Top
19/03/2024

Bu kafayla çağdaş uygarlık hedefine varabilir miyiz?

1938 – 1950 arası CHP kafası...

1954-1960 arası DP kafası neyse...

Bahçeli ile kanka olduktan sonraki AKP kafası da o...

Meselâ:

Yargı bağımsızlığına tahammülü yok...

Demokrasiyi ise sadece, kendi partileri kazandığında seviyorlar...

Toplumumuza bakın...

Milyonlarca Erdoğan ve Bahçeli göreceksiniz...

Ya Erdoğan gibi sadece “Sünnî Müslüman” ile...

Kendi partisine oy verenlere tahammül ediyorlar...

Ya da...

Bahçeli gibi sadece hem Türk hem Sünnî Müslüman olup ama hem de...

Kendi partisine oy verenlere hoşgörülü davranıyorlar.

Kendileri gibi düşünmeyen...

Kendileri gibi inanmayan...

Kendileri gibi yaşamayan...

Kendileri gibi giyinmeyen...

Kendilerinin oy verdiği kişi ya da partilere oy vermeyenlerden ise:

Nefret ediyorlar...

Kendi fikirlerinin doğruluğundan ne kadar eminseler...

Kendileri gibi düşünmeyenlerin fikirlerinin yanlış olduğundan da o kadar eminler...

Kendileri gibi düşünmeyen yurttaşlara:

“Geri zekâlı, salak, vatan haini, terörist” muamelesi yaptıklarında itiraz gelince...

Onlara:

“Tahammülsüz” diyorlar...

Ama...

Kendileri gibi düşünmeyenlerin:

Hiçbir fikrine...

İnançlarına...

Yaşam ve giyim tarzlarına:

Tahammül edemiyorlar...

Seçim kaybettiklerinde:

“Oylarımız çalındı” diyor...

Taraftarı oldukları takım yenilediğinde:

“Hakemler hakkımızı yedi” diyerek isyan ediyorlar...

Ekonomi krizden krizde sürükleniyor...

Ekonomi yönetimini değil, yabancıları suçlayıp:

“Bizi kıskanıyorlar, kumpas kurdular” diyerek yabancılara hakaretler ediyorlar...

Bir milletin vatan topraklarını kendileri alırsa fethetmiş oluyorlar...

Başkaları kendi vatan topraklarına saldırdığında:

“Topraklarımızı işgal ettiler” diyerek dünyayı ayağa kaldırıyorlar...

Lütfen gerçekçi ve samimi olalım...

Çoğunluğu ve yönetenleri bu zihniyette olan bir milletin...

Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlıklar düzeyini yakalamasına:

İmkân da yok...

Hakkı da yok...

Günün sözü

Aynı apartmanda oturduğu komşusuyla asansörde karşılaştığında “merhaba” demeyen ama...

Yolda kalmış bir araba gördüğünde, hiç tanımadığı o kişinin arabasını iten birini görürseniz...

Bilin ki o kişi:

Türk Müslümanıdır...

Memduh Bayraktaroğlu

PUTİNLER NEDEN KAZANIR

Az gelişmiş ülkelerde milyonlarca seçmenden kimisi:

Çok büyük çıkarları olduğu...

Kimileri:

Hiçbir iş yapmadan yattıkları yerden beslendikleri için:

Despot muktedirlere oy verir...

Hemen hemen bir o kadarıysa...

Adalete ihtiyaç duydukları...

Özgürlük konusundaki hassasiyetleri nedeniyle...

Ve fakat...

Bunları kendilerinden esirgeyen despot muktedirlerden nefret ettikleri için:

Ona oy vermez...

Despot muktedirlerin nasıl iktidarda kaldıklarını anlatan şu söz, Comte de Lautreamont’a ait:

“Yeterince hırsızlık yaparsan, çaldığın paralarla seni aziz ilan edecek bir kilise satın alabilirsin...”.

Canlarım...

Hiçbir az gelişmiş ülkede...

Sadece despot muktedirin gücü...

Ülkeyi az gelişmiş bırakmaya yetmez...

Mutlaka...

Eğitimsiz...

Görgüsüz...

İtiraz ve isyan etmeyi bilmeyen halka...

Ve...

Vicdanlarını satan politikacılarla...

Asker ve yargı bürokratlarına da ihtiyaçları vardır...

NOT:

Rusya Devlet Başkanlığı seçimini, oyların yüzde 87,8’ini alan Vladimir Putin kazandı.

İDAM FERMANI

Sadece az gelişmiş ülkelerde değil...

Gelişmiş ülkelerde bile iyi iktisatçıların önerilerine kulak verilmez...

Neden mi?..

İyi iktisatçı siyasetten arınmış çözümler önerir de ondan...

Siyasetten arınmış...

Halk dalkavukluğunu reddeden çözüm önerileri ise...

Siyasetçiler için:

“İdam fermanı” gibidir...

Tek farkla...

Yağlı ilmeği kendi boyunlarına kendileri geçirip...

Ayaklarının altındaki tabureyi...

Kendileri tekmelerler de ondan...

Ve halk...

Kendisine dalkavukluk yapmadığı için kaybeden siyasetçiye hiç acımaz...

Çünkü...

Az gelişmiş ülke halkının:

Vicdanı hiç gelişmemiştir...

KEŞKE YAPSALAR

Ne yazık ki siyasetçilerimiz ve kanaat önderlerimiz...

Çözüm üretmek...

Ya da yeni model bir ekonomi programı önermek yerine...

Birbirleriyle kavga ediyorlar...

Çünkü...

Yaşanılan siyasî ve iktisadî krizleri değil...

Birbirlerini sorun olarak görüyorlar...

Hemen herkes...

Kendi düşüncelerini...

Bağırmadan çağırmadan, küçük harfle ortaya koymak yerine...

Siyasi kavgaları tahrik eden konuşmalar yapıyorlar...

Ama...

Bilhassa TV kanalları ve sosyal medya fenomenleri...

Çok reyting yapan formatları tercih ediyorlar...

Elbette buna hakları var...

Ancak...

O programların yanı sıra...

Mutlaka (reyting yapmamayı da göze alarak):

Farklı ekonomik çözümler öneren uzmanları...

Bir araya getirip:

Tartışmalarına imkân verebilirler...

Bunu neden yapmadıklarını tahmin etsem de...

Gerçek sebebini bilemem...

Gerçek sebebini bilmediğim için de haliyle...

Sadece:

“Keşke yapsalar” diyebilirim...

ETMEYECEĞİZ DE

Pazar günü Trabzon’da oynanan Trabzonspor- Fenerbahçe maçında o saldırgan ruhlar ortaya çıkmasaydı...

Son derecede zevki geçen bir maçı konuşacaktık...

Ama...

O vahşeti yaşadığımız için iki gündür:

Sahaya yabancı madde atan...

Maç bitiminde ise sahaya inip konuk takımın futbolcularına saldıran:

Az sayıda kirli ruhlu Trabzonluyu konuşuyoruz...

Benim gibi...

Galatasaray-Fenerbahçe maçlarını aynı tribünde yan yana izlemiş olanlar:

Bugün olanları kabul edemiyoruz...

Etmeyeceğiz de...

TAM OKSİMORON...

Saldırgan ruhlu az sayıda Trabzonlu sahaya:

Fenerbahçeli futbolcuların galibiyetlerini kutlamalarından tahrik oldukları için inmişlermiş...

Bu kafalar; medeni bir şekilde giyinmiş kadınlara saldırdıklarında da kendilerini:

“Çok açık giyinmişti, tahrik oldum” diyerek savunmuyorlar mı?..

Ve...

Savcılarımızın...

Ve yargıçlarımızın büyük bir kısmı:

“Tahrik olmuş” diyerek ceza indirimi yapmıyorlar mı?..

Canlarım biraz kaba kaçacak ama...

Atalarımız söylediğine göre...

Hatırlatmakta bir sakınca yok:

“İmam o.urunca cemaati s.çan” kaç toplum vardır dünyada?..

Sonra da gelsin:

“Soylu atalarımızzzz, feraseti yüksek milletimiz” babalanması, hamaseti...

Tam oksimoron...

DÜNÜN X’İ

Mahfi Eğilmez

@mahfiegilmez

Siyasetin karıştığı her teknik konu bir faciaya dönüşüyor.

Faize karıştı enflasyon uçtu, istatistiklere karıştı gerçeklerden koptuk, futbola karıştı dünkü manzara ortada.

Buna karşılık siyasetin karışmadığı teknik konularda mesela voleybolda dünya çapında başarılar geliyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp