Top
12/01/2024

Her ekonomik kriz, bir sonraki krizin habercisidir...

Canlarım...

Her beceriksiz ve başarısızlığını, uygulandığını iddia ettikleri liberal ekonomi modeline...

Ya da:

Dış güçlere bağlayanlara soruyorum:

ABD, AB üyesi ülkeler, Japonya, Kanada, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda da “liberal ekonomi” politikaları uygulamıyor mu?..

Peki:

Türkiye ve Arjantin’i yöneten siyasetçiler de...

“Liberal ekonomi politikaları uyguluyoruz” demiyorlar mı?..

İyi ama...

Neden:

İlk saydığım gelişmiş liberal ekonomilerde enflasyon:

Bütün belâlara...

Her türlü petrol ve hammadde fiyatlarındaki artışa rağmen:

Tek haneli rakamları aşmıyor...

Gerçekçi tedbirler alındığında fiyat artış hızı hemen kesiliyor da...

Aynı ekonomik modeli uygulayan Türkiye ve Arjantin’de ise fiyat artışları neden:

Yıllık yüzde yüzleri buluyor?..

Niçin, halkın beşte dördü:

Sefalet içinde yaşarken...

Bütün krize rağmen beşte biri:

Refah ve şatafat içinde yaşamayı sürdürüyor...

Efendiler!..

Akılcı, demokrat, hukuka saygılı...

Ve...

Ekonomiyi denetleyen ancak özgür de bırakan liberal modelin iktidarları da ekonomik kriz yaşatır...

Ama:

O krizler:

Uzun aralıklarla...

Ve...

Rutin ekonomik krizlerdir...

Yani:

Bu tür ekonomik krizler:

Bir bakıma tabiat olayları gibidir:

Nasıl ki:

Her yıl mutlaka mevsimler yaşanır...

Bazen daha önceki yıllara göre daha uzun ve kurak geçen mevsimler...

Bazı yıl, daha öncekilere göre daha bol yağışlı ve kısa sürebilir...

Ya da:

Daha kısa ve kurak...

Daha uzun ve yağışlı olur ise...

Ekonomi modeli ne olursa olsun, belirli aralıklarla kriz yaşanması da:

Kaçınılmazdır...

Ancak...

Meteoroloji tarihine baktığınızda:

Yaz ayları ne kadar çok sıcak olursa...

Bahar ve kış aylarının da o kadar çok yağışlı olduğunu görürsünüz...

Zira yağışlar; buharlaşmış suyun aynen geri dönüşüdür...

Bütün mesele:

Yağışların bol olduğu süreci doğru değerlendirmektir...

Yağışın az olduğu yıldan sonrasını ise doğru plânlamaktır...

Günün sözü

“Parasını ucuzlatan bir ülke yurt dışından bakıldığında nihai satışlarının daha ucuz görünmesini sağlayabilir, ama çeşitli girdileri satın almak için ucuz parasının daha fazla kısmını harcaması gerekeceğinden kendisine zarar verebilir...”.

James Rickards

ŞAŞIRMAYACAĞIM

Müzakere tekniklerinin en etkili olanlarından biri:

Makulü talep etmektir...

Böylece muhatap ürkütülmemiş olur...

Verirken ise en başta: 

“Verebileceğimiz bu kadar” diyerek en yüksek talebi karşılamış görünmektir...

AKP iktidarı her seçim öncesi verilebileceğin en fazlasını vermiş gibi yaptı...

Ve...

Hep kazandı...

Artık yol bitti...

Yakında 4. Murat’ın, sürekli daha fazla isteyen Yeniçerilere:

“Hazinede yok, denizden mi çekip vereyim” dediği gibi yaparlarsa şaşırmam...

Çünkü...

Seçmenleri artık şuna inanıyor:

“Reis’in verdiği, verebildiğidir...”.

Ve nitekim sonuç ortada:

“Ev veremedik çay çorba verelim...”.

Sözümün özü...

Buna rağmen kazanırlarsa:

Şaşırmayacağım...

UZAKTAYIM GÖREMİYORUM...

Mutlaka farkındasınızdır...

Başta İstanbul olmak üzere pek çok şehrimizde...

Emniyet operasyonlar yapıyor...

En son İstanbul’da KAFES-30 operasyonu gerçekleştirildi...

Açıklamaya göre;

İran, Güney Kore, Suriye, Çin, Özbekistan ve İsviçre tarafından kırmızı bültenle aranan 10 kişi yakalandı.

Dikkat!..

“Kırmızı bültenle aranan...”.

Beklerdim ki:

Ayıpları...

Günahları...

Kabahatleri...

Ve suçlarıyla:

Ülke haritasını kızartanların yüzleri de kızarsın...

Peki...

Kızarıyor mu?..

Çok uzakta olduğum için midir nedir:

Göremiyorum...

DÜNÜN X’İ

sedat bozkurt

@sedattbozkurtt

6 yıl önce dolar 3 TL idi. Bugün 30 TL, tam 10 kat artmış.

Pandemiyi, savaşların etkisini tüm dünya yaşadı, hiçbiri 10 kat yoksullaşmadı.

Her şey tam 6 yıl önce fantastik ekonomik yaklaşımla, hukuktan demokrasiden uzaklaşmayla başladı.

Bu tablonun sorumlusu bu arada 2 seçim kazandı.

KISSADAN HİSSE

Peygamberler tarihinde başarıları anlatılan Yusuf Peygamber (Tarihte böyle bir kişi yok zira asıl amaç kıssalardan hisse çıkarılmasını sağlamak) kâhin değil:

Başarılı bir maliyeci idi...

Kral’ın rüyasını doğru tabir ettiği iddiası ise:

Kıssayı ilgi çekici kılabilmek içindi...

Yusuf Peygamber’in başarısının temel sebebi:

Deneyimlerinden ve...

Geçmiş senelerdeki mevsimsel olayları doğru hatırlamasından kaynaklanan:

Öngörü yeteneğiydi...

Yani, Yusuf Peygamber:

Döneminin başarılı bir istatistikçisi ve planlamacısı idi...

Sözümün özü canlarım...

Türkiye ve Arjantin gibi halk dalkavukluğu yapılan ülkelerde de Yusuf Peygamber gibi:

“İstatistikçi ve Planlamacı” siyasî liderliklere ve kadrolarına ihtiyaç var...

3 SANİYEDEN HIZLI KOŞARLARMIŞ

Fıkra bu ya Erdoğan, Biden tarafından Beyaz Saray’a davet ediliyor...

Erdoğan, “F16 ve biraz da para alırız” umuduyla davete icabet ediyor...

Fakat...

ABD’ye gittiğinde Beyaz Saray’da değil bir araştırma enstitüsünde konuk ediliyor...

Biden da oraya geliyor...

Sohbet sırasında:

“Öyle bir buluş geliştirdik ki Tayyip” diyor ABD Başkanı, “ölüyü diriltiyoruz...”.

“Bizim dinimiz ölülerin ancak kıyamet gününde hesap verirken ve Allah tarafından diriltileceğine inandığı için o konu üzerinde hiç çalışma yapmadık ama” derken gülümsüyor Erdoğan ve devam ediyor, “biz çok daha farklı bir konuda büyük başarı sağladık...”.

Biden “nasıl yani?” diye sorarken hayretini gizleyemiyor...

Erdoğan sağ elini Biden’ın iki eli üzerine koyuyor:

“Bizim başta ben olmak üzere bütün milletvekillerimiz ve parti teşkilatlarımız” diyor, “yüz metreyi 3 saniyede koşuyoruz...”.

“Bunu nasıl başardığınızı çok merak ettim” diyor Biden...

O anda hiç düşünmeden az sonra söylediklerinin imkansızlığını unutan Erdoğan’ın ağzından şu cümle dökülüyor:

“Ülkemizi ziyaret ederseniz bunu size ispat edebiliriz...”.

Türkiye’ye dönülüyor...

Bir süre sonra Biden, Erdoğan’ı arayıp, Türkiye’ye gelmek istediğini söylüyor...

“Şeref verirsiniz” derken endişeli Tayyip Bey...

Telefonu kapatıp kendisine o büyük yalanı söyleten danışmanlarını azarlıyor:

“Ne yapacağız şimdi?.. Yüz metreyi 3 saniyede nasıl koşacağız...”.

Danışmanlar kaynanasıyla zina yapmış damat gibi ayakuçlarına bakıyorlar...

İçlerinden biri soruyor:

“Biden ölüyü dirilttiklerini söylediğinde bunu nasıl yaptıklarını sordunuz mu?..”.

“Hiç aklıma gelmedi” diye cevaplıyor Erdoğan...

“İsabet olmuş” deyip devam ediyor Danışman, “Biz de Biden’ı Anıtkabir’e götürür, Atatürk’ü diriltmesini isteriz... Diriltemezse rezil olur, bizim de yüz metreyi 3 saniyede koşmamıza gerek kalmaz...”.

“İyi de kardeşim” diyor Erdoğan, “ya Atatürk’ü diriltirse?..”.

Danışman sakin ve kendinden emin, cevap veriyor:

“Atatürk dirilirse de zaten başta siz olmak üzere tüm milletvekillerimiz yüz metreyi 3 saniyeden bile daha hızlı koşarsınız...”.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp