Top
Pınar Turan

Pınar Turan

pinnartu@yahoo.com

13/02/2016

Sevgiyi kutlayalım

Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü. Bütün sevenlerin sevgilerini kutluyorum.
Duyguların kraliçesi olan sevgiyi yaşamak, paylaşmak ne kadar güzel. Kalbinin biri için atması, duyulan heyecanlar ne kadar özel. Bunu yaşayanlar çok şanslı.
Daha önce de yazmıştım. İnsanın ruhu doyunca karnı da acıkmıyor diye. Tecrübeyle sabit :)
Bu günü kutlamak için illa bir sevgilinizin olması da şart değil. Bizi insan yapan duyguyu ‘sevgiyi' kutlayabiliriz.
Sevgi dediğimiz şey illa bir insana duyulan hisler değildir ki. Mesela ben ülkemi çok seviyorum, çocukları, hayvanları, doğayı, arkadaşlarımı, güzel sohbetleri, yeni şeyler öğrenmeyi, öğretmeyi…
Sevgiyi kutlamalıyız. Bütün şarkılar, romanlar, şiirler bunun için yazılmıyor mu? Hayatın esas anlamı bu değil mi?

* * *

Artık birçok kişinin para tuzağı, zoraki bir gün gibi gördüğü 14 Şubat Sevgililer Günü'nü ben seviyorum ve onu tüm sevdiğim şeyler için kutluyorum.
Kutlamanın, mutlu olmanın nesi kötü? Bunu ticari ya da zoraki yapan insanlar. Yok sevgi bir güne sığdırılamazmış. Sığdırmayın! Her gün kutlayın. Bunu engelleyen bir yasak mı var? Para tuzağıymış… Siz karşı durun, hediye almayın. Alana da karışmayın.
Her yerde hoşgörüsüzlük. Her şeye muhalefet ata sporumuz haline gelmiş artık. Herkes benim gibi düşünmeli kafası.

* * *

Bir de Hristiyan âdeti diyenler var. Her şeyimiz yerli ya! Aziz Valentin (St. Valentine) Günü. Biz zaten Sevgililer Günü'nü kutluyoruz azizlerle bir işimiz yok ki!
Sırf yılbaşını bile Hristiyan işi diye kutlamayı reddedenler var. Kişi niyetinden sorumludur.
Yeni yılın gelişini değil de Hazreti İsa'nın doğumunu kutluyorsan o senin bileceğin iş.
Ayrıca Hz. İsa İslamiyet'in kabul ettiği bir peygamberdir. Allah'ın elçisidir kutlamakta ne gibi bir sakınca var onu da anlamadım. Kaldı ki doğum günü de 1 Ocak değil 24 Aralık olarak kabul ediliyor. Madem karşı çıkacaksınız biraz araştırın bari!
Kutlamayın kardeşim! Hediye de almayın. Yapana da mani olmayın.
İçinde sevgi olan her şey kutlanmalı. Zaten bunun için yaşamıyor muyuz; sevmek, sevilmek, takdir görmek…
Mesela şu anda Kovacs'ın ‘My Love' adlı şarkısı çalıyor. Sevdiğim bir arkadaşımın bana veda hediyesi. Aldığım diğer bütün hediyeler arasında en değerli olanı.

Hoş geldin Bal

Sevgi demişken sevginin en saf en karşılıksız olanını çocuklar ve hayvanlar bize gösteriyor.
Bu yüzden biz de bir karar aldık ve ailemize yeni bir üye daha kattık. Yani bir kızım daha oldu. Bal.
Daha önce de köpeğim vardı. Paşa'cığımla 14 sene geçirdim. Hayvan bakmanın nasıl bir şey olduğunu çok iyi biliyorum. Bir süre sonra aileden biri oluyor. Eziyeti yok değil. Ama kimse beni görünce onun kadar
sevinmiyor.
Hayvanların insanlara gerçek sevgiyi öğrettiğini düşünüyorum. Kızım Eda, Paşa ile 10 sene yaşadı. Başkalarıyla tanıştırırken ‘Abim Paşa' diye tanıştırırdı.
Ama oğlum bunu yaşayamamıştı. Paşa öldüğünde çok küçüktü. Bu sevgiyi yaşamak onun da hakkı diye düşündüm. Çocuklarım onun bu karşılıksız sevgisini görerek büyüyecekler.
İnsan bir hayvanla beraber yaşayınca onların da duyguları olduğunu anlıyor. Çocukların başka bir canlının sorumluluğunu almanın ne demek olduğunu anlamasının en güzel yolu. Başka canlılara da saygı göstermek gerektiğini öğreniyorlar.
O bakışlar yok mu…
Sizi görünce sevinçten çılgına dönmesi…
Kayıtsız şartsız size güvenip kendini teslim etmesi…
Eve gelince terapi. İnsanın bütün elektriğini alıyor. Öyle çıkarsız bir sevgi ki…

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları