Top
24/01/2024

Osmanlı'nın çarpık ve sığ tarihi

Bir milletin tarihi hakkında geniş ve zengin bir bilgi sahibi olabilmek için...

O ulusun tarihinin derinlemesine ve çok gerçekçi şekilde incelenmiş olması gerekir...

Osmanlı tarihi hakkında derin ve kesin bilgi sahibi olanlar ise:

Bildiklerini anlattıklarında:

“Kahraman atalarımızın düşmanı” olarak tanımlanıyor...

600 yıllık Osmanlı tarihi:

“Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik...

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik” dizeleriyle anlatıldığında ortaya çıkan tek şey:

“Atalarımız çok yiğit, çok cesur, çok kahramandı” babalanmasından başka bir şey değil...

Yani...

İçinde bir mercimek iriliğinde balla birlikte...

Ve...

Teknolojiyle büyütülmüş:

Zeytin turşusu...

Başka ulusların tarihlerini de okuyanlar kabul edecektir ki:

Osmanlı tarihi kadar çarpık tarihi olan bir başka millet yok...

Örnek mi?..

Diğer bütün milletlerin krallarına, şahlarına, padişahlarına baktığınızda...

Hepsi de görkemli nikâh ve düğün törenleriyle evlenmişlerdir...

Tarihçilerimize soruyorum:

Osmanlı padişahları arasında:

Görkemli bir düğün töreni ve nikâhıyla evlenen var mı?..

Bir başka sorum da şu:

Devletin kurucu Bey’i Osman’dan başka...

Kayınpederini ve kayınvalidesini tanıyan...

Haliyle:

Kayınbiraderi ve baldızı olan Padişah hangisi?..

Sanırım böyle bir tek padişah var:

Fatih Sultan Mehmet...

7 kez evlenen Fatih’in dördüncü karısı olan Gülşah Hatun:

Karamanlılardan İbrahim Bey’in kızıydı...

Ve ilginçtir...

Fatih, kayınpederinin devletini, yendiği bir savaştan sonra elinden aldı...

Bir başka çarpıcı bilgi:

Osmanlı padişahları dünya tarihinde en çok veziri azam yani başbakan idam etmiş hükümdarlardır... Devletin kurucusu Osman Bey’in oğlu Orhan Bey‘den, Tanzimatı ilan ederek imparatorluğu çağdaşlaştırmak isteyen Abdülmecid’e kadar 182 veziri azam geldi iş başına...

Fatih’ten ikinci Mahmut döneminin sonuna kadar:

Bunlardan 44 tanesi idam edildi...

Yani:

368 yılda 44 veziri azam:

Cellatların ellerinde can verdi...

Ortalama her sekiz yılda:

Bir Vezir-i Azamın kafası koparıldı...

Padişahlık da olsa bu normal bir tablo mudur?..

Buyurun bir çarpıklık daha...

36 padişahtan 13’ü zorla tahtan indirildi...

Çoğu da öldürüldü...

Bizzat padişahlar tarafında öldürülen evlât ve kardeşleri ise sayı olarak bilmediğim için sadece hatırlatmakla yetiniyorum...

Günün sözü

“Bu dünya bir padişah için büyük, iki padişah için küçüktür...”.

Yavuz Sultan Selim

UMURSAMAMA HATASI

İsrail giderek işin b.kunu çıkarıyor...

Ve haliyle...

HAMAS’tan nefret ettikleri...

Ve...

İsrail’i Gazze’ye askerî operasyon yapmaya mecbur eden Hamas’tan nefret ettikleri için İsrail’e destek veren medeni ulusların da:

Tepkisini çekmeye başladı...

100 günden fazla bir zamandır adeta:

“Arap Müslüman soykırımı” yapan İsrail ordusu demek ki:

Güç olarak fazla abartılmış...

Terör örgütü Hamas’ı bitirmek için Gazze’ye operasyon yaptığında...

Pek çok medeni ülkeyi inandıran İsrail artık bir:

“Soykırımcı” olarak görülüyor...

Batılı devletler her şeye rağmen yoğunluklu olarak İsrail’e desteğini devam ettirse de...

Time’ın “Morning Consult” isimli araştırma şirketinden edindiği verilere göre...

43 ülkenin 42’sinde:

İsrail’e desteğin azaldığı görüldü...

Bu araştırma sonuçları Netanyahu için bir şey ifade eder mi?..

Etmez...

Totaliter liderlere önünde sonunda kaybettiren işte bu aymazlık...

Yani:

Uluslararası camiayı umursamamaktır...

EN BÜYÜK ENGEL... yüzyılın birinci çeyreği bitiyor...

Osmanlı’nın torunları olma iddiası ve hatta onurundaki bugünkü Türk Müslümanları hala:

“Halimiz iyi mi, kötü mü?” sorusuna cevap bulabilmiş değiller...

Ama...

Hemen her gece...

Ve hala...

Haber kanallarında:

Halimizin iyi mi kötü mü olduğu tartışılıyor...

İktidardan yana olanlar halimizin iyi olduğunu...

İktidar muhalifleri ise...

Halimizin berbat olduğunu:

Uyduruk gerekçelerle kanıtlamaya çalışıyorlar...

Neden böyle?..

Çünkü...

Geçmişimizin ne ölçüde aydınlık ne ölçüde karanlık olduğu konusunda hala birbirimizle mutabık değiliz...

Oysa...

Öyle ya da böyle:

100 yıldır demokratik bir laik cumhuriyet yönetimindeyiz...

Ve bu son yüzyılda:

Bir tek veziri azam yani başbakan (Adnan Menderes) astık..

Ancak şu da bir gerçek ki...

100 yıldır uygulanan demokratik laik ve her şeye rağmen anayasal Cumhuriyet...

Kendisinden önce yaklaşık 600 yıl süren ve...

Herkesin padişaha kul köle olduğu dönemden tartışılmayacak kadar daha parlak, daha huzurlu...

Herkesin padişaha kul köle olduğu altı yüzyılın...

Son 100 yıldan daha iyi...

Daha huzurlu...

Daha refah içinde olduğunu iddia edenler:

Geçmişe doğru koşmaktan vazgeçmeyecek olan çağdışı, yoz bir zihniyettir...

Son yüzyılın Türkiye’sini...

Kendisinden önceki 600 yıllık köle döneminden daha kötü göstermek...

Bu ülkenin gelişiminin önündeki:

En büyük engeldir...

HANGİSİ NE YAPARDI?

Millî görüş geleneğinden gelen...

Ve...

Erbakan, Gül ve Erdoğan’la çalışmış bir Politikacı/Devlet İnsanı/ Akademisyen bana şöyle bir not gönderdi:

Necmettin, Abdullah ve Tayyip Beylerin bir ırmak kenarına geldiklerini tasavvur edin...

Necmettin Bey: Hiç düşünmeden hamle yapar köprüyü geçmek isterdi...

Abdullah Bey: Köprünün sağlam olup olmadığını araştırır ve ırmağın daha emin bir yerinden geçmek için inceleme yapılması talimatını verirdi...

Tayyip Bey ise: Köprünün üzerinden bir tabur asker geçirtir, köprüde bir esneme olmadığından emin olduktan sonra karşıya geçerdi...

Yorumlamak istemiyorum...

Sizler belki bu politikacıların sırasını değiştirebilirsiniz...

EN ARKAYA KOYMUŞLAR

Temel ile Dursun Trabzon’a gidecekler...

Ama...

Cep delik cepken delik...

Trabzon’a doğru yürümeye başlamışlar...

Giderken bir otobüs garajı görmüşler...

Etrafa bakmışlar kimseler yok...

Temel:

“Ula Dursun” demiş, “Trabzon’a kadar yürümektense ha şurdan bir otopüs çalalum onla gidelum da...”.

Dursun öneriyi kabul etmiş...

Temel, otobüsü çalmak için garaja girmiş...

Dursun dışarıda bekliyor...

Aradan on dakika geçmiş Temel’den ses seda yok...

Dursun tam garaja girip Temel’i arayacakken motor sesi duymuş...

Az sonra Temel otobüsle dışarı çıkmış...

Dursun hemen atlamış otobüse ve Temel’e sormuş:

“Ula neden bu kadar geç kaldun da?..”.

“Ula uşağum” demiş Temel, “Trabzon’a ciden otobüsü en arkaya koymuslar da...”.

GÜNÜN HABERİ

Endonezya’nın Batı Java eyaletinde yaşayan 25 yaşında bekâr bir Müslüman kadın...

Yaklaşık üç kilogramlık bir kız bebek dünyaya getirdikten sonra...

Bekâr ve bakire olduğu halde nasıl olup da hamile kaldığını şöyle açıkladı:

“İkindi namazını kılarken secdeye vardım. O sırada aniden bir rüzgâr esti. Rüzgârı vajinamda hissettim...”.

Ne rüzgârmış be...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp