Te­le­viz­yon mu­ha­bi­ri Emi­nö­nü Mey­da­nı'n­da va­tan­da­şa so­ru­yor:
– Pa­zar gü­nü ya­pı­la­cak se­çi­min, ne se­çi­mi ol­du­ğu­nu bi­li­yor mu­su­nuz?
“Bil­mez olur mu­yum?”
– Ne se­çi­mi?
“Baş­ba­ka­n'­ımı­zın Baş­kan ol­ma se­çi­mi!..”
– Pe­ki şu an­da­ki Cum­hur­baş­ka­nı kim?
“Tay­yip Er­do­ğan!..”

* * * *

Mu­ha­bir bir baş­ka yurt­ta­şa yö­ne­li­yor:
– Cum­hur­baş­kan­lı­ğı için kaç aday var?
“Tek aday!”
– Pe­ki kim?
“Re­cep Tay­yip Er­do­ğan!”
Ya­nın­da­ki gü­le­rek dür­tü­yor. “O­lur mu, iki aday da­ha var!” di­yor. Bu­nun üze­ri­ne mu­ha­bir mik­ro­fo­nu ona yö­nel­ti­yor:
– Aday­la­rın isim­le­ri­ni söy­ler mi­si­niz?
“Söy­le­rim!”
– Ne­dir?
“A­aaa­a… Bi­ri­si ek­mek­çiy­di, öte­ki de… Hah bul­dum, de­mir­ciy­di ama… Hay Al­lah, şu an­da ad­la­rı­nı unu­tu­ver­dim git­ti!.. Bi­raz yar­dım eder mi­si­niz?”
– Ede­yim: Ek­me­led­din İh­sa­noğ­lu ve Se­la­hat­tin De­mir­taş!
“Hah, ta­mam iş­te, on­lar!..”
– Pe­ki bu iki isim han­gi par­ti­ler­den aday?
“Se­la­hat­tin Gü­ney­do­ğu par­ti­si, di­ğe­ri ise ek­mek par­ti­si…”
Rö­por­taj an­lam­lı (!) ce­vap­lar­la sü­rü­yor.

* * * *

Sev­gi­li okur­la­rım,
Yaz­dık­la­rı­mı abar­tı­lı bu­lan var­sa, Emi­nö­nü Mey­da­nı ora­da… Di­le­yen gi­dip, yurt­taş­lar­la ko­nu­şa­bi­lir.

* * * *

Çok ga­rip ve ada­let­siz bir se­çim sü­re­ci­ni ya­şı­yo­ruz.
Ga­rip, çün­kü pro­pa­gan­da sü­re­si çok kı­sa. Ada­let­siz, çün­kü aday­lar­dan Baş­ba­kan Er­do­ğan, bu 100 met­re ya­rı­şı­na 30 met­re ön­den baş­la­mış du­rum­da. Ay­rı­ca bu avan­taj yet­mez­miş gi­bi, dev­le­tin tüm gü­cü­nü ve ola­nak­la­rı­nı da te­pe te­pe kul­la­nı­yor. Bu da yet­mi­yor, işa­dam­la­rın­dan ba­ğış adı al­tın­da Hor­hor Çeş­me­si gi­bi pa­ra akı­yor. Te­le­viz­yon­la­rın hep­si onun ağ­zı­na ba­kı­yor. Ağ­zı­nı aç­tı­ğın­da he­men can­lı ya­yı­na ge­çi­li­yor. Ge­çen­ler­de tu­haf bir du­rum ol­du. Baş­ba­kan ağ­zı­nı açar aç­maz ya­yın baş­la­dı. Çok geç­me­den bir şey söy­le­mek için de­ğil, es­ne­mek için aç­tı­ğı an­la­şıl­dı!
Yan­daş ka­nal­lar 24 sa­at Baş­ba­ka­n'­ı gös­ter­mek­le ye­tin­mi­yor, ya­sak ma­sak da tak­mı­yor­lar. Çün­kü yar­gı­nın on­lar­dan he­sap so­ra­ma­ya­ca­ğı­nı bi­li­yor­lar. Ör­ne­ğin Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu'nun ya­sak­la­dı­ğı rek­lam fil­mi, hâ­lâ yan­daş TV'­le­rin ek­ran­la­rın­da dö­nüp du­ru­yor.
Hal­kın ver­gi­le­riy­le ya­yın ya­pan TRT ise tüm var­lı­ğı­nı Baş­ba­ka­n'­ın ka­zan­ma­sı­na ada­mış bu­lu­nu­yor.
Di­ğer yan­dan dev­le­tin Ana­do­lu Ajan­sı'nın da, “a­dan­mış­lı­k” ya­rı­şın­da TRT'­den ge­ri kal­ma­dı­ğı gö­rü­lü­yor.
Ajans se­çi­mi bek­le­me­den yap­tı­ğı de­ne­me ya­yı­nın­da, Baş­ba­ka­n'­ın yüz­de 70'in üze­rin­de oy al­dı­ğı­nı ilan ede­bi­li­yor!

* * * *

Bu ada­let­siz ya­rı­şı Zay­tun­g'­un “Se­çi­me 3 ada­yın ka­tıl­dı­ğı­nı öğ­re­nen TRT iz­le­yi­ci­si­nin şo­ka gir­di­ği­ni­” du­yur­du­ğu mat­rak me­sa­jı, çok çar­pı­cı bi­çim­de yan­sı­tı­yor.