, Beyazıt Öztürk, Kıvanç Tatlıtuğ, Erkan Petekkaya, Ayça Varlıer ve ARENA ekibindeki sevgili arkadaşlarım stüdyoda gece boyunca cevap verecekleri telefonların başına geçiyorlar.

Çok geçmeden Kızılay'da devrim gibi değişimlere imza atarak halkımızın gönlündeki eşsiz yerini yeniden almasını sağlayan Başkan Tekin Küçükali de aramıza katılıyor.

Birlikte milyonlarca lira ve büyük miktarda da yardım malzemesi bağışıyla sonuçlanacak kampanyamızı başlatıyoruz.

Tekin Bey, gecenin sonunda özveriyle katkıda bulunan oyuncu kardeşlerimize ve ekibimize teşekkür ederken gözyaşlarını tutamıyor.

★★★

Seferberlik her geçen gün daha da hızlanıyor, örneğin Uncular Birliği TIR'lar dolusu un bağışlıyor. Sadece Evyap Firması'nın ücretsiz verdiği temizlik malzemeleri ve deterjan kolileri, ancak 20 TIR'a sığabiliyorBöylece dünyanın o güne kadar gördüğü en uzun ve kapsamlı yardım konvoyu oluşturuluyor.

Ve Kızılay'ın, 149 TIR'dan oluşan dev konvoyu, törenle yola çıkıyor…

★★★

Bir Kızılay yetkilisi sonrasını şöyle anlatıyor:

“Konvoyumuzun güzergahı risklerle dolu olduğu için her 10-15 TIR'ın önünde, telsizli görevlilerin bulunduğu öncü güvenlik birlikleri (eskortlar) ilerliyordu.

Yol boyunca en etkileyici anlardan birini, Suriye'nin başkenti Şam'da yaşadık.

Konvoyun geçeceği caddelerde gündüzleri pazar kurulduğundan, bir karışıklığa yol açmamak amacıyla Şam'dan gece geçmeyi planlamıştık.

Bu nedenle kente geldiğimizde saat gecenin 03.00'ünü bulmuştu.

Ama o da ne?

Gecenin o kör saatinde binlerce Suriyeli, ellerinde Türk Bayrakları'yla caddeleri doldurmuş, Kızılay konvoyunu selamlıyordu!..

Bu beklenmedik coşkulu karşılama, kafiledeki herkesi ağlatıyordu…”

(O tarihte Suriye'deki kriz henüz patlak vermemişti. U.D.)

★★★

Kızılay'ın 149 TIR'ı Gazze'ye salimen vardığında, İsrail saldırıları sürüyor, göz gözü görmüyordu.

Ama açlıktan kırılan, içecek su bile bulamayan Gazzeliler'e yardımların hiç vakit geçirmeden ulaştırılması gerekiyordu.

Oldukları yere yığılacak kadar uykusuz, yorgun ve bitkin durumdaki ekip, “Biraz nefes alıp dinlenelim” bile demeden kolları sıvadı.

En öne Kızılay Başkanı Tekin Küçükali geçti.

Yardım malzemelerini bir at arabasına yüklediği gibi, gecenin karanlığında Gazze sokaklarına daldı.

Sağda solda bombalar patlıyor, Küçükali'nin arabasının biraz ötesine misketler düşüyordu.

Ama ölümün hemen yanı başlarında kol gezmesine karşın, gıda çeşitleri ve diğer ürünler havada kapışılıyor, Gazzeliler'in gökyüzüne yükselen hayır duaları, neredeyse bomba seslerini bastırıyordu.

Bu yürek yakan durumu gören Kızılay ekibinin hiçbir üyesi yılmadı, korkup bir yerlere sığınmadı. Herkes, gücü tamamen tükeninceye kadar yardım dağıttı.

Böylece dünya yardımseverlik tarihinin en etkileyici sayfalarından, hatta destanlarından biri, Kızılay tarafından Gazze'de yazıldı…

★★★

Gazzeliler bunu unutur mu?

Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın da desteğiyle Kızılay'a, 1000 metrekarelik bir arsa bağışlandı.

Kısa sürede, içinde konferans salonu ve misafirhanesi de bulunan Kızılay Lojistik Merkezi inşa olundu.

★★★

Dün gece Gazze'deki masum sivillerin üzerine bombalar yağarken, Kızılay'ın efsanevi Başkanı Tekin Küçükali'yi arayıp, duygularını sordum.

Hamas'ın İsrail'e saldırılarından sonra yaşananlardan, yine en büyük acıyı mazlum Filistinlilerin çekeceğini belirttikten sonra Kızılay'ın acilen inisiyatif alması gerektiğini söyledi.

Ayrıca şu çarpıcı anısını paylaştı:

“31 Mayıs 2010'da, 10 aktivistin hayatını kaybettiği, 50 kişinin de yaralandığı Mavi Marmara olayının yaşandığı gece hiç uyuyamadım. Sabaha karşı saat 04.00'te Kızılay'ın İsrail'deki karşılığı olan Kızılkankan'ın (Magen David Adom) başkanını arayıp “Özel bir uçakla geliyorum…” dedim. Cevaben yetkililerden izin alması gerektiğini söyledi. “İzni falan bırak, ortada facia var, ben geliyorum” diye üsteleyince, kabul etmek zorunda kaldı. Biz dört Kızılay yetkilisi yarım saat sonra havalanıp Tel Aviv'e uçtuk. Havalimanında bizi Kızılkalkan Başkanı karşıladı. Onun yine “Bizimkilerden izin almamız lazım” demesine rağmen, birlikte hemen hastaneye geçtik. Yaralıları ziyaret ettikten sonra Türkiye'den ambulans uçaklar gelmesini sağladık. Gelen uçaklarla yaralılarımızın tümünü yurda göndermeyi başardık…”

★★★

Ben de Tekin Bey'in düşüncesine katılıyorum.

Kızılay, Gazze'de inim inim inleyen masum sivillere insani yardım götürebilmek için vakit geçirmeden devreye girmeli…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp