Top
21/02/2024

Sermayenin, yerlisi, millisi, yabancısı olmaz

Ekonomide dört üretim faktörü vardır.

Bunlar:

Emek...

Sermaye...

Doğal kaynaklar (yani, toprak veya arazi...)

Müteşebbis ya da günümüz Türkçesiyle girişimci...

Ekonomiyi sağlıklı ve sürdürülebilir oranlarda büyütecek üretimi gerçekleştirebilmek için:

Emek...

Sermaye...

Ve doğal kaynakları bir araya getirecek:

Bir girişimcilik gereklidir...

Ne yazık ki...

Bunu başarabilecek TÜSİAD üyeleri iktidar ve halkımızın yarısından çoğu için yani muhalif seçmenler için de:

“Sosyete n’olcak?..”...

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan

Oysa canlarım:

Bu dört faktörden biri olan TÜSİAD’a “sosyete” gözüyle bakıp düşmanlaştırarak...

Diğer yandan kasabalı/köylü karışımı TOBB ve MÜSİAD’ı “iş adamı” olarak tanımlayarak:

Fiyat istikrarı sağlamak mümkün değildir...

TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu

İktidar da ana muhalefet de gerçek girişimcileri (TÜSİAD üyelerini) “halk” olarak kabul etmiyor...

Aksine, onlara:

“Halk düşmanı” gözüyle bakıyor...

Diğer tarafta:

İktidar, kasabalı/köylü karışımı TOBB ve MÜSİAD’dan yana...

Ana muhalefet ise:

TOBB’u ele geçirmeye çalışırken:

MÜSİAD’a:

“Şeriatçı iş adamları” gözüyle bakıp, onlara karşı cephe alıyor...

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı

Canlarım...

Sermayenin:

Yerlisi...

Millisi...

Yabancısı olmaz:

Sermayenin:

Namuslusu olur...

Dürüstü olur...

Üretkeni olur...

Verimli çalışanı olur...

Hukuk ahlâkına uyanı olur...

Sömürgeci zihniyetli...

Yasaları delen...

Rüşvet vererek işini gören ise:

Sermaye değil:

Kara paradır...

Günün sözü

“Genel olarak tüketicinin devlet tarafından korunması arzu edilir. Daha da kritik bir mesele ise tüketiciyi devletten korumaktır...”

Milton Friedman...

KAYNAK İSRAFI

TOGG marka otomobil meselâ:

Ne yerlidir...

Ne millî...

Kaldı ki:

İtirazım yabancı oluşuna da değil...

İtirazım:

Verimli olmayışına...

İtirazım yarattığı kaynak israfına...

TOGG’un üretimi için harcanan 6 milyar dolarla:

Faktör verimliliğini artırıcı Ar-Ge çalışmaları yapılabilir...

Silikon Vadisi’nin bir benzeri kurulabilirdi.

Ama iktidar yapmadı...

Tahminim o ki:

TOGG, 2023 yılında yaklaşık 10000 otomobil teslimatı yapması halinde...

Otomobil başına en az 30 bin dolar zarar edeceği için:

Yılı:

Yaklaşık 9 milyar TL zararla kapatmış olacaktır...

BOŞ TENCERE NEDEN YIKMADI?

Adamın biri, 30 yıl evine her akşamüzeri:

Eli kolu dolu gelmiş...

Karısı da her akşam neşeyle kapıyı açmış...

Kocasının getirdiklerini alıp mutfağa taşımış...

Bir akşamüzeri her zaman olduğu gibi kapı vurulmuş...

Kadın, “kocacığım geldi” diye yerinden fırlayıp kapıya koşmuş...

Kocasını ilk defa eli kolu boş görünce şaşırmış...

Bakışlarını adamın gözlerine çevirmiş...

Şaşkınlıkla bağırmış:

“A be adam senin bi gözün körmüş ya...”.

Ey siyasetçi milleti...

Bu kıssayı unutmayın...

Demirel merhum buna benzer çok kıssa bildiği...

Buna benzer pek çok olayı partililerden dinlediği için:

“Boş tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur” derdi...

Diyeceksiniz ki:

“Boş tencereler AKP iktidarını neden devirmiyor?..”.

Devirmiyor çünkü...

Şimdiye kadar sağdan alındı...

Soldan alındı...

Kefen paraları harcandı...

Milli servetin büyük bölümü satıldı...

Yetişmedi:

Merkez Bankası matbaası çalıştırıldı...

Ama...

İşte yol bitti...

1 Nisan günü göreceklerimiz, yaşayacaklarımızın hiçbiri:

“1 Nisan şakası” olmayacak...

Hayatın:

Acılı soslu gerçekleriyle yüz yüze geleceğiz...

Hazır olun...

KOMİK OLMA...

Hacı Yakışıklı isimli gazeteci/yazar arkadaş demiş ki:

“Pierre Loti Tepesi’nin ismi değişsin. Brüksel’de Ulubatlı Hasan Tepesi var mı?..”.

Hacı be!..

Pierre Loti, Türkleri ve Türkiye’yi savunan...

Bu nedenle:

Kendi ülkesinde ve Batı’da:

Karalanmayı, dışlanmayı göze alan bir Fransız yazar...

1910’lu yıllardan itibaren, Türk kültür ve siyaset dünyası tarafından sevgi ve saygıyla karşılandı...

“Türkün Türk’ten başka, tek dostu” olarak alkışlandı...

Ve adı:

Eyüp’teki o ünlü tepeye verildi...

Peki...

Ulubatlı Hasan:

Fransızlar için ne yaptı?..

Söyle de bütün dünya bunu senden öğrensin...

Ben de seni alkışlayayım...

Aksi halde otur oturduğun yerde:

Komik olma...

İKİYÜZLÜLÜK

Annesi Türkçe bilmediği için Havalimanında, mağdur edilen ve...

Kürtçe hizmet olmamasına isyan eden Memduh Çalışan dün gözaltına alındı...

Feyza Altun için 2 gün sosyal medyayı inletenlerden:

Hiç ses çıkmadı.

Oysa...

Feyza Altun’un gözaltına alınması ne kadar hukuksuz ise...

Memduh Çalışan’ın gözaltına alınması da en az o kadar hukuksuzdur...

Bir ülkede yargılama:

Eylem veya söylem üzerinden değil de:

Eylem ve söylemi yapan kişinin aidiyeti üzerinden yapılıyorsa:

O ülke:

Geri kalmış ülke bataklığında patinaj çekmeye mahkûmdur...

AYDINLAR KORKAKSA 

Şeriat:

Berbat ve çağdışı bir rejim...

Ama...

Feyza Hanım derin hukuk bilgisi ve entelektüel birikimiyle:

Netflix dilini değil de:

Hukuk dilini kullanarak eleştirebilirdi şeriat rejimini...

O zaman kimse kendisine:

“Şeriata nerenle s...sın?” diye sormaya cesaret edemezdi...

Neyse...

Üslûbu nedeniyle eleştirdiğim Feyza Hanım’ı:

Cesaretinden dolayı kutladığımı söylemeliyim...

Çünkü:

Aydınları korkak olan ülkenin yobazları:

Utanmaz...

Arsız...

Ve hatta:

Hırsız olur...

DURUM TESPİTİ

Günün durum tespiti ve haberi, CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan’dan geldi...

Buyurun okuyun lütfen:

Son yirmi yılda, yani AKP+MHP döneminde verilen maden işletme ruhsatı sayısı:

300.000.

Yazı ile:

Üç yüz bin.

2000 yılına kadar verilen sayı ise 1.300...

Bu sayılara arama ruhsatları dahil değil.

Korkunç bir rakam.

Hem ekonomik hem de coğrafi olarak altımız oyulmuş ve doğamız ağır tahribata maruz bırakılmıştır.

#İliç maden faciasının bir numaralı sorumlusu Cumhur iktidarıdır.

20 YILDA DEĞİŞEN NE?

Feyza Altun isimli bir avukat hanım:

“S...yım şeriata” dediği için gözaltına alınmış...

Kanunlara uygun olup olmadığını bilmiyorum...

Ama:

Demokratik bir ülkede uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı...

İşin ilginç yanı:

20 yıl önce şeriatı övenler tutuklanıyordu...

Bugün ise:

Şeriata sövenler tutuklanıyor...

Ya da:

Gözaltına alınıyor...

Yani...

Son 20 yılda değişen tek şey:

Tutuklayanlarla tutuklananların yer değiştirmesi.

Günümüzde:

Şeriat heveslisi uhrevîler...

Şeriat karşıtı dünyevî yurttaşları tutukluyor...

Şeriat rejiminde:

Kamusal alanlar ve...

Bireylerin dünyevî yaşam tercihleri:

Modern hukuk kurallarına göre değil...

Din hukukuna göre belirlenir...

Bilhassa İslâm hukukunda, kadınlar:

İkinci sınıf vatandaş muamelesi görür...

Bir kadın, kocasını diğer üç kadınla paylaşmayı kabul etmek zorundadır...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp