Top
28/08/2023

Altın ithalatına kota “çarşıyı” karıştırdı!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, cari açığı azaltacak adımlar atacakları ve risk primini düşürecekleri yönündeki açıklamalarının ardından, altın ithalatına kota uygulaması başlatıldı. Peşin altın ithalatına getirilen miktar kotası dışında, 08.08.2023 tarihli 32273 sayılı Resmi Gazete'de, 7480 sayılı “Bazı Ürünlerin İthalatında Ek Mali Yükümlülük Uygulanmasına Dair Karar” da yayımlanmıştır. Bu kararda, Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşması imzalanan ülkeler hariç tutulmuş. Kıymetli metallerden eşya ithalatında yüzde 20 ek mali yükümlülük de getirilmiştir.

Bugün altın ithalatına getirilen “kota” uygulaması ve sonuçlarını analiz etmeye çalışacağım.

KOTA NASIL UYGULANIYOR?

Borsa İstanbul AŞ Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası Operasyon Direktörlüğü'nün 07.08.2023 tarih ve 18908 sayılı yazısı ile “Dahilde İşleme Rejimi Kararı kapsamında yapılan ithalat işlemleri, Türkiye'de yerleşik bir tüzel kişinin sermayesine eklenmek üzere veya ihracat bedellerinden mahsup edilmek üzere ‘bedelsiz' ödeme şekliyle gerçekleştirilen ithalat işlemleri ile bankaların yurt dışında sahip oldukları altının yurt içine getirilmesine ilişkin ithalat işlemleri hariç olmak üzere, gerçekleştirilecek işlenmemiş altın ithalat işlemlerine 07.08.2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, kıymetli madenler aracı kuruluşlarına üye bazında aylık kota uygulaması” başlatılmıştır.

Bu kapsamda toplam 12 ton kota dağıtılmış, bu dağıtım yapılırken kimi üyelere aylık sadece 25 kg, kimilerine ise aylık bir ton üzerinde ithalat hakkı tanınmıştır.

Borsa üyeleri, ulusal ve uluslararası normlara uyum açısından tamamen aynı yükümlülüklere tabi olmalarına rağmen, kota dağıtılırken eşitlik ilkesinin göz ardı edildiğini iddia etmektedirler. Kimi üyelere normal zamanlarda yaptıkları ithalatın %3 veya %5'i kadar bir hak tanınırken, kimi üyelere ise bunun 10 ile 30 katı kota hakkı verildiği iddia edilmektedir.

Sektörde faaliyet gösterenler, eşitlik ilkesinin gözetilmemesinin haksız rekabete neden olduğunu, asıl işi altın ithali ve ihracı yapmak olan şirketlerin tüm ay iş yapmadan boş otururken, diğerlerinin çok ciddi kazançlar elde etmesinden duydukları rahatsızlığı ifade etmektedirler.

Kota uygulaması, yan yollara saptırıyor!

Her zaman olduğu gibi masa başında getirilen kotanın, hangi sonuçlar doğuracağını önceden öngörememenin sonuçları uygulamaya yansımaya başladı. Kota uygulamasını aşmak için, daha 20 gün dolmadan yapılanları kısaca özetleyeyim.

– Dahilde İşleme Rejimi kapsamında altın ithalatı istisna olunca; bu kapsamda altın ithal etme yetkisi olan işletmelerin bir kısmı, bu haklarını bazı kişi ve şirketlere gayri resmi olarak devretmeye başladı. Bu belgelerle ihraç etme taahhüdü ile yüklü miktarda altın getirmeye başladılar. Bu kapsamda gelen altınlar, Borsa İstanbul kayıtlarında gözükmemekte ve belli bir rafineri standardı da aranmamakta. Bu altınlar bir şekilde iç piyasaya sürülmektedir. Bu tür işletmeler mevcut kapasite kullanım raporlarını da bu işler için kötüye kullanmaktadırlar.

– Kota uygulaması, kaçak yollarla ülkeye altın getirilmesini tekrar cazip hale getirdi. Cazip hale gelmesinin nedeni, Türkiye fiyatları ile dünya fiyatları arasında Türkiye aleyhine kiloda yaklaşık 1.500-1.800 dolar arası yüksek fiyatlandırma oluşmasıdır. Ülkemize Suriye, Irak, Bulgaristan ve İran'dan kaçak yollar ile getirilen bu altınlar “gri” listeden çıkmak ile ilgili çabalarımızı bir başka bahara bırakacaktır.

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın bu uygulamayı sektörün bütün paydaşları ile birlikte tekrar değerlendirilmesi ve konsensus içinde bir uygulama belirlemesinde sayısız yarar var. Haksız rekabete ve kayıt dışı uygulamalara neden olmadan sorunu çözmek, birinci öncelik olmalıdır.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp