Top
06/05/2017

Kulaçların efendisi!..

Yıllar sonra Müjdat Gezen ve benim mezunları arasında yer alacağımız Karagümrük Ortaokulu'nun başarılı öğrencilerindendi.
Bir gün ders arasında okulun müdürü çağırdı. “Acaba farkına varmadan bir disiplinsizlik mi yaptım” diye düşünerek girdiği odada, müdürle birlikte tüm öğretmenlerin kendisini beklediğini görünce şaşırdı. Ama hepsinin gurur dolu bir yüz ifadesiyle gülümsemeleri içini rahatlatmıştı. Müdür bir zarf uzatıp “Yüksek sesle oku bakalım evladım, öğretmenlerin de duysun” deyince, zarftan çıkardığı mektubu okumaya başladı:
“Ahlakta ve çalışkanlıkta bütün okul arkadaşlarınıza örnek olarak arka arkaya üç yıl iftihar levhalarına ve iftihar kitaplarına girmekle analarınızın, babalarınızın, öğretmenlerinizin ve milletimizin iftiharlarını kazandığınız için bu yıl size en kıymetli bir varlığı emanet etmiş olan “Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri”ni armağan ediyorum.
Bu kitapta bugün bütün dünyanın sevip saydığı Devlet ve milletimizin nasıl bir felaketten kurtarıldığını ve ne yüksek bir varlığa sahip kılındığını okuyup öğreneceksiniz.
İçimden kuvvetle şunu dilerim ki, sizler de Atatürk'ün çocukları olarak aziz Türk Milleti'ne böyle büyük hizmetler göresiniz ve girdiğiniz hayat sahalarında onun gibi büyük insan olasınız…”
Mektup, Cumhuriyet tarihinin tartışmasız en başarılı Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in imzasıyla son buluyordu.

*  *  *

Mektubu tekrar zarfın içine koyarken, büyük bir sessizlik içinde kendisini dinleyen öğretmenlerine baktı. Hepsinin gözlerinin içi gülüyor, bazıları da gözyaşlarını saklamaya çalışıyordu. Teker teker ellerini öperek “Değerli öğretmenlerim, bu ödül benim şahsımda size verilmiştir. Çünkü bana severek okumayı ve ders çalışmayı sizler öğrettiniz. Üzerimdeki emeğinizi hayatım boyunca unutmayacak ve hep minnettar kalacağım” dedi.

*  *  *

“Vazifemdir bayrağımı
Üstün tutmak her bayraktan,
Can veririm, kan dökerim
Vazgeçemem ben bu haktan…”
Dizeleriyle son bulan “Bayrağım” şiirini yazan, Vefa Sultanisi'nde (Lisesi) okur ve tenis takımı kaptanlığını yaparken her şeyi bırakıp Çanakkale Savaşları'na koşan, bakanlığı sırasında Köy Enstitüleri'ni kurarak eğitimde devrimi gerçekleştiren, Hz.Mevlana'nın fikirlerine büyük saygı duyan, Debussy ve Wagner'i severek dinleyen, aklıyla Batı'da, gönlüyle Doğu'da yaşayan büyük düşünce adamı, “Efsane Bakan” Hasan Ali Yücel'in mektubu ve armağanı onu öylesine etkiledi ki, adeta hayatının dönüm noktası oldu.

*  *  *

Ortaokuldan sonra gittiği Vefa Lisesi'nde de adı iftihar listelerinden inmedi. Sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'ni başarıyla bitirip, inşaat yüksek mühendisi oldu. Bir süre aynı üniversitede asistanlık yaptı.
Öğrenim hayatı sadece ders çalışmaya odaklı değildi. Yüzme sporundan büyük zevk alıyordu. Bu tutku giderek onu maraton yüzücüsü yaptı.
1961 yılında Manş Denizi'ni geçmeyi başaran ilk Türk yüzücü olarak adını tarihe yazdırdı. Hem de deniz suyunun 10 derecelere düştüğü soğuk bir ekim gününde ve tam 14 saat 21 dakika kulaç sallayarak…

uuuuu

Artık adı “Kulaçların Efendisi” olarak anılıyordu. Uluslararası üç maratonun yanı sıra, yurtiçinde sayısız şampiyonluk kazandı.
Yüzmeyi bıraktıktan sonra Türkiye Olimpiyat Komitesi'ne seçildi.
Ve 2011 yılında Avrupa Fair Play Birliği, “Kulaçların Efendisi”ni “Erdem Kolyesi- Chain of Merit'le ödüllendirdi.

*  *  *

Denizlere olan aşkı, yüzmek için gittiği Büyükada'da hayatının aşkıyla tanışmasını sağladı.
Türkiye'nin en eski (1777-Şekerci Hacı Bekir) firması olan, şekerciliğe ilaveten ilk kez lokumu üretip “Türk Lokumu-Turkish Delight” adıyla dünyaya tanıtan, üç nesil sonra Ali Muhiddin Hacı Bekir ünvanını alan şirketin ortaklarından Aliye Hacıbekir'le tanışıp evlendi.
Aynı şirkette 1965 yılında başlayan genel müdürlük ve murahhas azalık görevini yakın zamana kadar sürdürdü.

*  *  *

“Kulaçların Efendisi” Doğan Şahin, bugün 86 yaşında bir delikanlı!..
Yazları yolunuz Büyükada'ya düşerse, onun ilerlemiş yaşına rağmen vapurlara jet ski ile yaklaşıp yolcuları selamladığını görebilirsiniz…
Beyoğlu'nda inşası devam eden Muhittin Gelgin Vefalılar Evi'ni bitirebilmek için büyük çaba harcayan Vefalılar Derneği Başkanı Hakkı Baliç ve eski Müdürümüz Sakin Öner geçen gün kendisini evinde ziyaret ettiler. Durumu anlattıklarında hiç tereddüt etmeden şunu söyledi:
“Beni yetiştiren okuluma değil para, canım feda!..”
Ve söz verdiği parayı hemen o gün derneğin banka hesabına yatırdı.

*  *  *

Yarın saat 13.00'de Vefa Lisesi bahçesinde toplanıp, okulumuzun 145'inci kuruluş yıldönümünü kutlayacağız. Geleneksel “Boza Günü”müzde arkadaşlarımızla buluşarak hasret gidereceğiz. Hayatta olmayanları sevgi, saygı ve rahmetle anacak, Doğan Şahin gibi hayırsever mezunlarımıza teşekkür plaketlerini sunacağız.
Gerçekten “Vefalı” herkesi bekliyoruz…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp