Bizi insan yapan duygularımız diyoruz ya çoğu zaman. Peki bu duygulardan yoksun olanlar ne oluyor?
Hayvan demeyeceğim çünkü havanlar çok saygı duyduğum canlılar. Kendilerine ait düzenleri var ve bunu hiç bozmuyorlar. İnsanlar müdahale etmedikçe doğa ile ahenk içerisinde yaşıyorlar.
İnsan formunda yaratılmış, duygulardan ve iradeden yoksun, canlılara
olsa olsa ‘yaratık' denilebilir diye
düşünüyorum.
Ve biz bu yaratıklarla beraber yaşamak zorundayız.
Madem bu yaratıkların duyguları, muhakemeleri sınırlı, iradeleri yok, onlar için artık başka kanunlar çıkarılmalı, layık oldukları cezalar verilmeli.

İnsanlar içerisinde yaşayan bir ‘yaratık' İstanbul'da Bağdat Caddesi'nde 19 yaşında gencecik bir kıza saldırıp tecavüz etti.
Görüntüleri izlerken öyle üzüldüm ki. Zavallı kız daha öncekilerin başına
gelenleri bildiğinden korkup, donup kalmış. Hayatta kalıp kalmayacağı belli
değil. Kuzu gibi itaat ediyor saldırgana.
O yaratık da evli iki çocuklu. Kendi
çocukları var yani?
Şeytana uymuşmuş. Allah'tan tam uyup kızcağızı öldürmediği için seviniyoruz.

Peki, şeytana uymanın cezası ne?
Takım elbise giyip, boynunu büküp ‘Yanlış yaptım, pişmanım… Şeytana uydum' diyerek bütün suçu şeytana atıp, iyi halden indirim alacak. Kısa bir süre hapishanede kalıp aramıza dönecek!
Zaten tıka basa dolu olan hapishaneleri yeni bir af çıkararak boşaltıp ‘güya' Avrupa standartlarına sokmayı hedefleyen bir hükümetin politikalarının ve aldığı yanlış kararların sayesinde zayıflamış, neredeyse işlevsiz hale gelmiş bir hukuktan ne bekliyoruz ki? Ne ceza alsın?
‘Vicdanlı adammış öldürmemiş eline sağlık' demediklerine şükrediyoruz.

Asıl bu şeytana uyanları destekleyen diğer şeytanlar var. Esas tehlikeli olan onlar.
Bu insan formatında ancak en ilkel dürtülerine bile hakim olamayacak kadar zavallı, aciz yaratıkları destekleyip, bu sapıkları cesaretlendiren, onlara ‘Aslında bu senin hakkın! O istiyor zaten!' diye yavaşça fısıldayan şeytanın esas sesleri onlar.
‘Gece 03:00'te bir kadın tek başına
sokaklarda ne yapıyor' diyenler.
‘Mini etek giyen kadın zaten aranıyordur' diyenler.
‘Çalışan kadın fuhşa destek olur, kadının yeri evidir' diyenler.
‘Bir baba kızına şehvet duyabilir' diyenler.
‘19 yaşındaki bir kız gece 03:00'te Bağdat Caddesi'nde ne tür bir eğlenceden dönebilir' diye soranlar ve ona hak verenler.
Bir de utanmadan altına şıklar açmışlar.
a) Saklambaç
b) İp atlama
c) Yağlı güreş
d) Bilemiyorum
İşte bu yaratıklar diyorum; ayrı kanunlarla, ayrı cezalara tabi olmalılar. Bunlar insan olmadıkları için yaratık kanunlarıyla hadım edilmeliler.
Kulaklarına fısıldayan şeytanlar da yaratık kanunlarıyla suça teşvikten ceza almalılar.

Hele çocuklara yapılan saldırı ve tecavüzler için tek ceza olmalı; İdam! Başka bir ceza bu yaratıklara ödül olur.
Çocuk demişken, çocuğun ne olduğunu, kaç yaşındakilere çocuk dendiğini iyi belirlemek lazım.
Bunu kimin kaç yaşında kadın alıp evlendiğine bakarak değil, bilim insanlarının tayin ettiği, büyümenin bitip erişkinliğe geçilen yaş olarak belirlemek lazım.
Bu yaşın altındaki çocuklarla evlenilemez! Bu düpedüz tecavüzdür. Hem o çocuğun bedenine, hem yaşamına, hem çocukluğuna…
12-14 yaşında bir kız çocuğu adet görüyor diye kadın sayılamaz! Yok anne baba rızasıymış! Düpedüz tecavüz! Bunun adı evlilik olamaz! O anne babayı da atın hapse!
Kendi kadınlarını, kendi çocuklarını koruyamayan bir toplum nasıl ilerleyebilir? İnsanca yaşayabilmek için hukuk şart!